İçinde ama olan 6 harfli 104 kelime var. İçerisinde AMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ama olan kelimeler listesine ya da Sonu ama ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
AMA
2 Harfli Kelimeler
AM, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MANAMA
- ...
- PİJAMA
- 
    Kelime Kökeni : Fransızca - 
                        [isim]
                    
                        İki parçadan oluşan yatak giysisi
                    
                    - "Üçü de pijamalarının üstünü masaya bırakarak aşağı koştular." (Falih Rıfkı Atay)
 
 
- 
                        [isim]
                    
                        İki parçadan oluşan yatak giysisi
                    
                    
- ŞAMATA
- 
    Kelime Kökeni : Arapça - 
                        [isim]
                    
                        Gürültü, patırtı
                    
                    - "Bu berbat şamata arasında yarım saat kadar bekledim." (Osman Cemal Kaygılı)
- "Amma da şamata ettin be çorbacı, dedi." (Haldun Taner)
- "... haykırarak, şamata kopararak, yarı havada, yarı yerde koşup kendilerini çeşmenin yalaklarına atarlardı." (Refik Halit Karay)
 
 
- 
                        [isim]
                    
                        Gürültü, patırtı
                    
                    
- BUNAMA
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        İhtiyarlık yüzünden alık duruma gelme, ateh
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        İhtiyarlık yüzünden alık duruma gelme, ateh
                    
                    
- IHLAMA
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Ihlamak işi
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Ihlamak işi
                    
                    
- DONAMA
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Süsleme, tezyin
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Süsleme, tezyin
                    
                    
- YAŞAMA
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Yaşamak işi
                    
                    - "Nasıl yaşamayı bırakmak nasıl / Bir memleket mi bu, bir elbise mi ki?" (Fazıl Hüsnü Dağlarca)
 
 
- 
                        [isim]
                    
                        Yaşamak işi
                    
                    
- UFLAMA
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Uflamak işi
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Uflamak işi
                    
                    
- ARAMAK
- 
    - 
                        [-i]
                    
                        Birini veya bir şeyi bulmaya çalışmak
                    
                    - "Dükkânın içinde gözleriyle bir şeyler aradı." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Arayıp soranı olmayan bir hasta."
 
- 
                    
                        Araştırmak, yoklamak
                    
                    - "Ceplerini aramak."
 
- 
                    
                        Ziyarete, hatır sormaya gitmek
                    
                    - "Bir kere düştün mü ne arayan olur ne soran!" (Burhan Felek)
 
- 
                    
                        Bir şeyin yokluğunu duyarak geri gelmesini istemek, özlemek
                    
                    - "Seni çok arıyorum, Ziyacığım." (Cahit Sıtkı Tarancı)
 
- 
                    
                        Önem verip istemek
                    
                    - "Ben böyle şeyleri aramam."
 
- 
                    
                        Şart koşmak
                    
                    
 
- 
                        [-i]
                    
                        Birini veya bir şeyi bulmaya çalışmak
                    
                    
- DAMALI
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Üstünde kareler bulunan
                    
                    - "Damalı bir eteklik, açık mavi kapalı bir yün kazak giymişti." (Necati Cumalı)
 
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Üstünde kareler bulunan
                    
                    
- UĞRAMA
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Uğramak işi
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Uğramak işi
                    
                    
- SIVAMA
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Sıvamak işi
                    
                    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Sıvanır gibi üstüne kaplanmış, örtülmüş veya çok sık takılmış
                    
                    - "Sıvama pırlanta bir taç."
 
- 
                        [zarf]
                    
                        Zemini hemen hiç görülmeyecek kadar kaplanmış, örtülmüş veya takılmış olarak
                    
                    
- 
                        [zarf]
                    
                        Ağzına kadar, silme
                    
                    - "Bardağı sıvama doldurdu."
 
 
- 
                        [isim]
                    
                        Sıvamak işi
                    
                    
- FLAMAN
- ...
- KOCAMA
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Kocamak işi
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Kocamak işi
                    
                    
- AKŞAMA
- ...
- KAMALI
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Kaması olan
                    
                    - "Kamalı top."
 
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Kaması olan
                    
                    
- PANAMA
- 
    Kelime Kökeni : Fransızca - 
                        [isim]
                    
                        Orta Amerika'da yetişen bir bitkinin yapraklarından örülmüş yumuşak hasır şapka
                    
                    
- 
                    
                        Özel olarak dokunmuş bir kumaş türü
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Orta Amerika'da yetişen bir bitkinin yapraklarından örülmüş yumuşak hasır şapka
                    
                    
- IRAMAK
- 
    - 
                        [nsz]
                    
                        Uzaklaşmak, uzamak, ara açılmak
                    
                    - "Gide gide ben yolumdan ıradım / Iradım da dost köyüne uğradım." (Halk türküsü)
 
 
- 
                        [nsz]
                    
                        Uzaklaşmak, uzamak, ara açılmak
                    
                    
- ŞAMAMA
- 
    Kelime Kökeni : Arapça - 
                        [isim]
                    
                        Güzel kokulu bir tür küçük kavun
                    
                    
- 
                    
                        Kavuna benzer bir yıllık otsu ve sürüngen bir bitki (Cucumis dudaim)
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Güzel kokulu bir tür küçük kavun
                    
                    
- AKSAMA
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Aksamak işi
                    
                    - "Aradan yedi sekiz ay geçmiş, hiç aksama olmamıştı ödemelerde." (Yusuf Ziya Ortaç)
 
 
- 
                        [isim]
                    
                        Aksamak işi
                    
                    
