İçinde ama olan 7 harfli 301 kelime var. İçerisinde AMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ama olan kelimeler listesine ya da Sonu ama ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
AMA
2 Harfli Kelimeler
AM, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FONLAMA
- ...
- KOÇSAMA
-
-
[isim]
Koçsamak işi veya durumu
-
[isim]
Koçsamak işi veya durumu
- AŞAMALI
-
-
[sıfat]
Aşaması olan, kademeli
-
[sıfat]
Aşaması olan, kademeli
- SAVLAMA
-
-
[isim]
Savlamak işi veya durumu
-
[isim]
Savlamak işi veya durumu
- MAHRAMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bazı bölgelerde kadınların sokağa çıkarken manto üstüne örtündükleri işlemeli geniş örtü, makrama
-
[isim]
Bazı bölgelerde kadınların sokağa çıkarken manto üstüne örtündükleri işlemeli geniş örtü, makrama
- MUMLAMA
-
-
[isim]
Mumlamak işi
-
Bitki hücrelerinin değişikliğe uğrayarak kendilerini su geçirmez duruma getirir biçimde mum bağlaması olayı
-
Laboratuvarlardan çıkmış bir filmin çeşitli aletlerde kolayca dönmesini sağlamak için iki kenarına ince bir bal mumu katmanı sürme
-
[isim]
Mumlamak işi
- OTLAMAK
-
-
[nsz]
Hayvan, dolaşarak yerdeki ot, çimen, yaprak vb.ni yemek, yayılmak
- "Çimenler üzerinde çocuklar oynuyor, kuzular otluyor." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Meşgul olmak
- "Liseyi bitirmiş, üniversiteye gitmiş, birkaç sene otlamış orada, çakmış." (Atilla İlhan)
-
Para ve emek harcamadan başkalarının sırtından geçinmek
-
[nsz]
Hayvan, dolaşarak yerdeki ot, çimen, yaprak vb.ni yemek, yayılmak
- PATLAMA
-
-
[isim]
Patlamak işi
-
Birdenbire gelişme
- "Bu yıl, turizmin patlama yılı olacak."
-
[isim]
Patlamak işi
- DAMASKO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Çoğunlukla döşemelik olarak kullanılan, keten ve ipek karışımı bir tür kumaş
-
[isim]
Çoğunlukla döşemelik olarak kullanılan, keten ve ipek karışımı bir tür kumaş
- CAMADAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Çapraz düğmeli, ipek veya sırma işlemeli bir tür kısa yelek
- "Sırtlarına da çuhadan, dar mı dar bir camadan geçirirler." (Salâh Birsel)
-
Dört köşe yelkenleri boğarak yüzeylerini küçültme işi
-
[isim]
Çapraz düğmeli, ipek veya sırma işlemeli bir tür kısa yelek
- TANLAMA
-
-
[isim]
Tanlamak işi
-
[isim]
Tanlamak işi
- ALALAMA
-
-
[isim]
Alalamak işi, kamuflaj
-
[isim]
Alalamak işi, kamuflaj
- TAYLAMA
-
-
[isim]
Taylamak işi veya durumu
-
[isim]
Taylamak işi veya durumu
- ALTLAMA
-
-
[isim]
Altlamak işi
-
[isim]
Altlamak işi
- HAMARAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çalışkan, becerikli, elinden iyi iş gelen
- "Durup dinlenmeksizin çalışan hamarat bir kadındı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Çalışkan, becerikli, elinden iyi iş gelen
- ANLAMAK
-
-
[-i]
Bir şeyin ne demek olduğunu, neye işaret ettiğini kavramak
- "Babasının niçin bu kasabayı çok sevdiğini Nevin bir türlü anlayamamıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Yeni bilgileri eskileriyle bir araya getirerek sonuç niteliğinde başka bir bilgi edinmek
-
Sorup öğrenmek
- "Dışarıdaki gürültünün sebebini anlayıver."
-
Doğru ve yerinde bulmak
- "Hani bunu anladık ama!"
-
Birinin duygularını, istek ve düşüncelerini sezebilmek
- "Kabul etmeyeceğini ben daha o gün anlamıştım." (Mithat Cemal Kuntay)
-
[-den]
Bir şey hakkında bilgisi bulunmak
- "Biz de onun kadar bu işten anlarız." (Haldun Taner)
-
[-den]
İyilik görmek, yararlanmak
- "Bu ilaçtan hiçbir şey anlamadım."
-
Sahip olmayı istemek, dileğinin yerine getirilmesini istemek
- "Yediğinden biz de anlayalım."
-
[-i]
Bir şeyin ne demek olduğunu, neye işaret ettiğini kavramak
- BUNAMAK
-
-
[nsz]
Çeşitli sebeplerle zihin gücünü yitirerek ne yaptığını bilemez duruma gelmek, ateh getirmek
-
[nsz]
Çeşitli sebeplerle zihin gücünü yitirerek ne yaptığını bilemez duruma gelmek, ateh getirmek
- TIKAMAK
-
-
[-e]
Bir şeyin ağzını, deliğini, içine konulan veya dışarıdan uygulanan bir nesneyle kapamak
- "Camına vurdular, açtı, Ahmet kızın ağzına bir mendil tıkadı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Yol, su, geçit vb. şeyleri bir engelle işlemez, akmaz, geçilmez duruma getirmek
-
[-e]
Bir şeyin ağzını, deliğini, içine konulan veya dışarıdan uygulanan bir nesneyle kapamak
- UYLAMAK
- ...
- ARALAMA
-
-
[isim]
Aralamak işi
-
[isim]
Aralamak işi