İçinde an olan 5 harfli 322 kelime var. İçerisinde AN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında an olan kelimeler listesine ya da Sonu an ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BANAK
-
-
[isim]
Ekmek parçası, lokma
-
[isim]
Ekmek parçası, lokma
- DANIŞ
-
-
[isim]
Önemli bir konuda birkaç kişinin bir arada konuşması, müşavere
-
[isim]
Önemli bir konuda birkaç kişinin bir arada konuşması, müşavere
- MANGO
-
Kelime Kökeni : Portekizce
-
[isim]
Hint kirazı
-
[isim]
Hint kirazı
- YILAN
-
-
[isim]
Sürüngenlerden, ayaksız, ince ve uzun olanların genel adı, yerdegezen
- "Ok yılanı. Su yılanı. Çıngıraklı yılan. Gözlüklü yılan."
-
[sıfat]
Sinsi ve hain
- "Gözlerinde ancak annemin bildiği bir yılan ışıltısıyla gülüyor." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Sürüngenlerden, ayaksız, ince ve uzun olanların genel adı, yerdegezen
- JANTİ
- ...
- SANAL
-
-
[sıfat]
Gerçekte yeri olmayıp zihinde tasarlanan, mevhum, farazi, tahminî
-
Negatif bir sayı üzerinde alınan ve ikinci kuvvetten bir kök taşıyan cebirsel anlatım
-
[sıfat]
Gerçekte yeri olmayıp zihinde tasarlanan, mevhum, farazi, tahminî
- ŞAYAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Uygun, yaraşır, değer, layık
- "Alacağımız cevaplar içinde dikkate şayan görülenleri gazetemizde neşredeceğiz." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[sıfat]
Uygun, yaraşır, değer, layık
- TANIT
-
-
[isim]
Tanıtlamaya yarayan belge veya herhangi bir şey, beyyine, hüccet
-
Öne sürülen bir şeyin doğruluğunu göstermede izlenen düşünce süreci
-
[isim]
Tanıtlamaya yarayan belge veya herhangi bir şey, beyyine, hüccet
- ABANİ
-
-
[isim]
Genellikle sarık, bohça, kundak ve yorgan yüzü yapımında kullanılan, zemini beyaz, üzerinde safran renginde nakışlar bulunan ipek kumaş
- "Bursa abanisi."
-
[sıfat]
Bu kumaştan yapılmış
- "Yalnız sarı cübbeli, abani sarıklı, peykede bağdaş kurmuş bir cüce vardı ki onu tanımadı." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Genellikle sarık, bohça, kundak ve yorgan yüzü yapımında kullanılan, zemini beyaz, üzerinde safran renginde nakışlar bulunan ipek kumaş
- KANAT
-
-
[isim]
Kuşlarda ve böceklerde uçmayı sağlayan organ
- "Kuşun kanatlarını kısıp bir taş parçası gibi yere süzüldüğü gözümün önündedir." (Memduh Şevket Esendal)
- "Bazı işsiz güçsüz takımı, beş para etmez yapılara kanat gererek kendilerini tatmin etme girişimindeler." (Aydın Boysan)
- "Yazarları, ressamları, müzikçileri kanatlarının altına alan krallar, padişahlar elbette hesaba sığmaz." (Salâh Birsel)
-
Balıklarda yüzgeç
-
Bir uçağın havada durmasını sağlayan taşıyıcı aerodinamik güçlerin etkilediği yatay yüzey
-
Kapı, pencere, dolap gibi dikine açılıp kapanan şeylerin kapağı
- "Bir müddet kapı kanatlarının kenarlarını okşarcasına yokladı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Yan, taraf
- "Perde kanadı."
-
Meclis, parti vb. topluluklarda düşünce yönünden özellik gösteren taraflardan her biri
- "Partinin sol kanadı."
-
Fırıldak biçiminde olan şeylerde kol
- "Yel değirmeni kanadı."
- "Pervane kanadı."
