İçinde ard olan 6 harfli 13 kelime var. İçerisinde ARD bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ard olan kelimeler listesine ya da Sonu ard ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A D R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
DAR
2 Harfli Kelimeler
AD, AR, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MARDİN
- ...
- ÇARDAŞ
-
Kelime Kökeni : Macarca
-
[isim]
İki veya dört zamanlı Macar halk dansı
-
[isim]
İki veya dört zamanlı Macar halk dansı
- HARDAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Turpgillerden, 100-150 cm yükseklikte, sarı çiçekli, deriyi yakıcı nitelikte olan ve tohumu hekimlikte kullanılan, tadı acı ve bir yıllık bir bitki (Brassica nigra)
-
Bu tohumun toz durumuna getirilmiş veya sirke ile karıştırılarak yapılmış macunu
- "Sofra hardalı."
-
[isim]
Turpgillerden, 100-150 cm yükseklikte, sarı çiçekli, deriyi yakıcı nitelikte olan ve tohumu hekimlikte kullanılan, tadı acı ve bir yıllık bir bitki (Brassica nigra)
- PARDON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
"Özür dilerim, affedersiniz" anlamlarında kullanılan bir söz
- "Miras işini babama, pardon ... annemin Türk kocasına bırakıyorum." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
"Özür dilerim, affedersiniz" anlamlarında kullanılan bir söz
- SARDUN
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Balıkçıların kullandığı bir tür halat
-
[isim]
Balıkçıların kullandığı bir tür halat
- BARDAK
-
-
[isim]
Su vb. şeyleri içmek için kullanılan, genellikle camdan yapılan kap
- "Elim titredi, bardağı dudağımda güç tuttum." (Falih Rıfkı Atay)
- "Son tartışmamızın bardağı taşıran damla olduğu belli oluyordu." (Erhan Bener)
- "Son davranışı bardağı taşırmaya yetti."
- "Sabahleyin yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Bu kabın alacağı miktarda olan
- "Bana sadece bir büyük bardak çay getirdiler." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Boduç, çamçak
-
Toprak testi
-
[isim]
Su vb. şeyleri içmek için kullanılan, genellikle camdan yapılan kap
- YARDAK
-
-
[isim]
Özellikle kötü işlerde yardım
-
[isim]
Özellikle kötü işlerde yardım
- BARDAN
-
-
[sıfat]
Çok beyaz
-
[sıfat]
Çok beyaz
- ARDİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Genellikle ticaret eşyasının saklandığı yer, depo, antrepo
- "Ardiyeler ağız ağıza dolmuştu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Evlerde kullanılmayan, saklanması gereken eşyaların konulduğu bölüm
-
Böyle bir yerde saklanılan eşya için ödenen ücret
-
[isim]
Genellikle ticaret eşyasının saklandığı yer, depo, antrepo
- KARDEŞ
-
-
[isim]
Aynı anne babadan doğmuş veya anne babalarından biri aynı olan çocukların birbirine göre adı
- "Öz kardeş. Üvey kardeş. Kız kardeş. Erkek kardeş."
-
Yaşça küçük olan çocuk
-
[ünlem]
Adı bilinmeyen kimselere söylenen bir seslenme sözü
- "Güle güle Fahri Bey kardeşim!" (Sait Faik Abasıyanık)
-
Aralarında çok değer verilen ortak bir bağ bulunanlardan her biri
- "Din kardeşi."
-
[isim]
Aynı anne babadan doğmuş veya anne babalarından biri aynı olan çocukların birbirine göre adı
- ÇARDAK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tarla, bahçe vb. yerlerde ağaç dallarından örülmüş barınak
-
Asma vb. bitkilerin dallarını sardırmak için direklerle yapılmış yer
- "Evin bahçeye açılan tahta kapısının üstündeki çardakta koruklar sarkıyordu." (Oktay Rifat)
-
Kameriye
- "Çardağın boşluğuna girdiğimiz vakit durmuş, eliyle yanağımı sıkmış, çenemi okşamıştı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Tarla, bahçe vb. yerlerde ağaç dallarından örülmüş barınak
- NARDİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Maydanozgillerden, çayırlarda yetişen ve hayvanlara yem olarak verilen, başakçıkları tek çiçekli küçük bir bitki (Eryngium campestre)
-
[isim]
Maydanozgillerden, çayırlarda yetişen ve hayvanlara yem olarak verilen, başakçıkları tek çiçekli küçük bir bitki (Eryngium campestre)
- YARDIM
-
-
[isim]
Kendi gücünü ve imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanma, muavenet
- "Bu, bir ricada bulunacak, bir yardım isteyecek sandı." (Memduh Şevket Esendal)
- "Kalkmasına yardım etmedikten başka ayaklarından sarılmış, bir defa da böyle sürümüştüm." (Refik Halit Karay)
- "Devlet yahut diğer kamu tüzel kişilerinden mali yardım gören haber ajansları hakkında da uygulanır." (Anayasa)
- "Mal sahibi Rafet Reis, ona epey yardımda bulunmuştu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir ülkeye bağış veya ödünç olarak verilen para ve ihtiyaç maddeleri
-
Etki
- "Otların üstünde, ağaçların yapraklarında kalan yağmur damlaları rüzgârın da yardımıyla öğleye kadar kurudu." (Necati Cumalı)
-
Bağış, iane
-
[isim]
Kendi gücünü ve imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanma, muavenet