İçinde anl olan 8 harfli 86 kelime var. İçerisinde ANL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında anl olan kelimeler listesine ya da Sonu anl ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A L N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
LAN, NAL
2 Harfli Kelimeler
AL, AN, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞAMDANLI
- ...
- KADRANLI
- ...
- ANLATICI
-
-
[isim]
Hikâye, fıkra vb.ni anlatan kimse
-
[isim]
Hikâye, fıkra vb.ni anlatan kimse
- ÇIYANLIK
-
-
[isim]
Hain olma durumu, hainlik
-
[isim]
Hain olma durumu, hainlik
- NİŞANLIK
-
-
[sıfat]
Nişan için
- "Nişanlık terlik."
-
[isim]
Belirti, işaret
- "Yolun başına bir nişanlık koy da kaybolmayalım."
-
[sıfat]
Nişan için
- KOVANLIK
-
-
[isim]
Arılık (II)
-
[isim]
Arılık (II)
- KARANLIK
-
-
[sıfat]
Işığı olmayan, bütünü veya bir parçası ışıktan yoksun olan
- "Akşamdı, ortalığa hafif bir karanlık çökmüştü." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Tekrar ana yola geldiğim zaman karanlık basmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Gece kandili birdenbire sönmüş, oda zifirî karanlık kesilmişti." (Ömer Seyfettin)
- "Gözleriyle sokakların karanlıklarını yırtmaya uğraşarak sinirli bir telaş içinde çırpınıyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Işık olmama durumu
- "Biz, karanlığın içinde ilerliyoruz." (Haldun Taner)
- "Türkiye'nin güneşi battı, karanlığa gömüldük." (Burhan Felek)
-
Yasalara, töreye uygun olmayan
- "Bu karanlık işlerin hesabını sorarlar." (Memduh Şevket Esendal)
-
Gereğince anlaşılıp bilinemeyen, ne olacağı, sonu belli olmayan (durum)
- "Bu kadar karışık ve karanlık bir mevzuda neye istinaden, hangi ... teşhis konulabilir?" (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Karışık
-
[isim]
Üzüntü, sıkıntı, perişanlık
- "Demiştim ya; bütün memleketi bir yas karanlığı kaplamıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Işığı olmayan, bütünü veya bir parçası ışıktan yoksun olan
- ORMANLIK
-
-
Ormanı çok olan, ormanla kaplı veya orman gibi olan (yer)
-
Ormanı çok olan, ormanla kaplı veya orman gibi olan (yer)
- KANLANMA
-
-
[isim]
Kanlanmak işi
-
[isim]
Kanlanmak işi
- FİSTANLI
-
-
[sıfat]
Fistan giymiş
- "... bol kollu, parlak fistanlı çigan çalgıcıları." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Fistan giymiş
- YAVANLIK
-
-
[isim]
Yavan olma durumu
- "Her şeyde geçici, her şeyde ruhumun bir tarafını boş bırakan bir yavanlık vardı." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Yavan olma durumu
- ÇOBANLIK
-
-
[isim]
Çoban olma durumu veya çobanın gördüğü iş
- "Sen bunların içinde en güzelini, bir sürünün başında çobanlığı seçmiştin." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Çobana verilen ücret
-
[isim]
Çoban olma durumu veya çobanın gördüğü iş
- TÜRBANLI
- ...
- ZANLILIK
- ...
- VANLILIK
- ...
- ASLANLIK
-
-
[isim]
Yiğitlik, cesaretlilik
-
[isim]
Yiğitlik, cesaretlilik
- ANLAMSAL
-
-
[sıfat]
Anlamla ilgili, semantik
-
[sıfat]
Anlamla ilgili, semantik
- SAHANLIK
-
-
[isim]
Yapılarda ve bazı taşıtlarda kapı önünde, merdiven başlarında veya ortasında bulunan geniş yer
- "Üç hademe, ebe, hasta bakıcı merdivenin orta sahanlığında sıkışmışlar, sedyeyi çevirmeye çalışıyorlar." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Sahanın aldığı miktarda olan
- "İki sahanlık yemek."
-
[isim]
Yapılarda ve bazı taşıtlarda kapı önünde, merdiven başlarında veya ortasında bulunan geniş yer
- YABANLIK
-
-
[isim]
Bayram gibi önemli günlerde veya konukların yanına çıkarken giyilen yeni giysi, kişilik, adamlık
- "Yabanlık lacivert entarisi, baş örtüsü, çökük yanaklarıyla annesi kapıda bekliyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
Ekilmemiş, işlenmemiş toprak
- "Benim çocukluğumda buraları hep yabanlıktı." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[isim]
Bayram gibi önemli günlerde veya konukların yanına çıkarken giyilen yeni giysi, kişilik, adamlık
- KATMANLI
-
-
[sıfat]
Katmanları olan, katmanlardan oluşan, tabakalı
-
[sıfat]
Katmanları olan, katmanlardan oluşan, tabakalı