İçinde ara olan 6 harfli 97 kelime var. İçerisinde ARA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ara olan kelimeler listesine ya da Sonu ara ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A A R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

ARA

2 Harfli Kelimeler

AR, RA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ARAMAK

  1. [-i] Birini veya bir şeyi bulmaya çalışmak
    • "Dükkânın içinde gözleriyle bir şeyler aradı." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Arayıp soranı olmayan bir hasta."
  2. Araştırmak, yoklamak
    • "Ceplerini aramak."
  3. Ziyarete, hatır sormaya gitmek
    • "Bir kere düştün mü ne arayan olur ne soran!" (Burhan Felek)
  4. Bir şeyin yokluğunu duyarak geri gelmesini istemek, özlemek
    • "Seni çok arıyorum, Ziyacığım." (Cahit Sıtkı Tarancı)
  5. Önem verip istemek
    • "Ben böyle şeyleri aramam."
  6. Şart koşmak

FUKARA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Yoksul, fakir
    • "Biriktirdiği bütün parasını sadaka olarak fukaraya verir." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. [isim] Derviş
    • "Bir Bektaşi fukarası."
  3. Zavallı
    • "Bu karışık ve çok fukara bir kumpanyaydı." (Halide Edip Adıvar)

APARAT

Kelime Kökeni : Almanca

  1. [isim] Herhangi bir aracın çeşitli amaçlarla kullanılmasını sağlayan parçaları
  2. Araç gereç

EVCARA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Klasik Türk müziğinde bir makam

BARAKA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Tahta, çinko vb. hafif şeylerden yapılmış, temelsiz eğreti yapı
    • "Tren şehre girerken yerlilerin teneke barakaları görünür." (Orhan Seyfi Orhon)

FARAZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Diyelim ki, sayalım ki, tutalım ki, varsayalım ki
    • "Faraza bendeniz beyefendi, ne ticaret yapabilirim ne memuriyet." (Sait Faik Abasıyanık)

KARASU

  1. [isim] Çoğunlukla gözün iç basıncının çoğalmasıyla kendini gösteren, körlüğe sebep olabilen bir göz hastalığı, glokom

ANKARA
...
ARANTI

  1. [isim] Aranılan çözüm
    • "Günlük sorunların dışındaki her arantıyı, her tartışmayı, her merakı küçümseyen bir toplum, siyasetin değişmeyen budalalıklarıyla didişme uğraşını kaybettiği anda kendi gerçek yüzüyle karşılaşırdı." (Ahmet Altan)

GARAİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Görülmemiş, şaşılacak şeyler, işitilmemiş olaylar

YARASA

  1. [isim] Yarasalardan, ön ayakları perdeli kanat biçiminde gelişmiş, vücudu yumuşak sık kıllarla kaplı, iskeletleri hafif yapılı, uçabilen memeli hayvan (Vespertilio)

ARAKÇI

  1. Araklayan, çalan kimse, arakçı, hırsız

HARAŞO

Kelime Kökeni : Rusça

  1. [isim] Bir tür yün örgüsü

ŞARABİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kırmızı şarap rengi
  2. [sıfat] Bu renkte olan

ARAYÜZ

  1. [isim] Bilgisayar yazılımlarının kullanıcı tarafından çalıştırılmasını sağlayan, çeşitli resimlerin, grafiklerin, yazıların yer aldığı ön sayfa

PARACA

  1. [zarf] Para ile ilgili olarak, para bakımından
    • "Paraca cömert davranması yeterdi kadınların hoşlanması için." (Necati Cumalı)

YARALI

  1. [sıfat] Yarası olan, yaralanmış (kimse), mecruh
    • "Yaralılarımızı develer üstünde götürüyoruz." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Dertli, üzüntülü
    • "Bir yaralı adamdı. Her şeye layık ama layık olduğu hiçbir şeye kavuşamamış bir yaralı adamdı." (Yusuf Ziya Ortaç)

IZGARA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Metal çubukların, ağaç dallarının aralıklı sıralanmasıyla yapılan parmaklık veya kafes biçiminde araç
  2. Pisliklerin su yollarını tıkamasını önlemek veya havalandırmak amacıyla su yollarının havalandırma çıkışları üzerine konulan kafesli veya parmaklıklı demir
  3. Et, balık, köfte vb. yiyecekleri pişirmekte kullanılan araç, gril
    • "Izgaranın sokağa verilen bacasından, kızardıkça yağları eriyen köftelerin kokusu vuruyordu dışarıya." (Necati Cumalı)
  4. [sıfat] Bu araç üstünde pişmiş
    • "Gün batmadan çok evvel işlerini bitirdikleri için bu saatte meze ve ızgaralardan başka bir şey kalmaz." (Reşat Nuri Güntekin)
  5. Futbol ayakkabısının altında bulunan iri başlı kabara
    • "Ötekisinde altından hâlâ ızgaraları sallanan bir futbol ayakkabı eskisi vardı." (Sait Faik Abasıyanık)

MARABA

  1. [isim] Çiftçi
  2. Çiftçilikte, toprağı işleyerek ürüne ortak olan kimse, ortakçı, ortak, yarıcı

ARANJE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] "Düzenlemek" anlamındaki aranje etmek birleşik fiilinde geçen bir söz

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü