İçinde aral olan 9 harfli 25 kelime var. İçerisinde ARAL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aral olan kelimeler listesine ya da Sonu aral ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A L R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ALA, ARA
2 Harfli Kelimeler
AL, AR, LA, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YARALANIŞ
-
-
[isim]
Yaralanma işi veya biçimi
- "Hele Balkan Harbi hengâmında alnından yaralanışı, öldü sanılıp ... unutuluşu..." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yaralanma işi veya biçimi
- PARALILIK
- ...
- YARALAYIŞ
- ...
- PARALATMA
-
-
[isim]
Paralatmak işi
-
[isim]
Paralatmak işi
- FUKARALIK
-
-
[isim]
Yoksulluk, fakirlik
- "Keşke yengem, bizi, fukaralığımızı bu kadar duymadan sevse!" (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Güçsüzlük
- "Ne fukaralıktan ne yaşlılığından şikâyet ediyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Yoksulluk, fakirlik
- PARALOJİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Mantıksal sistem bozukluğu
-
[sıfat]
Mantıksal sistem bozukluğu
- DARALTICI
-
-
[isim]
Boruların çaplarını daraltmakta kullanılan bağlantı parçası
-
[isim]
Boruların çaplarını daraltmakta kullanılan bağlantı parçası
- PARALANMA
-
-
[isim]
Paralanmak işi
-
[isim]
Paralanmak işi
- YARALANMA
-
-
[isim]
Yaralanmak işi
-
[isim]
Yaralanmak işi
- HARHARALI
- ...
- KARALAYIŞ
-
-
[isim]
Karalama işi veya biçimi
-
[isim]
Karalama işi veya biçimi
- MADARALIK
- ...
- YARALILIK
- ...
- YARALAMAK
-
-
[-i]
Silah, bıçak vb. bir araçla yara açmak
- "Kocaman bir bıçağı kuşağının arasından çıkarıp Seher'i böğründen yaraladı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Gücendirmek, incitmek, kırmak
- "Gururunu yaraladılar."
-
[-i]
Silah, bıçak vb. bir araçla yara açmak
- ARALANMAK
-
-
[-den]
Biraz açılmak, aralık olmak
- "Dana Efendi can havliyle aralanmış kapıdan fırladı." (Ömer Seyfettin)
-
Gitmek, uzaklaşmak, yanından ayrılmak
-
[-den]
Biraz açılmak, aralık olmak
- ARALIKSIZ
-
-
[sıfat]
Birbirine bitişik olan, aralarında açıklık bulunmayan
-
[zarf]
Sürekli, aralık vermeden
- "Her şey boyuna değişiyor, aşılıyor, en iyiye, en doğruya, en kolay ve en verimliye yönelen bir gelişim aralıksız sürüp gidiyordu." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Birbirine bitişik olan, aralarında açıklık bulunmayan
- MANZARALI
-
-
[sıfat]
Manzarası olan
-
Manzarası iyi olan
- "Manzaralı bir ev."
-
[sıfat]
Manzarası olan
- DARALTMAK
-
-
[-i]
Dar duruma getirmek
- "Hoyrat bir rüzgâr bütün gün tozu dumanına katmış, solukları kesmiş, göğüsleri daraltmıştı." (Tarık Buğra)
-
Sayıca azaltmak
- "Aslında geniş olan kadroyu ne akla hizmet edip de bu derece daralttığına bir türlü akıl erdirememişti." (Haldun Taner)
-
[-i]
Dar duruma getirmek
- KARALANMA
-
-
[isim]
Karalanmak işi
-
[isim]
Karalanmak işi
- PARALAMAK
-
-
[-i]
Parçalamak
- "Aslan geyiği paraladı."
-
Yıpratıp eskitmek
- "Yepyeni ayakkabıları bir ayda paraladı."
-
[-i]
Parçalamak