İçinde aral olan 9 harfli 25 kelime var. İçerisinde ARAL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aral olan kelimeler listesine ya da Sonu aral ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A A L R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

ALA, ARA

2 Harfli Kelimeler

AL, AR, LA, RA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ARALIKSIZ

  1. [sıfat] Birbirine bitişik olan, aralarında açıklık bulunmayan
  2. [zarf] Sürekli, aralık vermeden
    • "Her şey boyuna değişiyor, aşılıyor, en iyiye, en doğruya, en kolay ve en verimliye yönelen bir gelişim aralıksız sürüp gidiyordu." (Tarık Buğra)

MANZARALI

  1. [sıfat] Manzarası olan
  2. Manzarası iyi olan
    • "Manzaralı bir ev."

PARALANMA

  1. [isim] Paralanmak işi

YARALILIK
...
YARALAYIŞ
...
PARALATMA

  1. [isim] Paralatmak işi

ARALATMAK

  1. [-i] Aralık duruma getirtmek, biraz açtırmak

KARALAYIŞ

  1. [isim] Karalama işi veya biçimi

HARHARALI
...
ARALANMAK

  1. [-den] Biraz açılmak, aralık olmak
    • "Dana Efendi can havliyle aralanmış kapıdan fırladı." (Ömer Seyfettin)
  2. Gitmek, uzaklaşmak, yanından ayrılmak

PARALAMAK

  1. [-i] Parçalamak
    • "Aslan geyiği paraladı."
  2. Yıpratıp eskitmek
    • "Yepyeni ayakkabıları bir ayda paraladı."

DARALTICI

  1. [isim] Boruların çaplarını daraltmakta kullanılan bağlantı parçası

KARALANMA

  1. [isim] Karalanmak işi

YARALANMA

  1. [isim] Yaralanmak işi

KARALAMAK

  1. [-i] Boya veya kalemle birtakım şekiller çizerek bir yeri kirletmek
    • "Duvarı karalamışlar."
  2. Bir yazının üzerini çizerek onu geçersiz kılmak
    • "Son iki satırı karalamalı."
  3. Taslak olarak yazmak veya çizmek
    • "Defteri elime alıp şu iki sayfalık yazıyı karaladıktan sonra kapının yavaşça gıcırdadığını işittim." (Halit Ziya Uşaklıgil)
  4. [nsz] Hızlı ve acele olarak yazmak
    • "Birdenbire ayağa kalktı ve ayakta bir reçete karaladı." (Sait Faik Abasıyanık)
  5. Leke sürmek, kötülük yüklemek, iftira etmek

MADARALIK
...
YARALAMAK

  1. [-i] Silah, bıçak vb. bir araçla yara açmak
    • "Kocaman bir bıçağı kuşağının arasından çıkarıp Seher'i böğründen yaraladı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Gücendirmek, incitmek, kırmak
    • "Gururunu yaraladılar."

PARALILIK
...
FUKARALIK

  1. [isim] Yoksulluk, fakirlik
    • "Keşke yengem, bizi, fukaralığımızı bu kadar duymadan sevse!" (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Güçsüzlük
    • "Ne fukaralıktan ne yaşlılığından şikâyet ediyorum." (Reşat Nuri Güntekin)

KARALATMA

  1. [isim] Karalatmak işi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü