İçinde ara olan 6 harfli 97 kelime var. İçerisinde ARA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ara olan kelimeler listesine ya da Sonu ara ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ARA
2 Harfli Kelimeler
AR, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ARAPÇA
- ...
- ASMARA
- ...
- KAVARA
-
-
[isim]
Balı alınmış petek
-
Kovanda özellikle kış aylarında arıların yemesi için bırakılan bal
-
[isim]
Balı alınmış petek
- KARATE
-
-
[isim]
Ayak ve yumruk vuruşları üzerine kurulu, Japon kökenli bir dövüş yöntemi
-
[isim]
Ayak ve yumruk vuruşları üzerine kurulu, Japon kökenli bir dövüş yöntemi
- ARANJE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
"Düzenlemek" anlamındaki aranje etmek birleşik fiilinde geçen bir söz
-
[sıfat]
"Düzenlemek" anlamındaki aranje etmek birleşik fiilinde geçen bir söz
- IZGARA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Metal çubukların, ağaç dallarının aralıklı sıralanmasıyla yapılan parmaklık veya kafes biçiminde araç
-
Pisliklerin su yollarını tıkamasını önlemek veya havalandırmak amacıyla su yollarının havalandırma çıkışları üzerine konulan kafesli veya parmaklıklı demir
-
Et, balık, köfte vb. yiyecekleri pişirmekte kullanılan araç, gril
- "Izgaranın sokağa verilen bacasından, kızardıkça yağları eriyen köftelerin kokusu vuruyordu dışarıya." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Bu araç üstünde pişmiş
- "Gün batmadan çok evvel işlerini bitirdikleri için bu saatte meze ve ızgaralardan başka bir şey kalmaz." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Futbol ayakkabısının altında bulunan iri başlı kabara
- "Ötekisinde altından hâlâ ızgaraları sallanan bir futbol ayakkabı eskisi vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Metal çubukların, ağaç dallarının aralıklı sıralanmasıyla yapılan parmaklık veya kafes biçiminde araç
- UFARAK
-
-
[sıfat]
Biraz ufak
- "Kara ve pos bıyıklar bu kuru ve ufarak yüzü karanlıklar içinde bırakıyordu." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Biraz ufak
- ARATIŞ
-
-
[isim]
Aratma işi veya biçimi
-
[isim]
Aratma işi veya biçimi
- ARASTA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Çarşılarda veya alışveriş bölgelerinde aynı işi yapan esnafın bir arada bulunduğu bölüm
- "Belediye çavuşu çarşıyı ve arastaları dolaşmış, esnafa kepenk kapattırmıştır." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Çarşılarda veya alışveriş bölgelerinde aynı işi yapan esnafın bir arada bulunduğu bölüm
- KASARA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Geminin baş ve kıç tarafında, asıl güverteden yüksek olan kısa güverte
- "Baş kasarası, kıç kasarası."
-
[isim]
Geminin baş ve kıç tarafında, asıl güverteden yüksek olan kısa güverte
- ARAKÇI
-
-
Araklayan, çalan kimse, arakçı, hırsız
-
Araklayan, çalan kimse, arakçı, hırsız
- ARANMA
-
-
[isim]
Aranmak işi
-
[isim]
Aranmak işi
- ARAŞİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yer fıstığı
-
[isim]
Yer fıstığı
- FUKARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yoksul, fakir
- "Biriktirdiği bütün parasını sadaka olarak fukaraya verir." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Derviş
- "Bir Bektaşi fukarası."
-
Zavallı
- "Bu karışık ve çok fukara bir kumpanyaydı." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Yoksul, fakir
- KARACI
-
-
Kara kuvvetlerine bağlı (subay, astsubay veya er)
-
Kara kuvvetlerine bağlı (subay, astsubay veya er)
- PARADİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir tiyatroda en üst balkon
-
[isim]
Bir tiyatroda en üst balkon
- ARALIK
-
-
[isim]
İki şey arasındaki açıklık, mesafe
- "İki masa arasında bir metre aralık var."
-
Sıra, vakit
- "O aralık açıkgözün biri de ayağımdan çıkan potini almış savuşmuş." (Memduh Şevket Esendal)
-
Uygun, elverişli durum, fırsat
-
Evin iki bölümü veya iki oda arasındaki dar geçit, geçenek, koridor
-
Yılın otuz bir gün süren, son ayı, ilk kânun, kânunuevvel
-
Ayakyolu
-
Basımcılıkta harfler veya satırlar arasındaki açıklık, espas
-
[sıfat]
Yarı açık, tam kapanmamış
-
Borsada hisse senetlerinin alım satım emirlerinin verildiği süre
-
Bir sesi bir başka sesten, kalına veya inceye doğru ayıran uzaklık
-
Portenin paralel çizgileri arasındaki boşluk
- "Portenin beş çizgisi arasında dört aralık vardır."
-
Toplu beden eğitiminde art arda dizilenleri ayıran açıklık
-
[isim]
İki şey arasındaki açıklık, mesafe
- BARAKA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Tahta, çinko vb. hafif şeylerden yapılmış, temelsiz eğreti yapı
- "Tren şehre girerken yerlilerin teneke barakaları görünür." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[isim]
Tahta, çinko vb. hafif şeylerden yapılmış, temelsiz eğreti yapı
- ARAMAK
-
-
[-i]
Birini veya bir şeyi bulmaya çalışmak
- "Dükkânın içinde gözleriyle bir şeyler aradı." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Arayıp soranı olmayan bir hasta."
-
Araştırmak, yoklamak
- "Ceplerini aramak."
-
Ziyarete, hatır sormaya gitmek
- "Bir kere düştün mü ne arayan olur ne soran!" (Burhan Felek)
-
Bir şeyin yokluğunu duyarak geri gelmesini istemek, özlemek
- "Seni çok arıyorum, Ziyacığım." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
Önem verip istemek
- "Ben böyle şeyleri aramam."
-
Şart koşmak
-
[-i]
Birini veya bir şeyi bulmaya çalışmak
- SİNARA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Büyük zoka
-
[isim]
Büyük zoka