İçinde and olan 8 harfli 49 kelime var. İçerisinde AND bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında and olan kelimeler listesine ya da Sonu and ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A D N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AD, AN
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SANDALYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Arkalıklı, kol koyacak yerleri olmayan, bir kişilik oturma eşyası
- "Sandalyelerimizden doğrulduk, el sıktık, yer gösterdik." (Refik Halit Karay)
-
Makam, koltuk, mevki
- "Bunların gençliğe karşı aldıkları vaziyeti ben biraz sandalye vehminden doğmuş telakki ediyorum." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Arkalıklı, kol koyacak yerleri olmayan, bir kişilik oturma eşyası
- SANDIKÇI
-
-
[isim]
Sandık yapan veya satan kimse
-
[isim]
Sandık yapan veya satan kimse
- PALANDIZ
-
-
[isim]
Çeşmenin musluk taşı
-
[isim]
Çeşmenin musluk taşı
- KANDİLCİ
-
-
[isim]
Cami ve minarelerin kandillerini yakan kimse
-
Kandil yapan veya satan kimse
-
[isim]
Cami ve minarelerin kandillerini yakan kimse
- ANDROPOZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Erkeklerde, er bezlerinin salgıladıkları hormon miktarının giderek azalması sonucu cinsel gücün azalması, yaş dönümü
-
[isim]
Erkeklerde, er bezlerinin salgıladıkları hormon miktarının giderek azalması sonucu cinsel gücün azalması, yaş dönümü
- KANDİDOZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Pamukçuk
-
[isim]
Pamukçuk
- TEKVANDO
-
Kelime Kökeni : Korece
-
[isim]
El ve kol vuruşlarından çok, ayak ve tekme tekniklerine önem veren, Uzak Doğu'ya özgü dövüş sanatı
-
[isim]
El ve kol vuruşlarından çok, ayak ve tekme tekniklerine önem veren, Uzak Doğu'ya özgü dövüş sanatı
- HOLLANDA
- ...
- SAMANDAĞ
- ...
- VATANDAŞ
-
-
[isim]
Yurttaş
- "Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz." (Atatürk)
-
[isim]
Yurttaş
- YANDIRMA
-
-
[isim]
Yandırmak işi veya durumu
-
[isim]
Yandırmak işi veya durumu
- KALANDIR
-
-
[isim]
Dokunmuş kumaş ve bezleri buhar altında veya belli bir ısıda silindir arasından geçirerek ütüleme, parlatma, istenilen boy ve ene göre çektirip germe
-
[isim]
Dokunmuş kumaş ve bezleri buhar altında veya belli bir ısıda silindir arasından geçirerek ütüleme, parlatma, istenilen boy ve ene göre çektirip germe
- STANDART
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Belli bir tipe göre yapılmış veya ayrılmış
-
Belirli ölçülere, yasaya, kullanıma uygun olan
-
Örnek veya temel olarak alınabilen, tek biçim
- "Standart tütün."
-
[isim]
Bir işletmede, bir ürünü, bir çalışma yöntemini, üretilecek miktarı, bir bütçenin para miktarını belirlemek için konulmuş kural
- "Ortalama hayat standardı denen bir yaşama ölçüsü var." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Belli bir tipe göre yapılmış veya ayrılmış
- KOMANDİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir komandit şirket sermayesinin bir veya birçok ortak tarafından sağlanan bölümü
-
[isim]
Bir komandit şirket sermayesinin bir veya birçok ortak tarafından sağlanan bölümü
- SANDALCI
-
-
[isim]
Sandal (II) işleten kimse
-
[isim]
Sandal (II) işleten kimse
- İSKANDİL
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Denizin derinliğini ölçme
-
Bu iş için kullanılan araç
- "Evde kimsenin olmadığını telefonla iskandil ediyorlarmış diyor Bedri." (Oktay Rifat)
-
İşin içyüzünü öğrenme, bilgi toplama, sorup soruşturma
- "İstanbul'daki ilk günlerinde yaptığı iskandiller, umduğunun tersine olarak burada geçimini kolay sağlayamayacağını göstermişti." (Haldun Taner)
-
[isim]
Denizin derinliğini ölçme
- YALANDAN
-
-
[zarf]
Gerçek olmayarak, yapmacık bir biçimde, oyun olsun diye, yalancıktan, sureta
- "İşine gitmemek için yalandan hasta olduğu haberini verdi."
-
Gösteriş olsun diye, özen göstermeden, önem vermeyerek, üstünkörü
- "Yalandan bir temizlik yapıverdiler."
-
[zarf]
Gerçek olmayarak, yapmacık bir biçimde, oyun olsun diye, yalancıktan, sureta
- BANDIRMA
-
-
[isim]
Bandırmak işi
-
İpe dizilmiş ceviz, badem vb.nin, nişasta ile kaynatılmış üzüm suyuna veya başka bir tatlıya batırılmasıyla yapılan sucuk
-
Kurutulacak üzümün güneşe serilmeden önce içine batırıldığı potaslı suyun konulduğu kap
-
[isim]
Bandırmak işi
- MANDALLI
-
-
[sıfat]
Üzerinde mandal bulunan
-
Mandalla kapatılmış olan (kapı, pencere)
-
Mandalla ipe tutturulmuş
-
[sıfat]
Üzerinde mandal bulunan
- İZBANDUT
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[sıfat]
Görünüşü ve davranışı ile korku veren (iri yarı adam)
- "Hanife, iki izbandut herifin yanından geçeceği anı mümkün olduğu kadar tehire çalışıyordu." (Halide Edip Adıvar)
- "Elin izbandut gibi herifiyle dövüşür müyüm?" (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Rum korsanı
-
[sıfat]
Görünüşü ve davranışı ile korku veren (iri yarı adam)