İçinde atma olan 7 harfli 41 kelime var. İçerisinde ATMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında atma olan kelimeler listesine ya da Sonu atma ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A M T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
ATMA, TAAM
3 Harfli Kelimeler
AMA, ATA, MAT, TAM
2 Harfli Kelimeler
AM, AT, MA, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ISLATMA
-
-
[isim]
Islatmak işi
-
[isim]
Islatmak işi
- ADATMAK
-
-
[-i]
Adama işini yaptırmak
-
[-i]
Adama işini yaptırmak
- AKLATMA
- ...
- SULATMA
-
-
[isim]
Sulatmak işi
-
[isim]
Sulatmak işi
- OYLATMA
- ...
- OTLATMA
-
-
[isim]
Otlatmak işi
-
[isim]
Otlatmak işi
- KOCATMA
-
-
[isim]
Kocatmak işi
-
[isim]
Kocatmak işi
- ANLATMA
-
-
[isim]
Anlatmak işi
-
[isim]
Anlatmak işi
- OYNATMA
-
-
[isim]
Oynatmak işi
- "Acemiliğimi görünce beni atlamaya, oynatmaya kalktılar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Oynatmak işi
- YARATMA
-
-
[isim]
Yaratmak işi
- "Bir sihirli kelimesi içinde şimşekler yaratmaya kadirdi." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Yaratmak işi
- YALATMA
-
-
[isim]
Yalatmak işi
-
[isim]
Yalatmak işi
- UZATMAK
-
-
[nsz]
Uzamasına sebep olmak, uzamasını sağlamak
- "Saç uzatmak. Tırnak uzatmak."
- "Uzatmayalım, bir tazminat lafıdır tutturdu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Başı, kolları veya bacakları bir yere yöneltmek
- "Koğuşun açık duran kapısından hastalar başlarını uzatıp koridordakilere, yerde duran sedyeye bakıyorlar." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-e]
Bir şeyi vermek için birine yöneltmek
- "Şu köşe rafında toz şeker kutusu var, uzatıver bana." (Aka Gündüz)
-
Germek
- "İp uzatmak."
-
Konuşmayı sürdürmek
- "Her iki odadan üçer beşer kişi lakırtıyı uzattılar." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-e]
Vermek, göndermek
- "Can, topu Zeki'ye uzattı.."
-
[-i]
Süreyi artırmak, temdit etmek
- "Meclis, olağanüstü hâl süresini değiştirebilir, Bakanlar Kurulunun istemi üzerine ... süreyi uzatabilir..." (Anayasa)
-
[nsz]
Uzamasına sebep olmak, uzamasını sağlamak
- UĞRATMA
-
-
[isim]
Uğratmak işi
- "Gece kendiliğinden çıtırdayan merdiven tahtaları onu yalın ayak odasından uğratmaya yetiyordu." (Haldun Taner)
-
[isim]
Uğratmak işi
- ÇATMACI
-
-
[isim]
Çatma işini yapan kimse
-
[isim]
Çatma işini yapan kimse
- SIVATMA
-
-
[isim]
Sıvatmak işi
-
[isim]
Sıvatmak işi
- YAMATMA
-
-
[isim]
Yamatmak işi
-
[isim]
Yamatmak işi
- AĞLATMA
-
-
[isim]
Ağlatmak işi
- "Ağlatmayı geçtik, hiç değilse kendime güldürmeden çalabilsem." (Haldun Taner)
-
[isim]
Ağlatmak işi
- DAYATMA
-
-
[isim]
Dayatmak işi, empoze etme
- "Motorlu birlikler bu memleketi, hiçbir dayatmaya uğramaksızın işgal ediverince hayretten donakaldı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Dayatmak işi, empoze etme
- DONATMA
-
-
[isim]
Donatmak işi, teçhiz
-
[isim]
Donatmak işi, teçhiz
- AKSATMA
-
-
[isim]
Aksatmak işi
-
[isim]
Aksatmak işi