İçinde atı olan 5 harfli 24 kelime var. İçerisinde ATI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında atı olan kelimeler listesine ya da Sonu atı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A I T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ATILI
-
-
[sıfat]
Atılmış, ertelenmiş, tehirli
- "... işbu davanın atılı bulunduğu 18/09/2005 günü saat 9.45'te hazır bulunması veya ..."
-
[sıfat]
Atılmış, ertelenmiş, tehirli
- RATIP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yaş, nemli
-
[sıfat]
Yaş, nemli
- BATIN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Karın
-
Kuşak
- "O, dördüncü batından dedesi oluyor."
-
[isim]
Karın
- BATIK
-
-
[sıfat]
Batmış
-
İflas etmiş
-
[sıfat]
Batmış
- HATIR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düşünme, akılda tutma, hafıza, zihin, akıl, yâd
- "Benim Orhan isminde bir tanıdığım olmadığından, başka bir nam altında bir nankörü hatır eylemiş olsan bile..." (Peyami Safa)
- "Önce karşılıklı hatır sormakla başlayan konuşmaların ardından, tarlaların durumuna geçti." (Necati Cumalı)
- "Yemin, her hatır ve hayale gelmez cümlelerin ucunda bir kurdele, bir fiyonk gibi açılıveriyordu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "Ben nergisi sevmiyorum. Sırf Bahar'ın hatırı için bir kerelik aldım." (Haldun Taner)
-
Gönül, kalp
- "Sakın hatırını kıracak bir şey söyleme."
- "İnanınız ki müdürün güzel hatırı için işime başladım." (Memduh Şevket Esendal)
- "Sabit Bey Ağabey mahalle tulumbacıları arasında en hatırı sayılır adamlardandır." (Haldun Taner)
-
Birine karşı duyulan saygı, sevgi
- "Hatırınız için bu işi yaptım."
-
Durum, keyif, hâl
- "Hatırını sormak."
-
[isim]
Düşünme, akılda tutma, hafıza, zihin, akıl, yâd
- NATIR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kadınlar hamamında hizmet eden ve müşterileri yıkayan kadın
-
[isim]
Kadınlar hamamında hizmet eden ve müşterileri yıkayan kadın
- SATIR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir sayfa üzerinde alt alta ve yan yana gelen kelimelerden oluşan dizi
- "Yazılardan bıkmışım artık tek satır okumayayım." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir sayfa üzerinde alt alta ve yan yana gelen kelimelerden oluşan dizi
- KATIR
-
-
[isim]
Atgillerden, kısrak ile erkek eşeğin çiftleşmesinden doğan melez hayvan
-
[sıfat]
Kaba, bayağı, görgüsüz (kimse)
-
[isim]
Atgillerden, kısrak ile erkek eşeğin çiftleşmesinden doğan melez hayvan
- YATIK
-
-
[sıfat]
Dik olmayan, eğik, yatırılmış bir durumda olan
-
Zamanla dayanıklılığını yitirmiş
- "Yatık kumaş."
-
Çevrilmiş, devrik
- "Yatık yaka."
-
[isim]
Yayvan su kabı
-
[sıfat]
Dik olmayan, eğik, yatırılmış bir durumda olan
- ÇATIK
-
-
[sıfat]
Çatılmış olan
- "O çatık kara kaşlı, al yanaklı hanımın kucağına oturmak lazım gelmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Çatılmış olan
- ŞATIR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Neşeli, keyifli, şen
-
Tören ve alaylarda padişahın, vezirin yanında yürüyen görevliler
-
[sıfat]
Neşeli, keyifli, şen
- YATIŞ
-
-
[isim]
Yatma işi veya biçimi
-
[isim]
Yatma işi veya biçimi
- ÇATIŞ
-
-
[isim]
Çatma işi veya biçimi
-
[isim]
Çatma işi veya biçimi
- SATIŞ
-
-
[isim]
Satıcı ile alıcı arasında yapılan ve bir malın alıcıya verilmesi ve bunun karşılığında bir fiyat, bir değer alınması yoluyla yapılan işlem, satım
- "Satış işinin güçlüğünü orada iyice öğrendim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Satıcı ile alıcı arasında yapılan ve bir malın alıcıya verilmesi ve bunun karşılığında bir fiyat, bir değer alınması yoluyla yapılan işlem, satım
- YATIR
-
-
[isim]
Belli bir yerde mezarı olan, doğaüstü gücü bulunduğuna ve insanlara yardım ettiğine inanılan ölü, evliya
- "Yatıra mum adamak."
-
[isim]
Belli bir yerde mezarı olan, doğaüstü gücü bulunduğuna ve insanlara yardım ettiğine inanılan ölü, evliya
- ATICI
-
-
[isim]
İyi nişan alan, attığını vuran kimse
-
Yalancı, asılsız şeyler uydurup söyleyen kimse
-
[isim]
İyi nişan alan, attığını vuran kimse
- KATIK
-
-
[isim]
Ekmekle karın doyurmak gerektiğinde, ekmeğe katılan peynir, zeytin, helva vb. yiyecek
- "Birkaç günlük ekmeğini, katığını köyden getirirdi." (Halikarnas Balıkçısı)
-
Yağı alınmış yoğurt, ayran
-
[isim]
Ekmekle karın doyurmak gerektiğinde, ekmeğe katılan peynir, zeytin, helva vb. yiyecek
- YATIM
-
-
[isim]
Gemi direklerinin başa veya kıça doğru olan eğimi
-
[isim]
Gemi direklerinin başa veya kıça doğru olan eğimi
- BATIL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Doğru ve haklı olmayan
-
Çürük, temelsiz
-
Geçersiz
- "Bütün kıymet hükümlerinin batıl ve bütün ölçülerin bozuk olduğunu ispat yolunda birbiriyle müsabaka eden muharrir ve mütefekkirlerin adedi, o devirde, sayılmayacak kadar çoktu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Asılsız
-
[sıfat]
Doğru ve haklı olmayan
- KATIM
-
-
[isim]
Katma işi
- "Koç katımı."
-
[isim]
Katma işi