İçinde atl olan 8 harfli 71 kelime var. İçerisinde ATL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında atl olan kelimeler listesine ya da Sonu atl ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A L T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ALT, TAL
2 Harfli Kelimeler
AL, AT, LA, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PATLATIŞ
- ...
- ASETATLI
-
-
[sıfat]
Birleşimine asetat karıştırılmış
- "Asetatlı kâğıt."
-
[sıfat]
Birleşimine asetat karıştırılmış
- PATLAMAK
-
-
[nsz]
Nesneler, iç basıncın etkisiyle ve çoğunlukla büyük ses çıkararak dağılmak, infilak etmek
- "Dinamit patladı."
- "Patlama, geliyorum!"
-
Yırtılıp açılmak
- "Gözlerim gene ayakkabılarıma kaydı, yanları patlamıştı." (Orhan Kemal)
-
Yarılmak
- "Fukaranın hem sağ bileği çıkmış hem davulu patlamıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Görünür duruma gelmek, ortaya çıkmak, yeşermek
- "Tomurcuklar patladı."
-
Top, taşıt lastiği vb. şeyler değişik nedenlerle havası inmek
-
Ansızın tehlikeli bir şey meydana gelmek
- "Fırtına patladı."
-
Çok sıkılmak, sıkıntı ve sabırsızlığını belli etmek
- "Sanıyorum ki istimi fazla gelmiş kazanlar gibi hırslarından patlayacaklar." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Aşırı tepki göstermek
-
Ansızın bir gürültü duyulmak
-
Herhangi bir durum veya bir değerin yitirilmesine yol açmak, mal olmak
-
[nsz]
Nesneler, iç basıncın etkisiyle ve çoğunlukla büyük ses çıkararak dağılmak, infilak etmek
- DEFAATLE
-
-
[zarf]
Çok kez, çok kere
-
[zarf]
Çok kez, çok kere
- KRAVATLI
-
-
[sıfat]
Kravat takmış olan
-
[sıfat]
Kravat takmış olan
- RAHATLIK
-
-
[isim]
Üzüntüsü, sıkıntısı, tedirginliği olmama durumu, rahat
- "Nilgün'ü sükûna kavuşmuş görmenin rahatlığı içindeyim." (Refik Halit Karay)
-
Yorgunluk veya sıkıntı vermeme durumu
- "Başkalarının rahatlık saydığı işlerde sıkıldım, sinir kesildim." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Üzüntüsü, sıkıntısı, tedirginliği olmama durumu, rahat
- HAŞATLIK
- ...
- SAKATLIK
-
-
[isim]
Sakat olma durumu, malullük, maluliyet
-
Kaza, terslik
- "Elinden bir sakatlık çıkmasın."
-
Yanlış, kusur, hata
- "Sakatlığın sebebini gayet iyi görmüştür. Bunun nasıl tamir edileceğini biliyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Sakat olma durumu, malullük, maluliyet
- BAYATLIK
-
-
[isim]
Bayat olma durumu
-
[isim]
Bayat olma durumu
- MAŞATLIK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Müslüman olmayanların, özellikle Yahudilerin mezarlığı
- "Maşatlığın ince bir yosun tabakasıyla örtülü mermerleri güneşle kızıyor, tatlı bir göbektaşı sıcaklığı alıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Müslüman olmayanların, özellikle Yahudilerin mezarlığı
- KATLATMA
-
-
[isim]
Katlatmak işi
-
[isim]
Katlatmak işi
- ATLANGIÇ
-
-
[isim]
Atlama taşı
-
[isim]
Atlama taşı
- KATLEDİŞ
- ...
- ÇATLATIŞ
-
-
[isim]
Çatlatma işi veya biçimi
-
[isim]
Çatlatma işi veya biçimi
- TATLILIK
-
-
[isim]
Tatlı olma durumu
-
Sevimlilik, hoşluk, şirinlik
- "Kaba bir tatlılığı vardı konuşurken." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Tatlı olma durumu
- DAMATLIK
-
-
[isim]
Damat olma durumu, güveyilik
-
Damat için alınmış, yapılmış giysi, armağan
- "Damatlıklarını giyinmiş."
-
[sıfat]
Damatken kullanılan veya yapılan
- "Damatlık elbise. Damatlık tıraş."
-
[isim]
Damat olma durumu, güveyilik
- PATLICAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Patlıcangillerden, kalın saplı, uzunca yapraklı otsu bitki (Solanum melongena)
-
Bu bitkinin sebze olarak kullanılan, mor renkli, uzunca veya toparlak ürünü
-
[isim]
Patlıcangillerden, kalın saplı, uzunca yapraklı otsu bitki (Solanum melongena)
- RİKKATLİ
-
-
[sıfat]
Nazik, kibar, ince
- "Fakat karıncayı incitmekten korkan, rikkatli, merhametli bir kadın için böyle sütsüz mahluklarla uğraşmak ne zor!" (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Nazik, kibar, ince
- SANATLIK
- ...
- ÇATLAMAK
-
-
[nsz]
Parçaları ayrılıp dağılmayacak biçimde yarılmak
- "Bardak çatladı."
-
Bir yüzeyde kırışıklar, çizgiler oluşmak
- "Meşin ciltlerin çoğu kıvrılmış, bir kısmı da arkalarından çatlamıştı." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
Aşırı yemekten, içmekten, yorgunluktan, ağlamaktan ölecek duruma gelmek veya ölmek
-
[-den]
Sıkıntı, sevinç, yalnızlık, heyecan, sabırsızlık, kıskançlık vb. ruhsal durumları aşırı derecede duymak
- "Neredeyse sevincinden yüreği çat deyip ortasından çatlayacaktı." (Yahya Kemal)
-
[nsz]
Parçaları ayrılıp dağılmayacak biçimde yarılmak