İçinde ava olan 7 harfli 43 kelime var. İçerisinde AVA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ava olan kelimeler listesine ya da Sonu ava ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AV
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PARAVAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Menteşelerle birbirine bağlı birkaç parçadan oluşan ve yapılarda bazı bölümleri ayırmakta kullanılan, katlanır, taşınır çerçeveli perde
- "Merdivenin başındaki paravanın arkasında garip bir sahne gördüm." (Aka Gündüz)
-
Adından, yetkisinden, gücünden kendisine belli etmeden yararlanılan
-
[isim]
Menteşelerle birbirine bağlı birkaç parçadan oluşan ve yapılarda bazı bölümleri ayırmakta kullanılan, katlanır, taşınır çerçeveli perde
- AVANTAJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Üstünlük
-
Kazanım
-
Yarar
-
Teniste eşitliğin bozulması için alınan ilk puan
-
[isim]
Üstünlük
- CANAVAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Masallarda sözü geçen yabani, yırtıcı hayvan
- "Sen bir ahu gibi dağdan dağa kaçsan da yine / Seni aşkım canavarlar gibi takip edecek." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
- "Fakat o, bu gece sahiden canavar kesilmiş."
-
Köpek balığı
- "Balıklara canavar hücum etmesin diye göz kulak olurmuş." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Canavar gibi çalışıp sınavlara hazırlandı."
-
Haşarı, yaramaz çocuk
-
Kurt, domuz vb. cana kıyan yaban hayvanı
-
[sıfat]
Acımasız, kötü ruhlu, zalim (kimse)
-
[isim]
Masallarda sözü geçen yabani, yırtıcı hayvan
- KAVANÇO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Yelkeni bir bordadan öbür bordaya geçirme
-
Değiştirme, aynı türden bir şeyin yerine bir başkasını koyma
-
Bir işi başka birine yükleme, başına sarma
-
[isim]
Yelkeni bir bordadan öbür bordaya geçirme
- SAVAŞIM
-
-
[isim]
Herhangi bir amaca erişmek, bir güce karşı koyabilmek amacıyla bir kişi veya grubun sürekli çabası, mücadele
- "Bir polemikçi, bir savaşım insanı değildi." (Haldun Taner)
- "Sen ancak iyi savlar için savaşım vermekte rahat ederdin." (Haldun Taner)
-
[isim]
Herhangi bir amaca erişmek, bir güce karşı koyabilmek amacıyla bir kişi veya grubun sürekli çabası, mücadele
- KAVALCI
-
-
[isim]
Kaval yapan, satan veya çalan kimse
-
[isim]
Kaval yapan, satan veya çalan kimse
- HAVADAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Havası bol, temiz olan (yer), yeleken, yeleç
-
[sıfat]
Havası bol, temiz olan (yer), yeleken, yeleç
- ZAVALLI
-
-
[sıfat]
Acınacak kadar kötü durumda bulunan, mutsuz
- "Zavallıyı saatlerce kendine getiremediler." (Haldun Taner)
-
Gücü bir şeye yetmeyen, âciz
- "Bunu idrak etmekten o kadar zavallı ve biçareydi ki." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[sıfat]
Acınacak kadar kötü durumda bulunan, mutsuz
- KAVAKÇI
- ...
- ABUHAVA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İklim
-
[isim]
İklim
- AVALLIK
- ...
- DAVALIK
-
-
[sıfat]
Davayı gerektiren
-
[sıfat]
Davayı gerektiren
- KAKAVAN
-
-
[sıfat]
Kendini beğenmiş, sevimsiz, düşüncesiz, bilgisiz, budala
-
[sıfat]
Kendini beğenmiş, sevimsiz, düşüncesiz, bilgisiz, budala
- KARAVAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir otomobilin arkasına takılan, hem taşıt hem konut olarak kullanılan üstü kapalı araç
-
[isim]
Bir otomobilin arkasına takılan, hem taşıt hem konut olarak kullanılan üstü kapalı araç
- KAVANOZ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Plastik, cam vb. maddelerden yapılmış ağzı geniş, çeşitli boylarda kap
- "Gül ağaçlarının dibini akşamdan beyaz kavanozlara koyar, içine yüzüklerimizi, yüksüklerimizi atar, ertesi sabah güneş doğarken mâni söyleyerek tekrar çıkarırdık." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Plastik, cam vb. maddelerden yapılmış ağzı geniş, çeşitli boylarda kap
- SAVAŞMA
-
-
[isim]
Savaşmak işi, muharebe
-
[isim]
Savaşmak işi, muharebe
- ANDAVAL
-
-
[sıfat]
Andavallı
-
[sıfat]
Andavallı
- SAVATLI
-
-
[sıfat]
Savatı olan, savatlanmış
- "Belindeki yirmi sene evvel hediye gelen kayışın savatlı gümüş sarkıntıları pırıl pırıl parlıyorlar." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Savatı olan, savatlanmış
- AKKAVAK
-
-
[isim]
Söğütgillerden, yapraklarının altı beyaz olan bir kavak türü, akçakavak, Hollanda kavağı (Populus alba)
-
[isim]
Söğütgillerden, yapraklarının altı beyaz olan bir kavak türü, akçakavak, Hollanda kavağı (Populus alba)
- MEGAVAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir milyon vat değerinde elektrik güç birimi
-
[isim]
Bir milyon vat değerinde elektrik güç birimi