İçinde am olan 7 harfli 517 kelime var. İçerisinde AM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında am olan kelimeler listesine ya da Sonu am ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AM, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HAPLAMA
- ...
- ÇATLAMA
-
-
[isim]
Çatlamak işi
-
Dalgaların sığ kıyıya geldikleri zaman dökülüp köpürmesi, çatlak
-
Uygun olmayan kuruma sonucu ağacın boyu yönündeki lif ayrılması
-
Tohumların dağılması için meyve kabuğunun yarılması, açılma
-
[isim]
Çatlamak işi
- HAMLAMA
-
-
[isim]
Hamlamak durumu
-
Çini toprağından yapılmış nesnelerin ilk pişirilişi
-
Bu pişirmenin yapıldığı fırın bölümü
-
[isim]
Hamlamak durumu
- ÇAMOLUK
- ...
- VIRLAMA
-
-
[isim]
Vırlamak işi veya durumu
-
[isim]
Vırlamak işi veya durumu
- YAZLAMA
-
-
[isim]
Yazlamak işi
-
[isim]
Yazlamak işi
- AMİRLİK
-
-
[isim]
Amir olma durumu
- "Sesinde hayat için didinenlerin amirliği vardı." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Amir olma durumu
- DIZLAMA
-
-
[isim]
Dızlamak işi
-
[isim]
Dızlamak işi
- LAMAİZM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Lamacılık
-
[isim]
Lamacılık
- KAMANÇO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Yükleme, aktarma, elden ele geçirme
- "Bu ödev kendisine kamanço edilen eleştirmen arkadaş..." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yükleme, aktarma, elden ele geçirme
- SULAMAK
-
-
[-i]
Toprak, bitki, hayvan vb.ne su vermek
- "Babası çiçekleri suluyor ve öksürüyordu." (Peyami Safa)
-
Hayvana su vermek, suvarmak
-
Para ödemek, vermek, harcamak
- "Sabah sabah beş milyon lirayı suladık."
-
[-i]
Toprak, bitki, hayvan vb.ne su vermek
- DAMITIK
-
-
[sıfat]
Damıtma yoluyla, damıtılarak elde edilmiş olan
- "Damıtık su."
-
[sıfat]
Damıtma yoluyla, damıtılarak elde edilmiş olan
- DIŞLAMA
-
-
[isim]
Dışlamak işi
-
[isim]
Dışlamak işi
- HAMURSU
-
-
[sıfat]
Hamuru andıran, hamura benzeyen, hamur gibi, hamurumsu
- "Hamursu bir ekmek."
-
[sıfat]
Hamuru andıran, hamura benzeyen, hamur gibi, hamurumsu
- TASLAMA
-
-
[isim]
Taslamak işi
-
[isim]
Taslamak işi
- YAMPİRİ
-
-
[sıfat]
Eğri büğrü, yan yan ve çarpık giden
-
[sıfat]
Eğri büğrü, yan yan ve çarpık giden
- BAŞİMAM
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Birden çok imam bulunan camilerde en kıdemli imam
-
[isim]
Birden çok imam bulunan camilerde en kıdemli imam
- MÜCAMAA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cinsel ilişkide bulunma
-
[isim]
Cinsel ilişkide bulunma
- OYNAMAK
-
-
[nsz]
Vakit geçirme, eğlenme, oyalanma vb. amaçlarla bir şeyle uğraşmak
- "Çimenler üzerinde çocuklar oynuyor, kuzular otluyor." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Herhangi bir tutku, ilgi vb. sebeple bir şeye kendini vermek
- "Babalar çocuklarının yanında rakı içer, kumar oynarsa çocuklar da ayyaş ... olurlar." (Burhan Felek)
-
Kımıldamak, hareket etmek
-
[-le]
Bir şeyi sürekli evirip çevirmek veya sürekli olarak ona dokunmak
-
Bir film, oyun vb.nde rol almak
- "Bütün rolleri, şahısların sesleri, tavırları, mimikleriyle tek başına oynamıştı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Film gösterilmek
- "Bu akşam televizyonda hangi film oynuyor?"
-
Tiyatro eseri sahneye konmak
- "Birisi dedi ki bu iki perdelik bir oyun imiş, bitince ötekini oynayacaklarmış." (Memduh Şevket Esendal)
-
Eşyanın herhangi bir parçası kımıldamak, hareket etmek
- "Birdenbire apartman kapısının oynadığını hissettim." (Peyami Safa)
-
İnsan gerekli görevini yapacak hareketten yoksun olmak
- "Hastanın bacağı oynamıyor."
-
Sarsılmak, yeri değişmek
- "Depremde yapı oynadı."
-
Sporla ilgili çalışmalara katılmak
- "Tenis oynamak."
-
Müziğin gerektirdiği uyumlu hareketleri yapmak
- "Ne oynadığı gazinonun ismini söyledi ne de danslarından bahsetti." (Refik Halit Karay)
-
Büyük bir ustalık, beceri ve kolaylıkla bir işi yapmak
- "Borsada istediği gibi oynuyordu fiyatlarla." (Necati Cumalı)
-
Değişiklik göstermek
- "Bunların fiyatı iki bin ile üç bin lira arasında oynar."
-
[-le]
Tehlikeye düşürmek
- "Benim sağlığımla oynama."
-
Oyalanmak, gereği gibi yapmamak, boşuna vakit geçirmek
-
[-le]
Rastgele yön vermek, aldatmak
- "Talih bizimle oynuyor."
-
[-le]
Herhangi birine karşı önemsemeyici davranışlarda bulunmak
- "Koca adamla oynamaya utanmıyor musun?"
-
Tedirgin etmek, rahatsız edici davranışta bulunmak
-
[nsz]
Vakit geçirme, eğlenme, oyalanma vb. amaçlarla bir şeyle uğraşmak
- ŞAMANLI
- ...