İçinde ap olan 8 harfli 172 kelime var. İçerisinde AP bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ap olan kelimeler listesine ya da Sonu ap ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A P Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
PA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- APTALLIK
-
-
[isim]
Aptal olma durumu
- "Sen bombayı masanın örtüsü altına koyduğuna aptallık etmişsin." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Aptalca iş
- "Bu hikâye akıl almaz bir aptallıktan başka bir şey değildi." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Aptal olma durumu
- SAPILMAK
-
-
[-e]
Sapma işi yapılmak
-
[-e]
Sapma işi yapılmak
- BAŞYAPIT
-
-
[isim]
Şaheser
- "Sinan şimdi sağ olsaydı, ne başyapıtlar yaratırdı acaba?" (Aydın Boysan)
-
[isim]
Şaheser
- HAPLANMA
- ...
- KAPANİÇE
-
-
[isim]
Padişah ve yüksek rütbeli din ve devlet görevlilerinin giydiği kolsuz, geniş yakalı kürk
-
[isim]
Padişah ve yüksek rütbeli din ve devlet görevlilerinin giydiği kolsuz, geniş yakalı kürk
- ŞAPLATMA
-
-
[isim]
Şaplatmak işi
-
[isim]
Şaplatmak işi
- PAPALİNA
-
-
[isim]
Sardalya yavrusu
-
[isim]
Sardalya yavrusu
- KAPANMAK
-
-
[nsz]
Kapalı duruma gelmek
- "Son basamağı aştığım zaman, babanın kapısı hızla yüzüme kapandı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[-e]
Dışarı ile ilişiğini kesmek
- "Rahatça çalışmak istediğim zamanlar buraya kapanırım ve kimse girmesin diye bazen içeriden de kapıyı kilitlerim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Çalışamaz, etkinliğini sürdüremez duruma getirilmek
- "Manzumem çıkmadı ve Rübap kapandı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Son verilmek, kesilmek
- "Arif sustu. Hacı Bey de üstelemedi. Söz de burada kapanmış oldu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-e]
Yüzü, gövdesi bir yere gelecek biçimde eğilmek
- "Secdeye hamt için değil, güya utandıklarından kapandılar." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Tatile girmek
- "Okullar kapandı."
-
Yara iyileşmek
-
Göz kör olmak
- "Kazadan sonra bir gözü kapandı."
-
Hava bulutlanmak
-
[nsz]
Kapalı duruma gelmek
- KAPAMACI
-
-
[isim]
Hazır giysi takımı satan kimse
-
[isim]
Hazır giysi takımı satan kimse
- ŞARAPNEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Patladığında etrafa küçük parçalar saçan bir tür top mermisi
- "Yere uzanınca tepesinde bir şarapnel patlamıştı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Patladığında etrafa küçük parçalar saçan bir tür top mermisi
- TAPINCAK
-
-
[isim]
Fetiş
-
[isim]
Fetiş
- TAPTIRMA
-
-
[isim]
Taptırmak işi veya durumu
-
[isim]
Taptırmak işi veya durumu
- HAPŞIRIK
-
-
[isim]
Aksırık
-
[isim]
Aksırık
- PASAPORT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yabancı ülkelere gidecek olanlara yetkili kuruluşça verilen, yabancı ülke yetkililerinin kimlik incelemesinde geçerli olan belge
- "Pasaportlar için Emniyet Dairesine gittim, orada lafa daldım." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Yabancı ülkelere gidecek olanlara yetkili kuruluşça verilen, yabancı ülke yetkililerinin kimlik incelemesinde geçerli olan belge
- KAPRİSLİ
-
-
[sıfat]
Kaprisi olan
- "İnsanı en çok yıpratıp çürüten kadınlar en kaprisli kadınlar oluyor." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Kaprisi olan
- ÇAPKIMAK
-
-
[-i]
Enini boyunu ölçmek, çaplamak
-
[-i]
Enini boyunu ölçmek, çaplamak
- KAPSAYIŞ
- ...
- ÇAPAKSIZ
-
-
[sıfat]
Çapağı olmayan
-
[sıfat]
Çapağı olmayan
- APAZLAMA
-
-
[isim]
Apazlamak işi
-
[sıfat]
Pupa ile orsa arasında geminin omurgasına 45 derece açı ile esen (rüzgâr)
-
[zarf]
Böyle esen bir rüzgârla
- "Apazlama gidiyoruz."
-
[isim]
Apazlamak işi
- KAPLAMAK
-
-
[-i]
Her yanını örtmek, istila etmek
- "Bulutlar gökyüzünü kapladı."
- "Sessizlik ortalığı kapladı."
-
Çepeçevre sarmak, kuşatmak
- "Evlerin bir tarafını yol, üç tarafını da yine çam ormanları kaplar." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Bir kabın, bir kılıfın, bir örtünün içine almak
- "Yorgan kaplamak."
-
Yayılıp doldurmak, etkisinde bırakmak
-
Bir yüzeyi döşemek, başka bir nesne ile örtmek
- "Dudaklarının üstünü kaplayan muntazam kesilmiş sert ve koyu siyah bıyıkları..." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Kaplama adı verilen ince ağaç levhaları, değişik yöntemlerle hazırlanan tablalara yapıştırmak
-
Bir madeni bir başka madenle kimyasal bir yöntemle örtmek
-
Bir kimsenin veya bir şeyin nitelikleri herkesçe bilinir olmak
- "Ünü cihanı kapladı."
-
Duygular için doldurmak
- "İçini sevinç kapladı."
-
Doldurmak, bastırmak
-
[-i]
Her yanını örtmek, istila etmek