İçinde am olan 4 harfli 54 kelime var. İçerisinde AM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında am olan kelimeler listesine ya da Sonu am ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AM, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ZAMK
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Akasya, kitre, sütleğen vb. ağaçların kabuklarından sızarak donan, eriyiği yapıştırıcı olarak kullanılan, renksiz veya sarı kırmızımtırak renkte amorf madde
                    
                    
 - 
                    
                        Bu maddenin yapıştırıcı olarak kullanılan eriyiği
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Akasya, kitre, sütleğen vb. ağaçların kabuklarından sızarak donan, eriyiği yapıştırıcı olarak kullanılan, renksiz veya sarı kırmızımtırak renkte amorf madde
                    
                    
 - AMOR
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Bir çeşit kumaş
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Bir çeşit kumaş
                    
                    
 - ANAM
 - 
    
- 
                        [ünlem]
                    
                        Kadın erkek, büyük küçük herkese karşı kullanılan bir seslenme sözü
                    
                    
- "Dur, anam, saçını düzelteyim!"
 
 - 
                    
                        Sese verilen tona göre şaşma, beğenme, acı, üzüntü vb. duygular anlatan söz
                    
                    
 
 - 
                        [ünlem]
                    
                        Kadın erkek, büyük küçük herkese karşı kullanılan bir seslenme sözü
                    
                    
 - GAMA
 - 
    
Kelime Kökeni : Yunanca
- 
                        [isim]
                    
                        Yunan alfabesinin üçüncü harfi (g)
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Yunan alfabesinin üçüncü harfi (g)
                    
                    
 - İLAM
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Bildirme, anlatma
                    
                    
 - 
                    
                        Bir davanın mahkemece nasıl bir hükme bağlandığını gösteren resmî belge
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Bildirme, anlatma
                    
                    
 - RUAM
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Sakağı
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Sakağı
                    
                    
 - İZAM
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Bir kimseyi gönderme, yollama
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Bir kimseyi gönderme, yollama
                    
                    
 - AMCA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Babanın erkek kardeşi
                    
                    
 - 
                        [ünlem]
                    
                        Yaşlı erkeklere saygı için kullanılan bir seslenme sözü
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Babanın erkek kardeşi
                    
                    
 - AVAM
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Alt tabaka, havas karşıtı
                    
                    
- "Bu zihniyette olan avam değildi, bilhassa havas denilen insanlar böyle düşünüyordu." (Atatürk)
 
 - 
                    
                        Halk
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Alt tabaka, havas karşıtı
                    
                    
 - AMİR
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Bir işte emir verme yetkisi bulunan kimse
                    
                    
- "Akıl öğrettiğim herif şimdi bana amir oldu." (Burhan Felek)
 
 - 
                    
                        Satıcı veya ihracatçının gönderdiği malların bedelini almak üzere gerekli belgeleri göstererek bankaya başvuran kimse
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Bir işte emir verme yetkisi bulunan kimse
                    
                    
 - İMAM
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Cemaate namaz kıldıran kimse
                    
                    
 - 
                    
                        Müslümanlıkta mezhep kuran kimse
                    
                    
 - 
                    
                        Hz. Muhammed'den sonra onun vekilliği görevini üzerine alan halifelere verilen unvan
                    
                    
 - 
                    
                        Bazı küçük İslam devletlerinde devlet başkanı
                    
                    
 - 
                    
                        En önde bulunan kimse, önder
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Cemaate namaz kıldıran kimse
                    
                    
 - AMAN
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [ünlem]
                    
                        (ama:n) Yardım istenildiğini anlatan bir söz
                    
                    
- "Aman Allahım!"
 - "Galiba bu sene soğuk aman dedirtecek." (Refik Halit Karay)
 - "Evi satacakmışsın, aman derim!"
 - "Teslim olan halka aman vererek hepsini evlerine yolladı." (Falih Rıfkı Atay)
 
 - 
                    
                        Bir suçun bağışlanmasının istendiğini anlatan bir söz
                    
                    
- "Aman, bir daha yapmam!"
 
 - 
                    
                        Usanç ve öfke anlatan bir söz
                    
                    
- "Aman bırak beni! Aman, bu laflardan da bıktık!"
 
 - 
                    
                        Rica anlatan bir söz
                    
                    
- "Aman, acele etmeli, vakit geçiyor." (Sait Faik Abasıyanık)
 
 - 
                    
                        Dikkat çekmek için kullanılan bir söz
                    
                    
- "Aman, çocuğa iyi bakın!"
 
 - 
                    
                        Çok beğenmeyi anlatan bir söz: Aman ne güzel şey! Bu anlamda kullanıldığında buna da edatı da getirilebilir
                    
                    
- "Aman da ne güzel şey!"
 
 - 
                    
                        Şaşma anlatan bir söz
                    
                    
- "Aman efendim, bana öyle şeyler söyledi ki donakaldım."
 
