İçinde am olan 5 harfli 167 kelime var. İçerisinde AM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında am olan kelimeler listesine ya da Sonu am ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AM, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ARAMİ
- ...
- DAMLI
-
-
[sıfat]
Damı olan
-
[sıfat]
Damı olan
- KAMGA
-
-
[isim]
Yonga
-
[isim]
Yonga
- DAMLA
-
-
[isim]
Yuvarlak biçimde, çok küçük miktarda sıvı
- "Elime bir damla yağmur düştü." (Halide Edip Adıvar)
-
Damlalıkla kullanılan ilaç
- "Burun damlası. Göz damlası."
-
Kalbe inen inme, felç
- "Damladan ölmüş."
-
Çok az miktar
- "Keyfin damlası karıştığı zaman, hak hak olmaktan, adalet adalet olmaktan çıkar." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Damla biçiminde olan (ziynet)
- "Damla elmas."
-
[isim]
Yuvarlak biçimde, çok küçük miktarda sıvı
- KAMIŞ
-
-
[isim]
Buğdaygillerden, sulak, nemli yerlerde yetişen, boğumlu, sert gövdesi olan bitkiler (Phragmites australis)
- "Bugünlerin birinde kamışların birbirine sürtünmesinden hasıl olan bir yangın gördü." (Halide Edip Adıvar)
- "Sıkıntılı bir durumdu ama onun kamışı o kadar zekice atması hoşuma gitmişti." (Refik Erduran)
-
[sıfat]
Bu bitkiden yapılmış
- "Kamış sepet."
- "Kamış dam."
-
Sıvı içecekleri bardak veya şişeden kolayca içmek için kullanılan ince, plastik boru, pipet
-
Erkeklik organı
-
[isim]
Buğdaygillerden, sulak, nemli yerlerde yetişen, boğumlu, sert gövdesi olan bitkiler (Phragmites australis)
- NİZAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düzen
- "Evin nizamında Türk kadınlarının vakur zarafeti göze çarpar." (Orhan Seyfi Orhon)
-
Kural
- "Şimdi, eski sıralar bozuldu, yeni sıralar, yeni nizamlar gelinceye kadar böyle olacak!" (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Düzen
- DAMAR
-
-
[isim]
Canlı varlıklarda kanın veya besleyici sıvıların dolaştığı kanal
- "Alnında ve şakaklarında şişen damarlar ağrıyordu." (Peyami Safa)
- "Birden nasihat damarlarının kabardığını duydu." (Ömer Seyfettin)
- "Tutarsa onun bir damarı, yıkar adamın başına çadırı." (Osman Cemal Kaygılı)
- "En ufak şeye kızan insanın damarına basarlar." (Peyami Safa)
-
Mermerde, bazı taşlarda ve tahta kesitlerinde renk ayrılığı gösteren dalgalı çizgi
-
Başka türden katmanların arasında bulunan sıvı, maden veya mineral katmanı
- "Zengin bir altın damarı."
-
Soy, yaradılış
-
Huy, mizaç
- "Cimrilik damarı. Şairlik damarı."
-
İçinde ongun besi suyunun dolaştığı odunsu dokudan boru
-
Böceklerde kanat zarını dik tutmaya yarayan organ
-
[isim]
Canlı varlıklarda kanın veya besleyici sıvıların dolaştığı kanal
- TAMAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Açgözlülük
- "Kalpler soğuk; gözler, tamah ve ihtiras ile yanıyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Açgözlülük
- PAMPA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Güney Amerika'daki bozkırlar
-
[isim]
Güney Amerika'daki bozkırlar
- İLZAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cevap veremez duruma getirme, susturma
-
Herhangi bir iş yerinin gelirlerini toplama işini üzerine alma
-
[isim]
Cevap veremez duruma getirme, susturma
- İTMAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bitirme, tamamlama
-
[isim]
Bitirme, tamamlama
- MAMBO
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Haiti kökenli, rumba ve çaçaya benzeyen bir dans
-
Bu dansın müziği
-
[isim]
Haiti kökenli, rumba ve çaçaya benzeyen bir dans
- YAMÇI
-
-
[isim]
Bir yüzü uzun tüylü, kalın yünden dokunarak yapılmış yağmurluk
-
[isim]
Bir yüzü uzun tüylü, kalın yünden dokunarak yapılmış yağmurluk
- HAMLA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Küreklerin bir kez suya daldırılıp çıkarılması
-
Sandalın bu biçimde aldığı yol
-
Kıçtan birinci oturak
- "Filikada hamlada oturan gemici, bir eliyle rıhtımın kenarına tutunmuş." (Zeyyat Selimoğlu)
-
[isim]
Küreklerin bir kez suya daldırılıp çıkarılması
- PAMUK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Ebegümecigillerden, koza biçimindeki meyvesi üç, dört, beş dilimli olan, sıcak bölgelerde yetişen tarım bitkisi (Gossypium)
-
Bu bitkinin tohumlarının çevresinde oluşmuş ince, yumuşak tellerin adı
-
Bu tellerin işlenmiş biçimi
- "Yaraya pamuk koydu."
-
[sıfat]
Bu bitkinin işlenmiş biçiminden yapılmış
- "Pamuk iplik. Pamuk bez."
-
Yere serili halı, kilim vb. yaygıların üzerinde oluşan, uçuşabilen toz kümecikleri, hav
-
[isim]
Ebegümecigillerden, koza biçimindeki meyvesi üç, dört, beş dilimli olan, sıcak bölgelerde yetişen tarım bitkisi (Gossypium)
- TUTAM
-
-
[sıfat]
Avuç içi veya parmak uçlarıyla tutulabilen miktarda olan
- "Öksüzün cebindeki son tutam tütünü sardılar, sıra ile üçer nefes çektiler." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Avuç içi veya parmak uçlarıyla tutulabilen miktarda olan
- NAMAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İslamın beş şartından biri olan ve Müslümanların günde beş vakit, dinî bakımdan belirlenen kurallara göre yapmak zorunda oldukları ibadet, salat
- "İki rekât namazı nerede olsa kılarız." (Peyami Safa)
- "Bu adamlar birer ikişer gidip bir odada namazlarını kıldılar, gene geldiler." (Memduh Şevket Esendal)
- "Arabalar uzaktan görününce köyüne, adamına göre kâh derviş, kâh sofu olur, hemen namaza dururdu." (Memduh Şevket Esendal)
- "Bir akşam uyudu / Uyanmayıverdi / Aldılar götürdüler / Yıkandı, namazı kılındı, gömüldü." (Orhan Veli Kanık)
-
[isim]
İslamın beş şartından biri olan ve Müslümanların günde beş vakit, dinî bakımdan belirlenen kurallara göre yapmak zorunda oldukları ibadet, salat
- SUSAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Susamgillerden, sıcak bölgelerde yetişen küçük bir bitki (Sesamum indicum)
-
Bu bitkinin yağ çıkarılan, öğütülerek tahin elde edilen ve simit vb.nin üzerine serpilen küçük sarımtırak tohumu
-
Süsen
-
[isim]
Susamgillerden, sıcak bölgelerde yetişen küçük bir bitki (Sesamum indicum)
- TAMİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Genelge, sirküler
- "Askerî tamimlerin, nizamların, kanunların, tefsirlerin, göreneklerin çeşidi, vergi kâtibinin hafızasında yerleşti." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Genelleştirme
-
Genelleme
-
[isim]
Genelge, sirküler
- CAMIZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Manda
-
[isim]
Manda