İçinde anl olan 8 harfli 86 kelime var. İçerisinde ANL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında anl olan kelimeler listesine ya da Sonu anl ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A L N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
LAN, NAL
2 Harfli Kelimeler
AL, AN, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HÜSRANLI
- ...
- FİDANLIK
-
-
[isim]
Fidan yetiştirilen yer, dikmelik
- "Orta Anadolu'nun fidan gereksinmesini karşılamak üzere, Eskişehir'de bir fidanlık kurulmuş." (Adalet Ağaoğlu)
-
[isim]
Fidan yetiştirilen yer, dikmelik
- CANLILIK
-
-
[isim]
Canlı olma durumu
-
Neşelilik, hareketlilik
- "Her girdikleri oyuna renk ve hareket, canlılık ve şaklabanlık katarlardı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Canlı olma durumu
- ANLAŞMAK
-
-
[nsz]
Düşünce, duygu, amaç bakımından birleşmek, antant kalmak
- "Uyuşmazlığın her safhasında taraflar da anlaşarak Yüksek Hakem Kuruluna başvurabilir." (Anayasa)
-
[-le]
Sözleşmek, sözleşme imzalamak
-
[nsz]
Düşünce, duygu, amaç bakımından birleşmek, antant kalmak
- DEKANLIK
-
-
[isim]
Dekan olma durumu
-
Dekanın görevi
-
Dekanın makamı
-
[isim]
Dekan olma durumu
- KADRANLI
- ...
- KANLILIK
-
-
[isim]
Kanlı olma durumu
-
[isim]
Kanlı olma durumu
- TABANLIK
-
-
[isim]
Üzerinde rayların yerleştirildiği, enine konmuş olan ağaç, beton veya demir parça
-
Ayağın rahat etmesi için ayakkabı içine yerleştirilen, keçe, deri veya kumaş parçası
-
[isim]
Üzerinde rayların yerleştirildiği, enine konmuş olan ağaç, beton veya demir parça
- PUANLAMA
-
-
[isim]
Puanlamak işi
-
[isim]
Puanlamak işi
- ŞANLILIK
- ...
- CANLANMA
-
-
[isim]
Canlanmak işi
-
[isim]
Canlanmak işi
- KARANLIK
-
-
[sıfat]
Işığı olmayan, bütünü veya bir parçası ışıktan yoksun olan
- "Akşamdı, ortalığa hafif bir karanlık çökmüştü." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Tekrar ana yola geldiğim zaman karanlık basmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Gece kandili birdenbire sönmüş, oda zifirî karanlık kesilmişti." (Ömer Seyfettin)
- "Gözleriyle sokakların karanlıklarını yırtmaya uğraşarak sinirli bir telaş içinde çırpınıyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Işık olmama durumu
- "Biz, karanlığın içinde ilerliyoruz." (Haldun Taner)
- "Türkiye'nin güneşi battı, karanlığa gömüldük." (Burhan Felek)
-
Yasalara, töreye uygun olmayan
- "Bu karanlık işlerin hesabını sorarlar." (Memduh Şevket Esendal)
-
Gereğince anlaşılıp bilinemeyen, ne olacağı, sonu belli olmayan (durum)
- "Bu kadar karışık ve karanlık bir mevzuda neye istinaden, hangi ... teşhis konulabilir?" (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Karışık
-
[isim]
Üzüntü, sıkıntı, perişanlık
- "Demiştim ya; bütün memleketi bir yas karanlığı kaplamıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Işığı olmayan, bütünü veya bir parçası ışıktan yoksun olan
- NADANLIK
-
-
[isim]
Nadan olma durumu veya nadanca davranış
-
[isim]
Nadan olma durumu veya nadanca davranış
- ÇOBANLAR
- ...
- SAHANLIK
-
-
[isim]
Yapılarda ve bazı taşıtlarda kapı önünde, merdiven başlarında veya ortasında bulunan geniş yer
- "Üç hademe, ebe, hasta bakıcı merdivenin orta sahanlığında sıkışmışlar, sedyeyi çevirmeye çalışıyorlar." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Sahanın aldığı miktarda olan
- "İki sahanlık yemek."
-
[isim]
Yapılarda ve bazı taşıtlarda kapı önünde, merdiven başlarında veya ortasında bulunan geniş yer
- TAVANLIK
- ...
- YABANLIK
-
-
[isim]
Bayram gibi önemli günlerde veya konukların yanına çıkarken giyilen yeni giysi, kişilik, adamlık
- "Yabanlık lacivert entarisi, baş örtüsü, çökük yanaklarıyla annesi kapıda bekliyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
Ekilmemiş, işlenmemiş toprak
- "Benim çocukluğumda buraları hep yabanlıktı." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[isim]
Bayram gibi önemli günlerde veya konukların yanına çıkarken giyilen yeni giysi, kişilik, adamlık
- ANLATICI
-
-
[isim]
Hikâye, fıkra vb.ni anlatan kimse
-
[isim]
Hikâye, fıkra vb.ni anlatan kimse
- CANLANIŞ
-
-
[isim]
Canlanma işi veya biçimi
-
[isim]
Canlanma işi veya biçimi
- YANLAMAK
-
-
[nsz]
Yana yatmak, yana dönmek
-
[-i]
Yanından geçmek
-
[-e]
Çalışıp yorulmadan başka birisinden geçinmek
- "Validenin yanına yanlamaktan başka çarem yok!" (Ercüment Ekrem Talu)
-
[nsz]
Yana yatmak, yana dönmek