İçinde ar olan 7 harfli 753 kelime var. İçerisinde AR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ar olan kelimeler listesine ya da Sonu ar ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AR, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GARAZLI
-
-
[sıfat]
Kin güden, garazı olan
- "Güzellik ilahesi değildiler ama bu garazlı çirkinleştirmeler çok ileri gidiyordu." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Kin güden, garazı olan
- KABARMA
-
-
[isim]
Kabarmak işi
-
Duygulanma
- "Bir de mektuplar okunurken ve selamlar söylenirken içinde tuhaf bir kabarma beliriyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
Kendini üstün görme, büyüklük taslama
-
Ay ve güneşin çekim etkisiyle, büyük denizlerde suların yükselmesi, met
-
[isim]
Kabarmak işi
- KOPARIŞ
-
-
[isim]
Koparma işi veya biçimi
-
[isim]
Koparma işi veya biçimi
- ARMONİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
Armoni ile ilgili olan
-
[isim]
Armonika
- "Her adım atışında koyu lacivert akordeon eteği, hakikaten bir armonik gibi açılıp kapanıyordu." (Mahmut Yesari)
-
Armoni ile ilgili olan
- ARPAĞAN
-
-
[isim]
Yabani arpa
-
[isim]
Yabani arpa
- KENARLI
-
-
[sıfat]
Herhangi bir biçimde kenarı olan
- "Kadınlar ise beyaz elbiseler, geniş kenarlı hasır şapkalar giymişlerdi." (Haldun Taner)
-
Kenarı süslü, işlenmiş
-
[sıfat]
Herhangi bir biçimde kenarı olan
- DOKUZAR
-
-
[sıfat]
Dokuz sayısının üleştirme biçimi, her birine dokuz, her defasında dokuzu bir arada olan
-
[sıfat]
Dokuz sayısının üleştirme biçimi, her birine dokuz, her defasında dokuzu bir arada olan
- MARUZAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mevki, makam veya yaş bakımından büyük birine sunulan, bildirilen dilek veya bilgi, sunuş
- "Size maruzatım var."
-
[isim]
Mevki, makam veya yaş bakımından büyük birine sunulan, bildirilen dilek veya bilgi, sunuş
- SARSMAK
-
-
[-i]
Birdenbire ve güçle kımıldatmak, sallamak, oynatmak, titretmek
- "Kalkın bakalım, diye çocukların karyolalarını sarsıyorlardı." (Çetin Altan)
-
Zarar verecek yolda etkilemek, aksatmak
- "Çok sevdiği annesinin ölümü onu çok sarsmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Birdenbire ve güçle kımıldatmak, sallamak, oynatmak, titretmek
- ANGARYA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bir kimseye veya bir topluluğa zorla, ücret vermeden yaptırılan iş, yüklenti
- "Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır." (Anayasa)
- "Benim bu angaryalarımı da başka türlü kimsecikler çekmez." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Kölelik düzeninde köylünün derebeyine yaptığı zorunlu ücretsiz hizmeti
-
Savaş durumundaki bir devletin, kendi sularındaki yabancı bir devletin ticaret gemilerine el koyarak bunlardan yararlanması
-
Olağanüstü durumlarda veya sıkıyönetimde devletin vatandaşlara ait taşıtlara el koyması
-
Usandırıcı, bıktırıcı, zorla yapılan iş
- "Vazifelerini bir angarya gibi yaparlar." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Bir kimseye veya bir topluluğa zorla, ücret vermeden yaptırılan iş, yüklenti
- ÇOKLARI
-
-
[zamir]
Birçoğu
- "Çoklarını dinledim."
-
[zamir]
Birçoğu
- ARTIRMA
-
-
[isim]
Artırmak işi
- "Para artırmaya önem veriyor."
-
Açık artırma
-
[isim]
Artırmak işi
- ASARCIK
- ...
- ÇUHADAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir dairenin dışarıdaki ayak işlerine bakan kimse
-
[isim]
Bir dairenin dışarıdaki ayak işlerine bakan kimse
- MARANTA
-
-
[isim]
Bir çenekliler sınıfından, Antillerde ve bütün tropikal bölgelerde yetiştirilen, kökündeki yumrulardan ararot çıkarılan bir kamış çeşidi, ararot kamışı (Maranta arundinaca)
-
[isim]
Bir çenekliler sınıfından, Antillerde ve bütün tropikal bölgelerde yetiştirilen, kökündeki yumrulardan ararot çıkarılan bir kamış çeşidi, ararot kamışı (Maranta arundinaca)
- KARADAĞ
- ...
- KARAMSI
-
-
[sıfat]
Rengi karayı andıran, karaya benzeyen
-
[sıfat]
Rengi karayı andıran, karaya benzeyen
- TARUMAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Dağınık, karışık, perişan
- "Cemiyetin kuruluşunu tarumar etmek için doğmuş bir ihtilalci gibi tasarlıyordu." (Peyami Safa)
- "Sen gittin soframız oldu tarumar." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
[sıfat]
Dağınık, karışık, perişan
- VARİSLİ
-
-
[sıfat]
Varis rahatsızlığı olan (kimse)
-
[sıfat]
Varis rahatsızlığı olan (kimse)
- ARAÇSAL
-
-
[sıfat]
Araçla ilgili olan
-
Araç özelliği taşıyan
-
[sıfat]
Araçla ilgili olan