İçinde an olan 6 harfli 566 kelime var. İçerisinde AN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında an olan kelimeler listesine ya da Sonu an ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AJANDA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Gerekli notların unutulmaması için yazıldığı takvimli defter, andaç
-
[isim]
Gerekli notların unutulmaması için yazıldığı takvimli defter, andaç
- ANACIK
-
-
[isim]
Annelere sevgiyle yaklaşıldığını belirten bir söz
- "Ertesi gün okulun yolunu tutunca yine üniformalarının içinde anacıklarının, babacıklarının görmek istedikleri masum çocuksu hâllerine dönerler." (Haldun Taner)
-
[isim]
Annelere sevgiyle yaklaşıldığını belirten bir söz
- ANAMUR
- ...
- FAYANS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Duvarları kaplayıp süslemek için kullanılan, bir yüzü sırlı ve türlü desenlerle bezenmiş, pişmiş balçıktan levha
-
[isim]
Duvarları kaplayıp süslemek için kullanılan, bir yüzü sırlı ve türlü desenlerle bezenmiş, pişmiş balçıktan levha
- MİZANA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Üç veya daha çok direği bulunan yelkenli gemilerde arka direk
-
[isim]
Üç veya daha çok direği bulunan yelkenli gemilerde arka direk
- OSMANİ
- ...
- SANCAK
-
-
[isim]
Bayrak, liva
-
Çoğunlukla askerî birliklere verilen yazı işlemeli, kenarları saçaklı ve gönderli bayrak
-
Gemilerin sağ yanı
-
Osmanlı yönetim teşkilatında illerle ilçeler arasında yer alan yönetim bölümü, mutasarrıflık
-
[isim]
Bayrak, liva
- CANEVİ
-
-
[isim]
Kalbin altındaki bölge
- "Yazın susamışken birdenbire bir soğuk su içtiniz mi bir sancı, bir ağırlık oturuverir; öyle bir şey oturdu canevime." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Zeki bakışı, hınzır nükteleriyle beni canevinden vurmaktan geri kalmadı." (Tomris Uyar)
-
En duyarlı yer, yürek
- "Bir çift göz istiyorum, canevimi görecek." (Behçet Kemal Çağlar)
-
[isim]
Kalbin altındaki bölge
- GANYAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
At yarışlarında birinciliği kazanan (at)
-
[isim]
Bu at için alınan bilet
-
[sıfat]
At yarışlarında birinciliği kazanan (at)
- İNANCI
- ...
- ANITSI
-
-
[sıfat]
Anıtı andıran, anıta benzeyen, anıt gibi, abidemsi
-
[sıfat]
Anıtı andıran, anıta benzeyen, anıt gibi, abidemsi
- CANFES
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Üzerinde desen bulunmayan, ince dokunmuş, parlak, tok, ipekli kumaş
- "Arabistan'dan getirdiği birtakım ipekler, canfesler ve kumaşlarla giyinir." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Bu kumaştan yapılmış
- "Canfes yastıklar üzerinde, müslinlere bürünmüş bir halayık portakal soyuyor." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Üzerinde desen bulunmayan, ince dokunmuş, parlak, tok, ipekli kumaş
- FALANJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Eski Yunanlarda, özellikle Makedonya yayalarının çekirdeğini oluşturan mızraklı alay
-
Bazı ülkelerde yarı askerî, siyasi kuruluş
- "İspanya Ulusal Falanjı."
-
[isim]
Eski Yunanlarda, özellikle Makedonya yayalarının çekirdeğini oluşturan mızraklı alay
- SAVANA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ekvator kuşağındaki otsu bitkilerle kaplı çayırlar
-
[isim]
Ekvator kuşağındaki otsu bitkilerle kaplı çayırlar
- KATANA
-
Kelime Kökeni : Macarca
-
[isim]
Bir cins iri at
- "Atları Rus katanalarını andırır, arabası çangıl çungul etmez." (Sermet Muhtar Alus)
-
[isim]
Bir cins iri at
- ŞANDEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Futbolda topu karşı takımın kalecisinin üzerinden aşırtma
-
[isim]
Futbolda topu karşı takımın kalecisinin üzerinden aşırtma
- AMANIN
-
-
[ünlem]
Korkma ve şaşma sözü
- "Amanın! Nasıl iş o, nasıl yaptın bunu?"
-
[ünlem]
Korkma ve şaşma sözü
- NURANİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Işıklı, nurlu
-
Saygı uyandıran
- "Nurani, babacan, hoşlanılır bir ihtiyar olamazsın." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Işıklı, nurlu
- ARANMA
-
-
[isim]
Aranmak işi
-
[isim]
Aranmak işi
- PİYANO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Klavyeli, telli, değişik tuşlara basılarak çalınan ağır ve büyük çalgı
- "Her evden ut veya piyano, muhakkak bir saz sesi duyulur." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Yavaş bir biçimde, sesleri hafifleterek
-
[isim]
Klavyeli, telli, değişik tuşlara basılarak çalınan ağır ve büyük çalgı