İçinde ane olan 8 harfli 65 kelime var. İçerisinde ANE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ane olan kelimeler listesine ya da Sonu ane ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A E N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AN, EN, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ANANESİZ
-
-
[sıfat]
Geleneğe sahip bulunmayan
- "Bu milliyetsizlik yüzünden edebiyatsız, sanatsız, ananesiz kalan Türkler, en basit hakikatlere de akıl erdiremiyorlardı." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Geleneğe sahip bulunmayan
- MASUMANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Masumca
-
[zarf]
Masumca
- OĞLANEVİ
-
-
[isim]
Evlilikte erkek tarafı, erkekevi
- "Bir gün kız, bir gün oğlanevinde iki gün sürecekti düğün." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Evlilikte erkek tarafı, erkekevi
- EMANETEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Emanet olarak
-
[zarf]
Emanet olarak
- BOYAHANE
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Boya işleri yapılan yer
-
[isim]
Boya işleri yapılan yer
- FAKİRANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Fakir gibi, fakire uygun düşen
- "Renksiz, fakirane bir hayat, cazibesiz ve yabancı bir erkek." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Fakir gibi, fakire uygun düşen
- ÜSTADANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Üstatça
- "Gayet muntazam ve üstadane bir takip planı yapmıştım." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Üstatça
- ROMANESK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Roman özelliği olan
- "Hayattaki her vaka, her sergüzeşti romanesk çeşide mevzu olabilir." (Falih Rıfkı Atay)
-
Romanla ilgili olan
-
Duygusal, düşçü
- "Hicabını, ayıbını da henüz duyamayacak kadar romanesk bir hüzün içindeydi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Roman özelliği olan
- PANELİST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Panelde konuşmacı olan
-
[sıfat]
Panelde konuşmacı olan
- SEFİLANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Sefilce
- "Yalnız sefilane gebermemek için bir lokma ekmek, bir gayret..." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[zarf]
Sefilce
- ÇİLEHANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Dervişlerin çile doldurdukları yer
-
[isim]
Dervişlerin çile doldurdukları yer
- TANELEME
-
-
[isim]
Tanelemek işi
-
[isim]
Tanelemek işi
- CESURANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Cesurca
- "Süratle merdivenleri çıktı, cesurane idare heyeti odasına girdi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Cesurca
- AKILDANE
- ...
- PEDERANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Babaya yakışır biçimde
-
[zarf]
Babaya yakışır biçimde
- BİRAHANE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Genellikle bira içilen, aynı zamanda çabuk hazırlanan bazı sıcak veya soğuk yemeklerin de yenildiği yer
- "Dün akşam Reha Bey bana oturduğumuz birahanede muharrir Ahmet Rasim beyi de tanıttı." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Genellikle bira içilen, aynı zamanda çabuk hazırlanan bazı sıcak veya soğuk yemeklerin de yenildiği yer
- FATİHANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Fatih gibi, fatihe benzercesine
- "Padişahlık ricalinin en ziyade fatihane düşüneni idi." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[zarf]
Fatih gibi, fatihe benzercesine
- SEFİHANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Alçakça
-
[zarf]
Alçakça
- MAHİRANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Becerikli
- "Herhâlde gayet gizli ve mahirane bir tahkikata ihtiyaç vardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Becerikli
- ÜSTÜVANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Silindir
- "Heybeden yapılmış partal yelekli, şahmerdan makinesinin üstüvanesine sarılmış demir telin ucuna geçti." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Silindir