İçinde arma olan 8 harfli 40 kelime var. İçerisinde ARMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında arma olan kelimeler listesine ya da Sonu arma ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A A M R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

4 Harfli Kelimeler

ARMA

3 Harfli Kelimeler

AMA, ARA, RAM

2 Harfli Kelimeler

AM, AR, MA, RA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KARMAŞIK

  1. [sıfat] İçinde aynı cinsten birçok öge bulunan, birbirine az çok aykırı birçok şeyden oluşan, mudil
    • "Karmaşık bir sorun. Karmaşık bir düşünce."
  2. Çözeltide kendisini oluşturan parçalara iki yönlü olarak ayrışan (iyon veya birleşik), kompleks
  3. Ögelerinin veya gerekli işlemlerin sayısının çokluğu, çeşitliliği yüzünden anlaşılması, yapılması güç olan, komplike

KARMALIK

  1. [isim] Karma olma durumu
    • "Meclisin bütün karmalığı bu yuvarlak sofranın etrafında idi." (Falih Rıfkı Atay)

KOTARMAK

  1. [-i] Pişen yemeği başka kaba boşaltmak
    • "İki kız kardeş güle söyleye sofralarını hazırlayıp yemeklerini kotardılar." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Hazırlık yapmak
    • "O akşam yemeği için kotarabildiklerinin bir kısmını yarı çiğ, yarı pişmiş önüme sürüyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Bir işi tamamlamak, bitirmek
  4. Üstesinden gelmek
    • "Yeter ki o beni içeri sokabilsin ve ben bu röportajı kotarayım." (Ayşe Kulin)

PARMAKLI

  1. [sıfat] Parmağı olan

KARARMAK

  1. [nsz] Rengi karaya dönmek, siyahlaşmak
  2. Işık sönmek, kısılmak veya gücü azalmak
    • "Hava iyice kararmış, caddenin bütün elektrikleri yanmıştı." (Peyami Safa)
  3. Ateş sönmeye yüz tutmak
  4. Kederlenmek, canı sıkılmak
  5. Niteliğini yitirmek
    • "Eşsiz hafızası sönüyor, sağduyusu kararıyordu." (Falih Rıfkı Atay)

POLARMAK

  1. [-i] Polarma olayına uğratmak

SARMAŞAN

  1. [sıfat] Sarılgan

KARMAŞMA

  1. [isim] Karmaşmak işi

SUVARMAK

  1. [-i] Hayvana su vermek, su içirmek
    • "Bülbülü suvardım altın tasınan / Gurbete yolladım kara yasınan." (Halk türküsü)

FARMASON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Mason
  2. [sıfat] Dinsiz, imansız

YALVARMA

  1. [isim] Yalvarmak işi
    • "Sesin bu kadar yalvarmaya benzer, hüzne benzer perdesi olmasa..." (Halide Edip Adıvar)

KABARMAK

  1. [nsz] Ağırlığı artmadan hacmi büyümek
    • "Ekmek iyi kabardı."
  2. Yağışlardan veya kaynamaktan taşmaya yüz tutmak
    • "Çay birdenbire kabararak şosenin rampalarını aşar ve epeyce zararlara sebep olur." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Niceliği artmak, büyümek
    • "Masraf kabardı."
  4. Şişmek, genişlemek
    • "İhtiyarın zayıf damarları kabarmış kıllı elleri dizlerinin üstündeydi." (Peyami Safa)
  5. Hayvanların tüyleri dikilmek
  6. Kumaş üzerinde tüyler oluşmak, havlanmak
    • "Bu kumaş çabuk kabardı."
  7. Islanıp veya ısınıp yerinden kurtulmak
    • "Masanın kaplaması kabardı."
    • "Dolabın boyası kabardı."
  8. Deniz dalgalanmak, büyük dalgalar oluşmak
  9. Bulanmak
  10. Öfke, sevgi vb. duygular gittikçe güçlenmek
    • "Bu olayı duyunca delikanlının yüreği öç alma duygusuyla kabarır." (Necati Cumalı)
  11. [nsz] Kafa tutmak, öfkelenip üstüne yürüyecek gibi davranmak
  12. Böbürlenmek, gururlanmak
    • "Kumandan, atını şahlandırarak hurra hurra diye kendisini alkışlayan keyifli halka boyun kırarak kabarıyordu." (Ömer Seyfettin)

SARARMAK

  1. [nsz] Sarı olmak, rengi sarıya dönmek
    • "Her sabah ağaçların sararan yapraklarıyla pek güzel olan karşıki dağlara bakarak uyanıyorum." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Sokakları dolduran sayılmaz şapkaların zalimce, kurnaz ve namussuz gölgelerinde sararmış solmuş." (Ömer Seyfettin)
  2. Korku, üzüntü, coşku vb. sebeplerle yüzün rengi solmak
    • "Malı mülkü varken, hiçbir sıkıntısı yokken üzüntüsünden zayıflıyor, sararıp soluyordu." (Ömer Seyfettin)

ZIBARMAK

  1. [nsz] Ölmek, gebermek
    • "Kulağından tutup atarız içeriye, zıbarana kadar kalır orada." (Tahsin Yücel)
  2. Uyumak, çok içip sızmak

SARMAŞMA

  1. [isim] Sarmaşmak işi

YAKARMAK

  1. [-e] Israrla istemek, yalvarmak
    • "Yalvarmak, yakarmak nafile bugün / Gözünün yaşına bakmadan gider." (Cahit Sıtkı Tarancı)
  2. Tanrı'ya içten yalvararak dua etmek, niyaz etmek

MORARMAK

  1. [nsz] Mor bir renk almak
  2. Herhangi bir sıkıntı, darbe veya hastalıkla vücudun bir yeri mor renk almak
    • "Parça parça morarmış yüzüyle ateş püskürüyordu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  3. Herhangi bir söz ve davranıştan bozulmak
  4. Mahcup olmak

YARMALIK

  1. [isim] Yarma yapmak için ayrılmış buğday vb

PARMAKSI

  1. [sıfat] Elin parmaklarını andırır biçimde olan

MARMARİS
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü