İçinde am olan 5 harfli 167 kelime var. İçerisinde AM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında am olan kelimeler listesine ya da Sonu am ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AM, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BAMYA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ebegümecigillerden, sıcak ve ılıman yerlerde yetişen bir bitki (Hibiscus esculentus)
-
Bu bitkinin hem taze hem kurutularak yenilen ürünü
-
[isim]
Ebegümecigillerden, sıcak ve ılıman yerlerde yetişen bir bitki (Hibiscus esculentus)
- FLAMA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
İşaret olarak veya çeşitli amaçlarla kullanılan küçük bayrak
-
Mühendislerin, haritacıların kullandığı renkli belirtme sırığı
-
Mızrak ucuna takılan küçük bayrak
-
İki veya üç köşeli, küçük boyutlu bayrak
-
[isim]
İşaret olarak veya çeşitli amaçlarla kullanılan küçük bayrak
- KIVAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sıvılarda koyuluk, yoğunluk
- "Bal kıvamında."
- "Yumurtayla zeytinyağı kıvamını bulunca bir kaşıkla onu soğumuş levreğin üstüne gezdireceksin." (Orhan Veli Kanık)
-
Sıvıların koyuluk derecesi
-
Bir şeyin en uygun zaman veya durumu
-
Spor çalışmalarında başarılı olunabilmesi için fizik ve moral yönünden istenilen iyi durum
-
[isim]
Sıvılarda koyuluk, yoğunluk
- ULAMA
-
-
[isim]
Ulamak işi
-
Ulanan parça, ek, katkı, ilave
-
Konuşmada art arda gelen kelimelerden birincisinin sonundaki ünsüzün, ikincisinin başındaki ünlüye ses bakımından bağlanarak söylenmesi: Ayırt etmek, ağaç altı, tertip etmek, art arda gibi
-
[sıfat]
Ulanmış
-
[isim]
Ulamak işi
- GAMBA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
İyi toplanmamış halat veya zincirlerde ortaya çıkan dolaşıklık
-
[isim]
İyi toplanmamış halat veya zincirlerde ortaya çıkan dolaşıklık
- HAMUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Unun su veya başka sıvılarla yoğrulmuş durumu
-
Kâğıtta tür, nitelik
-
[sıfat]
İyi pişmemiş (ekmek ve hamur işleri)
-
Öz, asıl, maya
-
[isim]
Unun su veya başka sıvılarla yoğrulmuş durumu
- AMALI
- ...
- HAMAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Taşıyıcı
- "Hamalın biri, sırtına koca bir ayna vurmuş götürüyordu." (Haldun Taner)
-
[isim]
Taşıyıcı
- EVHAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kuruntu, kuşku, işkil, vehim, vesvese
-
[isim]
Kuruntu, kuşku, işkil, vehim, vesvese
- ŞAMAN
- ...
- ENCAM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Son, işin sonu
- "Nereye varır bu işin encamı?" (Atilla İlhan)
-
Gelecek
- "Encamımız hayrolsun demekten başka elden ne gelir?" (Aka Gündüz)
-
[isim]
Son, işin sonu
- CAMIZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Manda
-
[isim]
Manda
- CAMLI
-
-
[sıfat]
Cam takılmış, cam geçirilmiş, camı olan
- "Verandayı andıran camlı sofa iyice ısınmıştı." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Cam takılmış, cam geçirilmiş, camı olan
- YAMAÇ
-
-
[isim]
Dağın veya tepenin herhangi bir yanı
- "İndiğimiz yamacın eteğinde küçük ve eski bir köy var." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Ön, kat, huzur
- "Kız, hele beri gel yamacıma." (Haldun Taner)
-
[isim]
Dağın veya tepenin herhangi bir yanı
- AMPİR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Fransa'da ve Avrupa'da yayılmış olan yapı, mobilya, giyim vb. üslubu
-
[isim]
Fransa'da ve Avrupa'da yayılmış olan yapı, mobilya, giyim vb. üslubu
- SAMAN
-
-
[isim]
Ekinlerin harmanda dövülüp taneleri ayrıldıktan sonra kalan, hayvanlara yedirilen ufalanmış sapları
- "Saman altından su yürüten, ürkek, kaypak görünüşlü insanoğlunu tanımışlığı var." (Yahya Kemal)
- "Saman gibi bir yaşamdı günlük yaşamım ama her şey dışarıdan bakılınca hiç de kötü değildi." (Erhan Bener)
-
[isim]
Ekinlerin harmanda dövülüp taneleri ayrıldıktan sonra kalan, hayvanlara yedirilen ufalanmış sapları
- CAMİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Cansız
- "Bir kenara bırakılıvermek, bir camit eşya gibi ayak ucuyla itilmek ne korkunç." (Peyami Safa)
-
Donmuş
-
[sıfat]
Cansız
- SAMUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kuzey Avrupa'da yaşayan, çok yumuşak ve ince tüyleri olan, postu için avlanan küçük hayvan (Martes zibelilina)
-
[sıfat]
Bu hayvanın postundan yapılan
-
[isim]
Kuzey Avrupa'da yaşayan, çok yumuşak ve ince tüyleri olan, postu için avlanan küçük hayvan (Martes zibelilina)
- İKDAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gayretle çalışma, sürekli uğraşma
-
[isim]
Gayretle çalışma, sürekli uğraşma
- SELAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kimseyle karşılaşıldığında, birinin yanına gidildiğinde veya yanından uzaklaşıldığında kendisine söz ve işaretle bir nezaket gösterisi yapma, esenleme, merhaba
- "... pazara indiği zaman kendine verilen selamı bile almıyordu." (Ömer Seyfettin)
- "... çok sevimli bir asker, selam çakar." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Ama birader, rahat mı edeceğiz bu bahçede, gelene geçene selam mı duracağız?" (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Yollarda sarı ve zayıf halk selama duruyor." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Bir kimseyle karşılaşıldığında, birinin yanına gidildiğinde veya yanından uzaklaşıldığında kendisine söz ve işaretle bir nezaket gösterisi yapma, esenleme, merhaba