İçinde ama olan 8 harfli 409 kelime var. İçerisinde AMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ama olan kelimeler listesine ya da Sonu ama ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
AMA
2 Harfli Kelimeler
AM, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SİNERAMA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Mercekleri 27 mm aralıklı üç ayrı alıcının yan yana birleştirilip eşlemeli olarak çalıştırılmasıyla ortaya çıkan bir geniş perde ve üç boyutlu sinema tekniği
-
[isim]
Mercekleri 27 mm aralıklı üç ayrı alıcının yan yana birleştirilip eşlemeli olarak çalıştırılmasıyla ortaya çıkan bir geniş perde ve üç boyutlu sinema tekniği
- DIZLAMAK
-
-
[-i]
Dolandırmak, çarpmak, soymak
-
[-i]
Dolandırmak, çarpmak, soymak
- IRALAMAK
-
-
[-i]
Belirli bir ıra ile belirtmek, karakterize etmek
- "Düşkünlere yardım Türk'ü ıralayan bir erdemdir."
-
[-i]
Belirli bir ıra ile belirtmek, karakterize etmek
- OTALAMAK
-
-
[-i]
Zehirlemek, ağılamak
-
Otamak
-
[-i]
Zehirlemek, ağılamak
- ZULALAMA
- ...
- SOPALAMA
-
-
[isim]
Sopalamak işi
-
[isim]
Sopalamak işi
- ARIKLAMA
-
-
[isim]
Arıklamak işi
-
[isim]
Arıklamak işi
- KANAMALI
-
-
[sıfat]
Kanaması olan
- "Kanamalı bir hasta."
-
[sıfat]
Kanaması olan
- KANLAMAK
-
-
[-i]
Kana bulamak
-
[-i]
Kana bulamak
- LIĞLAMAK
-
-
[nsz]
Sel, akarsu, ince çamur, birikinti getirip yığmak
-
[nsz]
Sel, akarsu, ince çamur, birikinti getirip yığmak
- SAVSAMAK
-
-
[-i]
Savsaklamak, ihmal etmek
-
[-i]
Savsaklamak, ihmal etmek
- PANORAMA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yüksek bir yerden bakıldığında göz önüne serilen geniş görünüş
- "Belediye reisi bir panorama resmi çekmeyi akıl etmeyen fotoğrafçıya çıkışıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Genel görünüm
-
[isim]
Yüksek bir yerden bakıldığında göz önüne serilen geniş görünüş
- TASLAMAK
-
-
[-i]
Taşçılıkta bir taşın kaba bölümlerini, çıkıntılarını almak
-
Kendinde olmayan bir değeri varmış gibi göstermek
- "Düne kadar kibir onların, büyüklük taslamak onların." (Necati Cumalı)
-
Gözetlemek, gizlice izlemek
-
[-i]
Taşçılıkta bir taşın kaba bölümlerini, çıkıntılarını almak
- YABALAMA
-
-
[isim]
Yabalamak işi
-
[isim]
Yabalamak işi
- KUMLAMAK
-
-
[-i]
Kumla kaplamak veya kum dökmek
-
[-i]
Kumla kaplamak veya kum dökmek
- ZIHLAMAK
-
-
[-i]
Kenarına zıh geçirmek
-
[-i]
Kenarına zıh geçirmek
- PULLAMAK
-
-
[-i]
Üzerine pul yapıştırmak
- "Zarfı pulladı."
-
Pullarla süslemek
- "Gece elbisesini pulladılar, işlediler."
-
[-i]
Üzerine pul yapıştırmak
- ÇATLAMAK
-
-
[nsz]
Parçaları ayrılıp dağılmayacak biçimde yarılmak
- "Bardak çatladı."
-
Bir yüzeyde kırışıklar, çizgiler oluşmak
- "Meşin ciltlerin çoğu kıvrılmış, bir kısmı da arkalarından çatlamıştı." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
Aşırı yemekten, içmekten, yorgunluktan, ağlamaktan ölecek duruma gelmek veya ölmek
-
[-den]
Sıkıntı, sevinç, yalnızlık, heyecan, sabırsızlık, kıskançlık vb. ruhsal durumları aşırı derecede duymak
- "Neredeyse sevincinden yüreği çat deyip ortasından çatlayacaktı." (Yahya Kemal)
-
[nsz]
Parçaları ayrılıp dağılmayacak biçimde yarılmak
- ALÇILAMA
-
-
[isim]
Alçılamak işi
-
[isim]
Alçılamak işi
- KLORLAMA
-
-
[isim]
Klorlamak işi, klor katma
-
[isim]
Klorlamak işi, klor katma