İçinde altm olan 9 harfli 11 kelime var. İçerisinde ALTM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında altm olan kelimeler listesine ya da Sonu altm ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A L M T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

4 Harfli Kelimeler

MALT

3 Harfli Kelimeler

ALT, LAM, MAL, MAT, TAL, TAM

2 Harfli Kelimeler

AL, AM, AT, LA, MA, TA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BOŞALTMAK

  1. [-i] Boş duruma getirmek
  2. [-i] Dökmek, boca etmek
    • "Tavşan kanı çayı ince belli çay bardağına boşalttı." (Haldun Taner)
  3. [nsz] Bir silahta ne kadar mermi varsa hepsini arka arkaya patlatmak
    • "Yayla devriyesi bizden yardım istemek için havaya silah boşaltmış." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  4. Kusmak
  5. Gevşetmek, açmak
    • "İbrahim Ağa atın kolanlarını boşaltırken, kendini bir iş yapmış sayar." (Memduh Şevket Esendal)

YOĞALTMAK

  1. [-i] Tüketmek
    • "Bu şehir yılda yirmi bin ton buğday yoğaltır."

DARALTMAK

  1. [-i] Dar duruma getirmek
    • "Hoyrat bir rüzgâr bütün gün tozu dumanına katmış, solukları kesmiş, göğüsleri daraltmıştı." (Tarık Buğra)
  2. Sayıca azaltmak
    • "Aslında geniş olan kadroyu ne akla hizmet edip de bu derece daralttığına bir türlü akıl erdirememişti." (Haldun Taner)

SAĞALTMAK

  1. [-i] Sağlığa kavuşturmak, iyileştirmek, iyi etmek, tedavi etmek

DOMALTMAK

  1. [-i] Domalmasını sağlamak

KISALTMAK

  1. [-i] Kısa duruma getirmek
    • "Ben bu sözü biraz daha kısaltarak tekrar edeceğim." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Kısa gibi göstermek
    • "Bu giysi boyunu kısaltmış."

BUNALTMAK

  1. [-i] Bunalmasına yol açmak
    • "Artık onu sımsıkı sarıyorlarmış gibi bunaltan duvarlar, o kilitli kapılar yoktu." (Peyami Safa)

ÇOĞALTMAK

  1. [-i] Miktarını, sayısını, ölçüsünü artırmak
    • "Şüphe yok ki ölçüsüz bir para israfı bu borçları daha çoğaltacak, hiç azaltmayacaktı." (Peyami Safa)
  2. Çoğaltma makinesi kullanılarak sayısını artırmak, teksir etmek

ALTMIŞLIK

  1. [sıfat] İçinde altmış tane bulunan
    • "Altmışlık bir paket."
  2. Altmış yaşında olan veya görünen

KOCALTMAK

  1. [-i] Kocamasına yol açmak, yaşlandırmak

ALÇALTMAK

  1. [-i] Alçak duruma getirmek
    • "Yastığımızı alçaltsak da yükseltsek de boynumuz ağrır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Değerini azaltmak
    • "Sözleriyle kendini alçalttı."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü