İçinde ame olan 8 harfli 29 kelime var. İçerisinde AME bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ame olan kelimeler listesine ya da Sonu ame ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A E M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AM, EM, MA, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AZAMETLİ
-
-
[sıfat]
Ulu, çok büyük
-
Gururlu
-
Görkemli, heybetli
-
Debdebeli
-
Çalımlı, kurumlu
- "Hatta biraz da azametli, kibirli muamelesi bana epeyce garip görünmüştü doğrusu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Ulu, çok büyük
- İZİNNAME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bırakma veya çıkarma kâğıdı
-
Bir nikâhın kıyılması için kadı tarafından verilen izin kâğıdı
- "Bir izinname çıkacak, iki imam beş on mecidiye alıp nikâh kıyacaklar." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Bırakma veya çıkarma kâğıdı
- NETAMELİ
-
-
[sıfat]
Gizli bir tehlikesi olduğu sanılan, tekin olmayan
- "Artık yürüyelim, bir an önce çıkalım bu netameli yerden." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Başına sık sık kaza gelen
- "Netameli çocuk."
-
[sıfat]
Gizli bir tehlikesi olduğu sanılan, tekin olmayan
- AHİTNAME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Antlaşma belgesi, antlaşma, anlaşma
-
[isim]
Antlaşma belgesi, antlaşma, anlaşma
- NAMEVCUT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
Mevcut olmayan, bulunmayan, yok
-
Mevcut olmayan, bulunmayan, yok
- KARAMELA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Eritilmiş ve birazı yakılmış şekerle yapılan şekerleme
-
[isim]
Eritilmiş ve birazı yakılmış şekerle yapılan şekerleme
- PENDNAME
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Öğüt kitabı
-
[isim]
Öğüt kitabı
- SİKLAMEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tavşankulağı
-
Kırmızıya çalan eflatun renk
-
[sıfat]
Bu renkte olan
-
[isim]
Tavşankulağı
- MUAMELAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İşlem
- "Muamelat müdürü."
-
[isim]
İşlem
- AMELİYAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hasta üzerinde tedavi amacıyla uygulanan kesme ve dikme işlemi, operasyon
- "Bu koğuşta ayak ameliyatı geçirmiş hasta Şahin'di." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
İşler, faaliyetler
- "Enkazın kalkması üç dört günlük ameliyata muhtaç." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Hasta üzerinde tedavi amacıyla uygulanan kesme ve dikme işlemi, operasyon
- FLAMENKO
- ...
- KAMERSİZ
-
-
[sıfat]
Aysız, ayı olmayan
- "Hep kamersiz gecelerin karanlıkları içinde geçen beş seneden sonra parlak ve yeşil köyü pek hoşuna gitmişti." (Çetin Altan)
-
[sıfat]
Aysız, ayı olmayan
- KAMERİYE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bahçelerde yazın oturulmak için yapılan, kafes biçiminde, kubbeli, üstü yeşilliklerle sarılan süslü çardak
- "Kim şu kameriyede oturmuş, şu çiçeklerden kim toplamıştı?" (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Bahçelerde yazın oturulmak için yapılan, kafes biçiminde, kubbeli, üstü yeşilliklerle sarılan süslü çardak
- NAMERTÇE
-
-
Korkakça, mert olmayan
- "Hâlbuki Türk paşası, böyle namertçe bir oyun düşünmemiş, teklif etmemişti." (Ömer Seyfettin)
-
[zarf]
Korkakça, mert olmayan bir biçimde
-
Korkakça, mert olmayan
- AMELELİK
-
-
[isim]
Amele olma durumu
-
[isim]
Amele olma durumu
- AMERİKAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Pamuktan düz dokuma, amerikan bezi, kaput bezi
-
[isim]
Pamuktan düz dokuma, amerikan bezi, kaput bezi
- AMANNAME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İslam devletlerinde düşmana güvenlik içinde olduğunu bildirmek üzere verilen belge
-
[isim]
İslam devletlerinde düşmana güvenlik içinde olduğunu bildirmek üzere verilen belge
- MERHAMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kimsenin veya bir başka canlının karşılaştığı kötü durumdan dolayı duyulan üzüntü, acıma
- "Ömrümde hiç kimseye bu kadar saf ve derin merhamet duymamıştım." (Peyami Safa)
-
[isim]
Bir kimsenin veya bir başka canlının karşılaştığı kötü durumdan dolayı duyulan üzüntü, acıma
- CELPNAME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çağrı belgesi
-
[isim]
Çağrı belgesi
- EMİRNAME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yazılı buyruk
- "Kaptanlar böyle bir seyahate çıkmak için bir de emirname istiyorlardı." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
-
[isim]
Yazılı buyruk