İçinde ara olan 5 harfli 50 kelime var. İçerisinde ARA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ara olan kelimeler listesine ya da Sonu ara ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A A R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

ARA

2 Harfli Kelimeler

AR, RA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

HARAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çoğu kıldan dokunmuş, büyük çuval
    • "Yedi harar malı bir seferde kamyona yükledi." (Sait Faik Abasıyanık)

YARAN
...
ŞUARA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Şairler

HARAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bayındırlığı kalmamış, yıkılacak duruma gelmiş, yıkkın, viran
    • "Duvarları yıkılmış, çatıları yanmış, harap bir köyün hizasına gelince yaver atından atladı." (Ömer Seyfettin)
    • "Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir." (Atatürk)
    • "Ona zamanın harap edemeyeceği bir abide yapmak istedi." (Halide Edip Adıvar)
    • "Parkın eski güzelliği kalmadı, ne kadar harap oldu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Bitkin, yorgun, perişan
    • "Kiraz yemekten insanlar harap, perişan olurdu." (Refik Halit Karay)
  3. Çok sarhoş

YARAŞ

  1. [sıfat] Bir kimseye kendini beğendirmek için alımlı davranan (kimse)
    • "Öbürü ne kadar çekingen ve sessiz ise bu o kadar yaraş ve konuşkan, tam manasıyla bir İstanbul kadını." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

DARAŞ

  1. [sıfat] Dar, kasvetli (yer)
    • "O oda hem daraş hem nezaretsiz hem de lodosa karşı..." (Sermet Muhtar Alus)

DARAÇ

  1. [sıfat] Dar
    • "Başını, geçtiğimiz daraç bir sokaktaki yamru yumru karanlık evlerin arasından görünen gökyüzünün mavi boşluğuna doğru kaldırarak geniş soluklar alıyor..." (Reşat Nuri Güntekin)

BARAJ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Suyu toplama, sulama ve elektrik üretme amacıyla akarsu üzerine yapılan bent
    • "Atatürk Barajı. Kurtboğazı Barajı."
  2. Futbol veya hentbolda serbest atışı yapacak oyuncunun önünde karşı takım oyuncularının yan yana dizilip oluşturdukları set
  3. Herhangi bir alanda başarıyı tespit etmek için gerekli olan şart

GARAJ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Otomobil vb. taşıtların konulduğu üstü örtülü yer, arabalık
    • "Ben arabayı garaja bırakıp şimdi döneceğim." (Cahit Uçuk)
  2. Otomobillerin bakım ve onarımının yapıldığı yer
    • "Önce arabayı servis garajına çektik." (Çetin Altan)
  3. Toplu taşıma ve nakliye araçlarına hareket ve varış noktası olarak belediyelerce ayrılan yer, otogar

ARABİ
...
VARAN

  1. [sıfat] Bir olayın tek kalmayıp arkadan daha başkalarının gelebileceğini anlatmak için birden başlayarak sıra ile sayıların başına getirilen bir söz
    • "Varan bir. Varan iki."

VARAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yaprak
  2. Yazılı kâğıt, varaka
  3. Altın, gümüş veya başka madenler dövülerek oluşturulan ince, parlak yaprak

ACARA
...
KARAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin yargı
    • "Kararımı biradere pek güçlükle kabul ettirdim." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Artık ayrılmayalım diye kararlar alıyor fakat bir türlü tatbike geçemiyordu." (Refik Halit Karay)
    • "Dün akşam size tesadüf ettiğimde bunu karar altına almıştık." (Halit Ziya Uşaklıgil)
    • "Tekrar masa başına dönmekten zevkli bir iş bulamayacağımda karar kıldım." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Herhangi bir durum için tartışılarak verilen kesin yargı, hüküm
    • "Yargıç kararı."
  3. Bu yargıyı bildiren belge
    • "Mahkeme kararını aldı."
  4. Değişmeyen, düzenli durum, düzenlilik, yöntemlilik
  5. Değişmez olma
    • "Havanın hiç kararı yok."
  6. Tam ölçüsünde, ne az ne çok
    • "Yemeğin tuzu karar."
  7. Türk müziğinde, taksim yaparken ana makama dönüş

KARAT
...
SARAK

  1. [isim] Yapı yüzeylerinde yatay, enli, az çıkıntılı, süslü veya düz silme

ŞARAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Üzüm veya başka meyve sularını türlü yöntemlerle mayalandırarak elde edilen alkollü içki, mey

DARAL
...
MARAŞ
...
MARAZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hastalık
  2. Dayanılması güç durum
  3. [sıfat] Huysuzluğu ve titizliği ile can sıkan
    • "Aman ne maraz adamsın!"

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü