İçinde aral olan 9 harfli 25 kelime var. İçerisinde ARAL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aral olan kelimeler listesine ya da Sonu aral ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A L R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ALA, ARA
2 Harfli Kelimeler
AL, AR, LA, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ARALIKSIZ
-
-
[sıfat]
Birbirine bitişik olan, aralarında açıklık bulunmayan
-
[zarf]
Sürekli, aralık vermeden
- "Her şey boyuna değişiyor, aşılıyor, en iyiye, en doğruya, en kolay ve en verimliye yönelen bir gelişim aralıksız sürüp gidiyordu." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Birbirine bitişik olan, aralarında açıklık bulunmayan
- MANZARALI
-
-
[sıfat]
Manzarası olan
-
Manzarası iyi olan
- "Manzaralı bir ev."
-
[sıfat]
Manzarası olan
- PARALANMA
-
-
[isim]
Paralanmak işi
-
[isim]
Paralanmak işi
- YARALILIK
- ...
- YARALAYIŞ
- ...
- PARALATMA
-
-
[isim]
Paralatmak işi
-
[isim]
Paralatmak işi
- ARALATMAK
-
-
[-i]
Aralık duruma getirtmek, biraz açtırmak
-
[-i]
Aralık duruma getirtmek, biraz açtırmak
- KARALAYIŞ
-
-
[isim]
Karalama işi veya biçimi
-
[isim]
Karalama işi veya biçimi
- HARHARALI
- ...
- ARALANMAK
-
-
[-den]
Biraz açılmak, aralık olmak
- "Dana Efendi can havliyle aralanmış kapıdan fırladı." (Ömer Seyfettin)
-
Gitmek, uzaklaşmak, yanından ayrılmak
-
[-den]
Biraz açılmak, aralık olmak
- PARALAMAK
-
-
[-i]
Parçalamak
- "Aslan geyiği paraladı."
-
Yıpratıp eskitmek
- "Yepyeni ayakkabıları bir ayda paraladı."
-
[-i]
Parçalamak
- DARALTICI
-
-
[isim]
Boruların çaplarını daraltmakta kullanılan bağlantı parçası
-
[isim]
Boruların çaplarını daraltmakta kullanılan bağlantı parçası
- KARALANMA
-
-
[isim]
Karalanmak işi
-
[isim]
Karalanmak işi
- YARALANMA
-
-
[isim]
Yaralanmak işi
-
[isim]
Yaralanmak işi
- KARALAMAK
-
-
[-i]
Boya veya kalemle birtakım şekiller çizerek bir yeri kirletmek
- "Duvarı karalamışlar."
-
Bir yazının üzerini çizerek onu geçersiz kılmak
- "Son iki satırı karalamalı."
-
Taslak olarak yazmak veya çizmek
- "Defteri elime alıp şu iki sayfalık yazıyı karaladıktan sonra kapının yavaşça gıcırdadığını işittim." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
[nsz]
Hızlı ve acele olarak yazmak
- "Birdenbire ayağa kalktı ve ayakta bir reçete karaladı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Leke sürmek, kötülük yüklemek, iftira etmek
-
[-i]
Boya veya kalemle birtakım şekiller çizerek bir yeri kirletmek
- MADARALIK
- ...
- YARALAMAK
-
-
[-i]
Silah, bıçak vb. bir araçla yara açmak
- "Kocaman bir bıçağı kuşağının arasından çıkarıp Seher'i böğründen yaraladı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Gücendirmek, incitmek, kırmak
- "Gururunu yaraladılar."
-
[-i]
Silah, bıçak vb. bir araçla yara açmak
- PARALILIK
- ...
- FUKARALIK
-
-
[isim]
Yoksulluk, fakirlik
- "Keşke yengem, bizi, fukaralığımızı bu kadar duymadan sevse!" (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Güçsüzlük
- "Ne fukaralıktan ne yaşlılığından şikâyet ediyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Yoksulluk, fakirlik
- KARALATMA
-
-
[isim]
Karalatmak işi
-
[isim]
Karalatmak işi