-
Angıç
-
Savaş düzenindeki ordunun iki yanından her biri, cenah
- "Ordunun sağ kanadı."
-
Futbol, hentbol vb. takım oyunlarında hücum hattının sağ ve sol uçlarında yer alan oyuncular
-
[isim]
Kuşlarda ve böceklerde uçmayı sağlayan organ
- KOÇAN
-
-
[isim]
Marul, lahana vb. sebzelerde yaprakların çıktığı sert gövde
-
Mısırın tanelerini taşıyan, üzeri yaprakla sarılı, püsküllü meyvesi
-
Mısırın taneleri atıldıktan sonra kalan sert bölüm
-
Defter biçimindeki makbuz ve biletlerin zımbalı bölümü koparıldıktan sonra cilde bağlı kalan parçası
- "Makbuz koçanı."
-
Belge, izin belgesi
- "Kafa koçanı."
-
Tapu senedi
- "Cebinde de otuz dönümlük bir tütün koçanı vardı." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Marul, lahana vb. sebzelerde yaprakların çıktığı sert gövde
- CANİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yan, taraf
-
[isim]
Yan, taraf
- KEMAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Dört telli, çenenin altına dayayarak çalınan yaylı saz
- "Açık sarı saçlı, zayıf bir kadın keman çalıyordu." (Ömer Seyfettin)
-
Yay
-
[isim]
Dört telli, çenenin altına dayayarak çalınan yaylı saz
- ANDAÇ
-
-
[isim]
Ajanda
-
Anı, yadigâr
- "Alabalıkları dağ köylüleri ırmaktan tutar getirirlerdi. Yanında andaç diye bir kâse dolusu dağ çileği yahut badem sunarlardı." (Ayla Kutlu)
-
[isim]
Ajanda
- BANKO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
İş yerlerinde üzerine eşya koymaya elverişli, iş takibi için gelen kişiyle görevli arasına konulmuş tezgâh
-
Talih oyunlarında, oyunu yönetenin ortaya koyduğu para
-
Talih oyunlarında oyunu yöneten kimse
-
[zarf]
Kesinlikle
- "Bu dönem muhtar banko Ali Bey olacak."
-
[ünlem]
Talih oyunlarında ortada toplanan paranın hepsine oynandığını anlatan bir söz
-
Su altı tepeliği
-
[isim]
İş yerlerinde üzerine eşya koymaya elverişli, iş takibi için gelen kişiyle görevli arasına konulmuş tezgâh
- MANAS
-
-
[isim]
Kın kanatlılardan, ergin evrede yaprakları, kurtçuk evresinde kökleri kemirerek tarım bitkilerine ve orman ağaçlarına büyük zarar veren bir böcek (Polyhylla fullo)
-
[isim]
Kın kanatlılardan, ergin evrede yaprakları, kurtçuk evresinde kökleri kemirerek tarım bitkilerine ve orman ağaçlarına büyük zarar veren bir böcek (Polyhylla fullo)
- ORGAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Canlı bir vücudun, belirli bir görev yapan ve sınırları kesin olarak belirlenmiş bölümü, uzuv
- "Bütün iç organlarım burkulur gibi oldu." (Necati Cumalı)
-
Bir görevi, bir işi yerine getirmekle yükümlü kuruluş
- "Devlet organları."
-
[isim]
Canlı bir vücudun, belirli bir görev yapan ve sınırları kesin olarak belirlenmiş bölümü, uzuv
- AZMAN
-
-
[sıfat]
Aşırı gelişmiş
- "Adam azmanı."
-
Azma
- "Kurt azmanı bir köpek."
-
[isim]
Kerestelik tomruk
-
[sıfat]
Aşırı gelişmiş
- PALAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Genellikle eşeklere, bazen de atlara vurulan, kaşsız, enli, yayvan ve yumuşak bir çeşit eyer
-
[isim]
Genellikle eşeklere, bazen de atlara vurulan, kaşsız, enli, yayvan ve yumuşak bir çeşit eyer
- MANİA
- ...