 
 - 
                        [ünlem]
                    
                        (ama:n) Yardım istenildiğini anlatan bir söz
                    
                    
 - SPAM
 - ...
 - SAMİ
 - ...
 - AMİL
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Etken, etmen, sebep, faktör
                    
                    
- "Acaba bu cereyan ne gibi tarihî amillerin tesiriyle doğdu." (Fuat Köprülü)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Etken, etmen, sebep, faktör
                    
                    
 - İDAM
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Ölüm cezası
                    
                    
 - 
                    
                        Ölüm cezası verilen kimseye uygulanan infaz işlemi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Ölüm cezası
                    
                    
 - KAMP
 - 
    
Kelime Kökeni : Fransızca
- 
                        [isim]
                    
                        Çadır, baraka vb. eğreti araçlardan oluşturulan konak yeri
                    
                    
- "Beni öyle bir dinlenme kampına alsınlar ki kapıdan girerken kimlik kartımla birlikte kişiliğimi de kapıda bırakayım." (Haldun Taner)
 
 - 
                    
                        Bu yerde konaklama
                    
                    
- "Kamp hayatı."
 
 - 
                    
                        Kurum ve kuruluşlarda çalışanların dinlenmek, eğlenmek için gittikleri konaklama yeri
                    
                    
 - 
                    
                        Tutsakların veya siyasal sürgünlerin toplanıldığı yer
                    
                    
- "Toplama kampı."
 
 - 
                    
                        Belli bir düşünce çevresinde birleşen topluluk
                    
                    
- "Sırasında ayrı siyasi kamplarda birbirlerinin karşısına çıksalar da düşman görmezler birbirlerini." (Necati Cumalı)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Çadır, baraka vb. eğreti araçlardan oluşturulan konak yeri
                    
                    
 - LAME
 - 
    
Kelime Kökeni : Fransızca
- 
                        [isim]
                    
                        Dokusunda çoğunlukla gümüş ve altın renginde tel bulunan kumaş veya metal parlaklığı verilmiş deri
                    
                    
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Böyle bir kumaş veya deriden yapılmış olan
                    
                    
- "Zehra, lame balo pabuçlarından görünecek olan ayak tırnaklarını da cilaladı." (Cahit Uçuk)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Dokusunda çoğunlukla gümüş ve altın renginde tel bulunan kumaş veya metal parlaklığı verilmiş deri
                    
                    
 - MAMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Bebek için hazırlanan yiyeceklerin genel adı
                    
                    
- "Babam Ayşe'ye mama yaptı, ana." (Aka Gündüz)
 
 - 
                    
                        Çaça, abla
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Bebek için hazırlanan yiyeceklerin genel adı
                    
                    
 - ADAM
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        İnsan
                    
                    
- "Adam hesabına koyup bir hatır sormaz, bir çift lakırtı etmezler." (Memduh Şevket Esendal)
 - "Anasını durmadan nefes aldırmadan azarlıyor, babasını adam yerine koymuyor, ağzını açarken susturuyordu." (Refik Halit Karay)
 - "İşimiz adamına düştü de kolayca yapıldı."
 
 - 
                    
                        Erkek kişi, kadın karşıtı
                    
                    
- "İyi bir adam isterse, babası da verirse, varacak." (Memduh Şevket Esendal)
 - "Şimdiki belediye başkanı sayesinde şehir adama benzedi."
 
 - 
                    
                        Birinin yanında ve işinde bulunan kimse
                    
                    
- "Kendisi gayet kibirli, öfkeli olduğu için hizmetçileri ve adamları korkarlar." (Kemal Tahir)
 
 - 
                    
                        Birinin yararlandığı, kullandığı kimse
                    
                    
- "Hemen hepsi para çevrelerinin adamlarıydı." (Cemil Meriç)
 
 - 
                    
                        Birinin sözünü dinleyen, nazını çeken kimse, kayırıcı
                    
                    
- "O benim adamımdır, hiçbir ricamı geri çevirmez."
 
 - 
                    
                        Görevli kimse
                    
                    
- "Artık şunları toplatsak, dedi, kavasa söyleseniz de bir adam buluverse." (Refik Halit Karay)
 
 - 
                    
                        İyi huylu, güvenilir kimse
                    
                    
- "Amcam, güngörmüş bir adamdı." (Reşat Nuri Güntekin)
 
 - 
                    
                        Bir alanda derin bilgisi olan kimse
                    
                    
- "Bir sanatçının, bilim adamının düşünmek için bol zamana ihtiyacı vardır." (Haldun Taner)
 
 - 
                    
                        Bir alanı benimseyen kimse
                    
                    
 - 
                        [ünlem]
                    
                        Bir şeyin önemsenmediği anlatılmak istendiğinde kullanılan söz
                    
                    
- "Adam, vazgeç!"
 
 - 
                    
                        Eş, koca
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        İnsan