İçinde ap olan 5 harfli 104 kelime var. İçerisinde AP bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ap olan kelimeler listesine ya da Sonu ap ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A P Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
PA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KAPLI
-
-
[sıfat]
Kaplanmış olan
- "Çantasından çok sayfalı maroken kaplı küçük bir defter çıkardı." (Ömer Seyfettin)
-
Kabı olan
-
Ciltli
-
[sıfat]
Kaplanmış olan
- ÇAPUT
-
-
[isim]
Eskimiş bez parçası, paçavra
-
Bez
-
[isim]
Eskimiş bez parçası, paçavra
- KAPİŞ
- ...
- KAPUT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Asker paltosu
- "İsli tavana bakarak kaputumun düğmelerini iliklemeye başladım." (Ömer Seyfettin)
-
Otomobil, kamyon vb. motorlu taşıtlarda motoru örten açılır kapanır biçimdeki kapak
-
Prezervatif
-
[isim]
Asker paltosu
- AHBAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kendisiyle yakın ilişki kurulup sevilen, sayılan kimse
- "Ben yeni tanıdım ama, kızın eski ahbapları imişler!" (Osman Cemal Kaygılı)
- "Gümrükten itibaren her rast geldiği adamla ahbap çıktı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Dünden beri bir Avusturyalı doktor ile ahbap oldum." (Ömer Seyfettin)
-
[ünlem]
Samimiyet, içtenlik bildiren bir seslenme sözü
- "Baksana ahbap!"
-
[isim]
Kendisiyle yakın ilişki kurulup sevilen, sayılan kimse
- VAPUR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Su buharı gücüyle çalışan gemi
- "Vapur sabaha kadar mal yüklüyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Su buharı gücüyle çalışan gemi
- YAPIT
-
-
[isim]
Bir emek sonucunda ortaya konulan ürün, eser
- "Yapıtının sağlamlığına güvenen her sanatçı gibi şakasını da iyi karşılamıştı." (Haldun Taner)
-
Yayın, kitap
-
[isim]
Bir emek sonucunda ortaya konulan ürün, eser
- SAPAK
-
-
[sıfat]
Sapaklığı olan
-
[isim]
Bir ana yoldan ayrılan yolun başlangıç noktası
-
[isim]
Akarsuyun kollara ayrıldığı yer
-
[sıfat]
Sapaklığı olan
- KAPIŞ
-
-
[isim]
Kapma işi veya biçimi
- "El elin ayıbını terzi kumaşı alır gibi kapış kapış yaptığı için aldırış etmem." (Burhan Felek)
-
Kapışma
-
[isim]
Kapma işi veya biçimi
- ÇAPLI
-
-
[sıfat]
Çapı geniş olan, makro
-
Bilgisi çok olan
-
Yetenekli
-
[sıfat]
Çapı geniş olan, makro
- ÇAPAK
-
-
[isim]
Göz pınarında ve kirpiklerde birikerek pıhtılaşan veya kuruyan akıntı
-
Madenler dövülürken sıçrayan ince, ufak parça
-
Metal veya toprak eşya kenarlarında bulunan pürüz
-
[isim]
Göz pınarında ve kirpiklerde birikerek pıhtılaşan veya kuruyan akıntı
- ERBAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir işten anlayan, bir işi iyi yapan kimse
- "Her işi erbabından sormalı."
-
[isim]
Bir işten anlayan, bir işi iyi yapan kimse
- SAPIK
-
-
[sıfat]
Tavır ve davranışları normal olmayan veya geleneklerden, törelerden ayrılan, anormal (kimse), gayritabii, anormal
- "Sapık düşünce."
-
Delice davranışları olan, meczup
-
[sıfat]
Tavır ve davranışları normal olmayan veya geleneklerden, törelerden ayrılan, anormal (kimse), gayritabii, anormal
- KAPİK
-
Kelime Kökeni : Rusça
-
[isim]
Rublenin yüzde biri değerindeki para
-
[isim]
Rublenin yüzde biri değerindeki para
- ŞAPEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kilisecik
-
Büyük kiliselerin içinde bir azizin adına ayrılmış küçük ibadet yeri
-
[isim]
Kilisecik
- SAPLI
-
-
[sıfat]
Sapı olan
-
[zarf]
Saplanmış olarak
- "Bıçak karpuza saplı duruyor."
-
[isim]
Büyük kepçe
-
[sıfat]
Sapı olan
- SAPMA
-
-
[isim]
Sapmak işi
-
Serbest bir mıknatıslı iğnenin denge konumundayken gösterdiği doğrultudan geçen düşey düzlemle, bulunulan noktanın meridyen düzlemi arasındaki açı
-
Bir ışının saydam bir biçmeden geçtikten sonraki doğrultusu arasında oluşan açı
-
Bazı kelimelerin kurallara göre almaları gereken biçimlerden uzaklaşması durumu: Ben-ge > bene yerine bana, sen-ge > sene yerine sana olması gibi
-
[isim]
Sapmak işi
- ÇORAP
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Pamuk, yün vb.nden örülen, ayağa giyilen giyecek
- "Köşede bağdaş kurmuş, önce kunduralarını, sonra da çoraplarını çıkarmış." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Pamuk, yün vb.nden örülen, ayağa giyilen giyecek
- RAPOR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Herhangi bir işte, bir konuda yapılan inceleme ve araştırma sonucunu, düşünceleri veya gözlemleri bildiren yazı
- "Yanımdaki küçük masanın üstünde çabucak raporunu yazdı." (Ömer Seyfettin)
-
Anlatım, ifade
-
Hastalığın teşhisi, hastanın dinlenme durumu vb.ni gösteren, doktor veya doktorlar kurulu tarafından verilen yazı
-
[isim]
Herhangi bir işte, bir konuda yapılan inceleme ve araştırma sonucunu, düşünceleri veya gözlemleri bildiren yazı
- LAKAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kimseye, bir aileye kendi adından ayrı olarak sonradan takılan, o kimsenin veya o ailenin bir özelliğinden kaynaklanan ad
- "Arkadaşının taktığı bu lakabı, Ger Ali, soyadı kanunu çıkınca isminin başından alıp sonuna koydu mu bilmiyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Bir kimseye, bir aileye kendi adından ayrı olarak sonradan takılan, o kimsenin veya o ailenin bir özelliğinden kaynaklanan ad