İçinde ane olan 6 harfli 32 kelime var. İçerisinde ANE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ane olan kelimeler listesine ya da Sonu ane ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A E N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AN, EN, NE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KUŞANE

  1. [isim] Yayvan küçük tencere

MESANE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İdrar torbası

VİRANE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Yıkılmış veya çok harap olmuş yapı
    • "Viranede oynayan çocukların sesleri gittikçe azalıyor." (Peyami Safa)
  2. Yıkılmış veya yanmış olan yapılardan geriye kalan, yıkıntı, ören
    • "Kim bilir hangi viranelerden, tarlalardan, bahçelerden ... kucak kucak odun, çalı çırpı toplayıp getiriyor." (Reşat Nuri Güntekin)

KAŞANE
...
HANELİ

  1. [sıfat] Herhangi bir sayıda evi olan
  2. Herhangi bir sayıda hanesi olan
    • "Beş haneli bir sayı."

TANELİ

  1. [sıfat] Tanelerden oluşmuş
  2. Çeşitli boylarda tanesi olan
    • "İri taneli büyük ve siyah binlik dergâh tespihini çekmeye başladığı zaman..." (Abdülhak Şinasi Hisar)

YEGANE
...
ANEMON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Dağ lalesi

HANEFİ
...
DİVANE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Deli, kaçık, budala
  2. Bir şeye çok düşkün olan

CANEVİ

  1. [isim] Kalbin altındaki bölge
    • "Yazın susamışken birdenbire bir soğuk su içtiniz mi bir sancı, bir ağırlık oturuverir; öyle bir şey oturdu canevime." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Zeki bakışı, hınzır nükteleriyle beni canevinden vurmaktan geri kalmadı." (Tomris Uyar)
  2. En duyarlı yer, yürek
    • "Bir çift göz istiyorum, canevimi görecek." (Behçet Kemal Çağlar)

AŞHANE

Kelime Kökeni : Türkçe

  1. [isim] Aşevi
  2. Mutfak

BAHANE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Bir şeyin gerçek sebebi gizlenerek ileri sürülen uydurma sebep
    • "Alışveriş bahanesiyle acaba çıkıp bir dolaşsam mı?" (Atilla İlhan)
    • "Yalnız kalmak için bahaneler arayan sendin." (Peyami Safa)
    • "Yazmıyor, okumuyor, gözünün ağrısını, parmaklarının ağrısını, romatizmasını bahane ediyordu." (Ömer Seyfettin)

ŞAHANE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Çok güzel, mükemmel, üstün nitelikli
    • "Kadın biraz geçkin ama güzelliği şahane!" (Refik Halit Karay)
  2. Hükümdarla ilgili, hükümdara özgü olan
  3. Hükümdara yakışacak durumda olan

EMANET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birine geçici olarak bırakılan ve teslim alınan kişice korunması gereken eşya, kimse vb., inam, vedia
    • "Emaneti olanlar burada her vakit bunlarla ilgilenecek bir çırak bulurlar." (Salâh Birsel)
    • "Bavullarımı otele emanet bıraktım."
    • "Değirmenimi evvel Allah, sonra size emanet ediyorum." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bir kimse ile birine gönderilen şey
    • "İstanbul'dan getirdiğim emanetinizi akşam benden alınız."
  3. Eşyanın ücret karşılığı geçici bir süre bırakıldığı yer
  4. Can, ruh
    • "Allah emanetini alsın da kurtulayım."

EFSANE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Eski çağlardan beri söylenegelen, olağanüstü varlıkları, olayları konu edinen hayalî hikâye, söylence
  2. Gerçeğe dayanmayan, asılsız söz, hikâye vb
    • "Hamdi'nin hayatına dair uydurulmuş efsanelerden birisi de onun müthiş bir aşk yüzünden bu hâle geldiğidir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

BİGANE
...
NİŞANE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Ateşli silahlarda hedefin uzaklığına ve bulunduğu yerin yüksekliğine göre namluya gereken yükseliş açısını veren, silahı bu hedefe doğrultmaya yarayan alet
  2. Hedef
  3. Eser, iz, belirti
    • "Toprak üzerinden nişaneleri kaldırmak ilim karşısında maziyi unutturmaz." (Yahya Kemal Beyatlı)

ANEMİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Kansız
    • "Kafa işlerimizin anemik bir soluklukta oluşunda yemeğe düşkünlüğümüzün rolü sanıldığından daha fazladır." (Haldun Taner)

İHANET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hıyanet, hainlik
    • "Nerede sadakat beklersek orada ihanete uğrarız." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Evlilikte, sevgide aldatma, sadakatsizlik
  3. Gerektiğinde yardımda bulunmama, bir kimsenin güvenini yok etme

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü