İçinde ant olan 8 harfli 80 kelime var. İçerisinde ANT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ant olan kelimeler listesine ya da Sonu ant ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A N T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ANT, TAN
2 Harfli Kelimeler
AN, AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ANTOLOJİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Seçki
-
[isim]
Seçki
- ÇALKANTI
-
-
[isim]
Deniz ve gölde dalgalanma
-
Çalkanmış şey
- "Yumurta çalkantısı."
-
Kalbur yardımıyla ayrılan çer çöp
-
Coşku
- "Lodos rüzgârı es esebildiğine / Dinmesin gönlümdeki çalkantı." (Behçet Necatigil)
-
Kargaşa ve bunalımın yol açtığı düzensiz, karışık, sıkıntılı durum
- "Beraat etmen büyük çalkantı yaratır basında." (Çetin Altan)
-
[isim]
Deniz ve gölde dalgalanma
- ANTİKACI
-
-
[isim]
Antika eşya, eser satan veya toplayan kimse
- "Açık artırmalardan, antikacılardan her çeşit saat toplamaya başladım." (Haldun Taner)
-
[isim]
Antika eşya, eser satan veya toplayan kimse
- MANTARCI
-
-
[isim]
Mantar yetiştiren veya satan kimse
-
İnsanları birtakım hilelerle şaşırtıp paralarını çalan (kimse), düzenbaz
-
[isim]
Mantar yetiştiren veya satan kimse
- ANTİNOMİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çatışkı
-
[isim]
Çatışkı
- ENVANTER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir ticaret kuruluşunun para, mal ve diğer varlıklarıyla genel olarak borçlu ve alacaklı durumlarını, nicelikleri ve değerleriyle ayrıntılı olarak gösterme
-
Bu durumu gösteren çizelge
-
Mal ve değerlere ait döküm
-
[isim]
Bir ticaret kuruluşunun para, mal ve diğer varlıklarıyla genel olarak borçlu ve alacaklı durumlarını, nicelikleri ve değerleriyle ayrıntılı olarak gösterme
- ŞANTAJCI
-
-
[isim]
Şantaj yapan kimse
-
[isim]
Şantaj yapan kimse
- ARJANTİN
-
-
[isim]
Büyük bira bardağı
-
[isim]
Büyük bira bardağı
- FANTAZYA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Arap atlılarının bayramlarda yaptıkları gösteri, atlı gösteri
-
[isim]
Arap atlılarının bayramlarda yaptıkları gösteri, atlı gösteri
- PIRLANTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Birçok façetası olacak biçimde yontulmuş foyasız parlak elmas
- "Onlara hakiki pırlanta diye geçirilmek istenen yalancı elmaslara bir kuyumcunun baktığı gibi bakmıştı." (Halide Edip Adıvar)
- "Bunların arasında umutsuz yaşamayan pırlanta gibi delikanlılar vardı." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Üzerinde bu elmas bulunan (yüzük vb.)
- "Sonra kalan pırlanta salkım küpe, annesinin yadigârı da elinden çıktı." (Peyami Safa)
-
[isim]
Birçok façetası olacak biçimde yontulmuş foyasız parlak elmas
- SAKLANTI
-
-
[isim]
Saklanan şey
-
[isim]
Saklanan şey
- LABORANT
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Araştırmalarda, laboratuvar deneylerinde yardımcı olarak çalıştırılan kimse
- "Röntgen hademesi ile laborantı kandırıp bir radyografisini çektirmişti." (Haldun Taner)
-
[isim]
Araştırmalarda, laboratuvar deneylerinde yardımcı olarak çalıştırılan kimse
- MANTOLUK
-
-
[sıfat]
Manto yapmaya elverişli (kumaş)
- "Mantoluk kumaş."
-
[sıfat]
Manto yapmaya elverişli (kumaş)
- KANTARON
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Kızılkantarongillerden, hekimlikte kullanılan, sarı çiçekli, acı köklü, küçük bir bitki (Gentiana lutea)
-
Birleşikgillerden, sarı, mavi, kırmızı çiçekli türleri bulunan otsu bir bitki (Centaurea)
-
[isim]
Kızılkantarongillerden, hekimlikte kullanılan, sarı çiçekli, acı köklü, küçük bir bitki (Gentiana lutea)
- AVANTACI
-
-
[isim]
Çıkarcı, beleşçi, bedavacı
-
[isim]
Çıkarcı, beleşçi, bedavacı
- SANTRHAF
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Futbolda orta alanın ortasında yer alan oyuncu
-
[isim]
Futbolda orta alanın ortasında yer alan oyuncu
- OYALANTI
-
-
[isim]
Oyalanmak için yapılan şey
- "Araban, yazlığın, kışlığın, çiftliğin, hafta sonu evin, hobilerin, oyalantıların var." (Haldun Taner)
-
[isim]
Oyalanmak için yapılan şey
- MANTIKÇA
-
-
[zarf]
Mantık bakımından, mantığa göre
-
[zarf]
Mantık bakımından, mantığa göre
- PUANTİYE
- ...
- MANTIKLI
-
-
[sıfat]
Mantığa uygun, akla uygun, mantıksal, mantıki
- "Mantıklı söz."
-
Mantığa uygun davranan
- "Mantıklı adam."
-
[sıfat]
Mantığa uygun, akla uygun, mantıksal, mantıki