İçinde ava olan 5 harfli 28 kelime var. İçerisinde AVA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ava olan kelimeler listesine ya da Sonu ava ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A A V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AV

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

AVANE
...
SAVAK

  1. [isim] Suyu başka yöne akıtmak için yapılan düzenek
  2. Değirmen arkındaki fazla suyun akması için açılan ikinci su yolu
  3. Bir barajın fazla suyunu akıtmak için yapılan düzen

KAVAL

  1. [isim] Genellikle kamıştan yapılan, daha çok çobanların çaldığı, yumuşak sesli, üflemeli bir çalgı
    • "Yediği çilek ve çiğdem, ninnisi kaval ve bülbül, arkadaşı turna ve keklik imiş." (Refik Halit Karay)

KAVAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Elçilik veya konsolosluklarda görev yapan hizmetli
    • "Artık şunları toplatsak, dedi, kavasa söyleseniz de bir adam bulunuverse." (Refik Halit Karay)
  2. Banka, patrikhane, otel vb. yerlerde hizmetli veya koruma görevlisi
  3. Elçilik ve konsolosluklarda koruma görevlisi

HAVAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İçinde bir şey dövüp ufalamaya yarayan, tahta, taş, maden veya plastikten yapılan kap
  2. Havan topu
  3. Tütün kıyma makinesi

AVARE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] İşsiz, işsiz güçsüz, başıboş, aylak
    • "Avare insanlar."
    • "Aşkıyla avare olduğum komşu güzeli." (Cahit Sıtkı Tarancı)

AVANS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Öndelik
    • "Aldığım avansı olduğu gibi sana bırakıyorum." (Tarık Buğra)

TAVAS
...
SAVAŞ

  1. [isim] Devletlerin diplomatik ilişkilerini keserek giriştikleri silahlı mücadele, harp, cenk
  2. Uğraşma, kavga, mücadele
    • "Softalığa savaş açan ilk laikler orada toplanmıştır." (Yusuf Ziya Ortaç)
  3. Hayvanların birbirleriyle yaptığı mücadele
    • "Kartallarla leyleklerin savaşı."
  4. Bir şeyi ortadan kaldırmak, yok etmek amacıyla girişilen mücadele
    • "Veremle savaş."

YAVAN

  1. [sıfat] Yağı az
    • "Yavan yemek."
  2. Katıksız
    • "Birçok günler yavan ekmek bile bulamaz." (Falih Rıfkı Atay)
  3. Hoşa gitmeyen, tatsız
    • "Hayatları gerçekten yavan ve dayanılmaz bir sıkıntıyla sonuçlanır." (Halide Edip Adıvar)
  4. Görgüsüz, bilgisiz

KAVAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Pezevenk

TAVAN

  1. [isim] Bir yapının, kapalı bir yerin üst bölümünü oluşturan düz ve yatay yüzey, taban karşıtı
    • "Başını kaldırdı, dumanı otobüsün tavanına üfledi." (Haldun Taner)
    • "Gelmeyecek mi? Neden gelmedi? diye sordukları vakit tavan başıma yıkılıyordu." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Bir şeyi değerlendirmede kabul edilen en yüksek seviye veya fiyat
    • "Yükseköğrenim görmüş bir devlet memurunun tavanı birinci derecenin dördüncü basamağıdır."
  3. Çatı kiremidi

SAVAP
...
HAVAİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Hava ile ilgili, havada bulunan
  2. [isim] Açık mavi renk
  3. Bu renkte olan
    • "Havai gözlük camlarının arkasından insana tatlı tatlı bakan iri kara gözleri vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  4. Ciddi olmayan, ciddi işlerle uğraşmayan, ciddi işler yapmayan, dilediği gibi davranan, uçarı, hoppa, yeleme
  5. Değersiz, boş
    • "Ne yapıp yapmış bu havai konuşmayı bir röportaj şekline sokmak yolunu bulmuştu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

DAVAR

  1. [isim] Koyun ve keçiye verilen ortak ad
    • "Davar güden, tarlaya bakan, odun kesmeye giden hep benim..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Koyun veya keçi sürüsü
    • "Çoban davarı yaymaya götürdü."

SAVAN

  1. [isim] Pamuk ipliğinden yapılan kalınca kilim
  2. Yaygı, örtü

KAVAK

  1. [isim] Söğütgillerden, sulak bölgelerde yetişen, boyu bazı türlerinde 30-40 m'ye değin çıkan, kerestesinden yararlanılan uzun boylu bir ağaç (Populus)

AVAZE
...
LAVAJ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir işlem sonrası, metal yüzeyleri su ile yıkama
    • "Nuruosmaniye Semti'ndeki kârgir evinden, hastalarına lavaj yaparken, siyah çarşafını taktırarak bir kupa arabasına bindirip acele gitmişlerdi." (Refik Halit Karay)
  2. Bir organı su vererek yıkayıp temizleme

LAVAŞ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Mayalı hamurdan tandırda pişirilerek yapılan ve yapıldığı yere göre büyüklüğü değişen ince ekmek türü
  2. Yufka inceliğinde açılmış uzun sade pide

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü