İçinde ase olan 7 harfli 23 kelime var. İçerisinde ASE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ase olan kelimeler listesine ya da Sonu ase ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A E S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AS, ES, SE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GASEYAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İç bulantısı
- "O, hem gaseyan ediyor hem göğsünü, bağrını paralıyor." (Sermet Muhtar Alus)
-
Kusma
-
[isim]
İç bulantısı
- DEPLASE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
"Yerini değiştirmek" anlamında deplase etmek ve "yeri değişmek" anlamında deplase olmak anlamında geçer
-
[sıfat]
"Yerini değiştirmek" anlamında deplase etmek ve "yeri değişmek" anlamında deplase olmak anlamında geçer
- HABASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kötülük, alçaklık
- "Senin ne habasetlere kadir olduğunu ben bilirim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Kötülük, alçaklık
- KISASEN
- ...
- HASETLİ
-
-
[sıfat]
Haset dolu
-
[sıfat]
Haset dolu
- HAMASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yiğitlik, kahramanlık, cesaret
- "Bir hamaset destanı."
-
[isim]
Yiğitlik, kahramanlık, cesaret
- KİYASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Akıllıca davranış, akıllılık
-
[isim]
Akıllıca davranış, akıllılık
- KASETÇİ
-
-
[isim]
Kaset satan kimse
-
[isim]
Kaset satan kimse
- FERASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlayış, seziş, sezgi
- "Diplomatça bir ferasetle söylemek istediğini anlayıveriyordum." (Aka Gündüz)
-
Zekâ
-
[isim]
Anlayış, seziş, sezgi
- NEFASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nefis olma durumu
- "Yemekler her günküne üstün bir nefasete ermiş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Nefis olma durumu
- ASEPTİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Her türlü mikroptan arınmış
-
[sıfat]
Her türlü mikroptan arınmış
- NECASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Pislik
-
Dışkı, ters (Il)
-
[isim]
Pislik
- RİYASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Başkanlık
- "Öğleden sonra Posta ve Telgraf Nezaretinin üst katındaki salonda içtimaya bizzat riyaset edecekti." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Başkanlık
- RAKKASE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Raksı meslek edinmiş kadın
- "Çeşitli gösteriler arasında bir rakkase vardı." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Raksı meslek edinmiş kadın
- KIYASEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Kıyas edilerek, kıyas yoluyla
-
Karşılaştırarak, oranlayarak
-
Benzeterek
-
[zarf]
Kıyas edilerek, kıyas yoluyla
- VERASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kalıtım
-
Mirasta hak sahibi olma
- "Hatta türedi ortaklar da çıkacak, veraset bile düzülecek, soy sop iddialarına girilecekti." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Kalıtım
- HASETÇİ
-
-
[sıfat]
Kıskanç
-
[sıfat]
Kıskanç
- SELASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Akıcılık
-
[isim]
Akıcılık
- KRETASE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle alt bölümü killi ve kumlu, üst bölümü tebeşir olan İkinci Çağın son dönemi
-
[isim]
Genellikle alt bölümü killi ve kumlu, üst bölümü tebeşir olan İkinci Çağın son dönemi
- SİYASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Politika
- "Siyaset alanında ismi zaman zaman çok geçen bir simadır." (Halide Edip Adıvar)
-
Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış
-
[isim]
Politika