İçinde av olan 5 harfli 105 kelime var. İçerisinde AV bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında av olan kelimeler listesine ya da Sonu av ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞAVAK
- ...
- YAVUZ
-
-
[sıfat]
Güçlü, çetin
- "Yavuz hırsız ev sahibini bastırır sözüne uygun olarak açtı ağzını, yumdu gözünü." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
İyi, gürbüz, güzel
- "Çok cevherli öküzmüş, bol yedir de hele bak, ne yavuz mal olur." (Refik Halit Karay)
-
Kötü, fena
-
[sıfat]
Güçlü, çetin
- TAVLA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
At ahırı
- "Piyade subaylarının binekleri, makineli tüfek bölümünün katırları o tavlada dururdu." (Necati Cumalı)
-
[isim]
At ahırı
- TAVİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ödün
- "Galiplerin yenilen devletlere hiçbir taviz vermeyecekleri hissediliyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Ödün
- HAVİT
- ...
- AVANE
- ...
- HAVAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nitelikler, özellikler
-
Kendilerini halktan ayrı ve üstün sayan, kendilerinde bir çeşit ayrıcalık gören kimseler, avam karşıtı
-
[isim]
Nitelikler, özellikler
- HAVVA
- ...
- SİMAV
- ...
- PİLAV
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Pirinçten, bulgurdan veya kuskustan yapılan bir yemek
- "Servis tabağını pilavla doldurdu, tepesine de kale burcu gibi etleri dikti." (Muammer İzgü)
-
[isim]
Pirinçten, bulgurdan veya kuskustan yapılan bir yemek
- ÇAVLI
-
-
[isim]
Henüz ava alıştırılmamış doğan yavrusu
-
[isim]
Henüz ava alıştırılmamış doğan yavrusu
- SAVCI
-
-
[isim]
Devlet adına ve yararına davalar açan, kamu haklarını ve hukuku yerine getirmek üzere yargıç katında sanıkları kovuşturan görevli, müddeiumumi
-
[isim]
Devlet adına ve yararına davalar açan, kamu haklarını ve hukuku yerine getirmek üzere yargıç katında sanıkları kovuşturan görevli, müddeiumumi
- TAVUK
-
-
[isim]
Sülüngillerden, eti ve yumurtası için üretilen kümes hayvanı (Gallus)
- "A, o nasıl lakırtı, dedi. Bunlar da tavuk ayağı yemişler, ağızlarında bakla ıslanmıyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Sülüngillerden, eti ve yumurtası için üretilen kümes hayvanı (Gallus)
- KAVİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Söz
- "Babamın kavline göre, bu adam bütün Manisa halkını iki büyük afetten kurtarmış." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Sözleşme, anlaşma
- "Kavlimiz böyle mi idi?"
- "Ey güzel seninle bir kavledelim / Bu kavlin üstüne dönmemesine." (Halk türküsü)
-
[isim]
Söz
- TAVUS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tavus kuşu
-
[isim]
Tavus kuşu
- ŞAVUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Şakul, çekül
-
[isim]
Şakul, çekül
- HAVRA
-
Kelime Kökeni : İbranice
-
[isim]
Sinagog
-
Çok gürültülü yer
- "Madrid'de kahvehaneyi gördüm ki havradır / Bir yerdeyiz ki söz denilen şey palavradır." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Sinagog
- KAVGA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Düşmanca davranış ve sözlerle ortaya çıkan çekişme veya dövüş, münazaa
- "Kavga olmadan evden fırlasak ne iyi olacak." (Halide Edip Adıvar)
- "Bir gün hiç yoktan kavga çıkarıp oğlanın ağzını burnunu bir güzel dağıtıverdiler." (Necati Cumalı)
- "Şehrin gürültü edilen, kavga çıkan biricik yeridir." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Softalar arasında kızıl bir kavga kopmuştu." (Falih Rıfkı Atay)
-
Herhangi bir amaca erişmek, bir şeyi elde etmek veya bir şeye karşı koyabilmek için harcanan çaba, verilen mücadele
- "Ekmek kavgası."
-
Savaş
-
[isim]
Düşmanca davranış ve sözlerle ortaya çıkan çekişme veya dövüş, münazaa
- KAVUT
-
-
[isim]
Kavrulmuş ve dövülmüş tahıl ununa şeker veya tatlı yemiş katılarak yapılan yiyecek
- "... ama bir yanı da kavut alamama, sapan atamama, ... yalnızlığını yaşıyor." (Adalet Ağaoğlu)
-
Güneşte kurutulmuş peynir
-
[isim]
Kavrulmuş ve dövülmüş tahıl ununa şeker veya tatlı yemiş katılarak yapılan yiyecek
- LAVTA
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Mızrapla çalınan, gövdesi uttan küçük bir çalgı
-
[isim]
Mızrapla çalınan, gövdesi uttan küçük bir çalgı