İçinde alka olan 10 harfli 19 kelime var. İçerisinde ALKA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında alka olan kelimeler listesine ya da Sonu alka ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
KALA, LAKA
3 Harfli Kelimeler
AKA, ALA, KAL, LAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HALKALAMAK
-
-
[-i]
Bir şeyi kıvırarak halka biçimine getirmek
-
Bir yer veya şeyin çevresini çember biçiminde kuşatmak
-
[-i]
Bir şeyi kıvırarak halka biçimine getirmek
- HALKALAYIŞ
-
-
[isim]
Halkalama işi veya biçimi
-
[isim]
Halkalama işi veya biçimi
- ÇALKALATIŞ
-
-
[isim]
Çalkalatma işi veya biçimi
-
[isim]
Çalkalatma işi veya biçimi
- KALKANDERE
- ...
- HALKAPINAR
- ...
- KALKABİLME
- ...
- HALKALANIŞ
-
-
[isim]
Halkalanma işi veya biçimi
-
[isim]
Halkalanma işi veya biçimi
- BALKANOLOG
- ...
- HALKALILAR
-
-
[isim]
Sülüklerle solucanları içine alan sınıf
-
[isim]
Sülüklerle solucanları içine alan sınıf
- ÇALKALANMA
-
-
[isim]
Çalkalanmak işi
-
[isim]
Çalkalanmak işi
- HALKALANMA
-
-
[isim]
Halkalanmak işi
-
[isim]
Halkalanmak işi
- ÇALKALATMA
-
-
[isim]
Çalkalatmak işi
-
[isim]
Çalkalatmak işi
- DALKAVUKÇA
-
-
[sıfat]
Dalkavuk gibi
- "Zeki savcı yardımcısı, Selman'ın sözlerindeki bu alaycı tonda, daha çok başasistanı memnun etmek isteyen dalkavukça bir gayret sezinlemişti." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Dalkavuğa yakışır biçimde
-
[sıfat]
Dalkavuk gibi
- ÇALKALAYIŞ
-
-
[isim]
Çalkalama işi veya biçimi
-
[isim]
Çalkalama işi veya biçimi
- ÇALKANTILI
-
-
[sıfat]
Çalkantısı olan
- "Gece yıldızsız, deniz hafif çalkantılı idi." (Haldun Taner)
-
Düzensiz, karmakarışık
- "Oldukça çalkantılı günler geçirdi, isteklerinin çoğunu gerçekleştirecek zaman bulamadı." (Tomris Uyar)
-
[sıfat]
Çalkantısı olan
- ALKALÖLÇER
-
-
[isim]
Alkalilerin saflık derecesini belirtmeye yarayan cihaz, alkalimetre
-
[isim]
Alkalilerin saflık derecesini belirtmeye yarayan cihaz, alkalimetre
- ÇALKALAMAK
-
-
[-i]
Sulu bir şeyi sarsarak veya çırparak karıştırmak
- "Fincanını çalkalayıp çalkalayıp diker, dibinde hiç telve bırakmamacasına!" (Atilla İlhan)
-
[nsz]
İçinde bir şey bulunan bir nesneyi sarsarak sallamak
- "Kahvelerde zar çalkalayan avuçlar görüyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Bir şeyi içinden su çarparak geçirmek yolu ile temizlemek
- "Tabakları çalkalamak. Bardakları çalkalamak. Ağzını çalkalamak."
-
Tahılı sarsarak kalburdan geçirmek, elemek
-
[nsz]
Vücudun göbek, kalça vb. yerini sürekli oynatmak
- "Aşağıdan yavrum, aşağıdan diye göbek çalkalıyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Kuluçka yumurtalarını çevirmek
-
Sağlığının bozulmasına yol açmak
-
[-i]
Sulu bir şeyi sarsarak veya çırparak karıştırmak
- HALKACILIK
-
-
[isim]
Halkacı olma durumu
-
[isim]
Halkacı olma durumu
- ÇALKALANIŞ
-
-
[isim]
Çalkalanma işi veya biçimi
-
[isim]
Çalkalanma işi veya biçimi