İçinde alk olan 7 harfli 17 kelime var. İçerisinde ALK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında alk olan kelimeler listesine ya da Sonu alk ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAL, LAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DİALKOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Glikol
-
[isim]
Glikol
- ALKARNA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
İstiridye, midye, tarak vb. kabuklu hayvanları avlamak için deniz dibini taramakta kullanılan, ağız kısmı demirden bir ağ
-
[isim]
İstiridye, midye, tarak vb. kabuklu hayvanları avlamak için deniz dibini taramakta kullanılan, ağız kısmı demirden bir ağ
- BALKIMA
-
-
[isim]
Balkımak işi
-
[isim]
Balkımak işi
- HALKACI
-
-
[isim]
Halka yapan veya satan kimse
-
Lunaparklarda şişe, sigara vb. nesnelere halka geçirmek yoluyla oyun oynatan kimse
-
[isim]
Halka yapan veya satan kimse
- MALKARA
- ...
- ALKOLİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Alkollü içkilere aşırı derecede düşkün olan (kimse)
-
[sıfat]
Alkollü içkilere aşırı derecede düşkün olan (kimse)
- HALKALI
-
-
[sıfat]
Halkası olan
- "Kulaklarının birinde ama yalnız birinde halkalı bir küpe." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Bir tür olta iğnesi
-
[sıfat]
Halkası olan
- HALKAVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Halka biçiminde olan
-
[sıfat]
Halka biçiminde olan
- ALKOLLÜ
-
-
[sıfat]
Alkolden yapılmış
-
Sarhoş, içki içmiş (kimse)
-
[sıfat]
Alkolden yapılmış
- ÇALKAMA
-
-
[isim]
Çalkamak işi
-
[sıfat]
Çalkalanarak yapılan
- "Çalkama ayran."
-
[isim]
Çalkamak işi
- HALKEVİ
-
-
[isim]
Halkı eğitip millî birliğe ve ülküye yöneltmek amacıyla açılan kuruluş
-
Bu kuruluşun görev yaptığı yapı
-
[isim]
Halkı eğitip millî birliğe ve ülküye yöneltmek amacıyla açılan kuruluş
- HALKOYU
-
-
[isim]
Büyük bir topluluğun türlü siyasi ve toplumsal sorunlardaki görüşünün alınması ve ona göre uygulamaya girişilmesi için yapılan oylamada halkın bildirdiği olumlu veya olumsuz oy
-
[isim]
Büyük bir topluluğun türlü siyasi ve toplumsal sorunlardaki görüşünün alınması ve ona göre uygulamaya girişilmesi için yapılan oylamada halkın bildirdiği olumlu veya olumsuz oy
- ÇALKAĞI
-
-
[isim]
Çalkar
-
[isim]
Çalkar
- ALKALİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
İçinde alkali bulunan, kalevi, antiasit
-
[sıfat]
İçinde alkali bulunan, kalevi, antiasit
- SALKIMA
-
-
[isim]
Salkımak durumu
-
[isim]
Salkımak durumu
- ALKIŞÇI
-
-
[isim]
Alkışlayan kimse
-
Şakşakçı, dalkavuk, yüze gülücü, yağcı kimse
- "Bu işe başlarken dört yanını çevirmiş olan alkışçılar, sanki ortadan çekilmişti." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Alkışlayan kimse
- KALKMAK
-
-
[nsz]
Gitmek üzere yerinden ayrılmak
- "Niye kalktınız, biraz daha otursaydınız."
-
[-den]
Oturma durumundan dik duruma gelmek, doğrulmak
- "Annem yerinden kalktı, yanıma geldi, bir kolunu uzatarak omzuna doladı." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
[-den]
Uyanarak yataktan ayrılmak
- "İstemeye istemeye, altüst olmuş yataktan kalktım." (Ömer Seyfettin)
-
Yukarı doğru yükselmek
- "Terazinin bir gözü inince öbürü kalkar."
-
Taşıtlar yola çıkmak
- "Tren saat onda kalktı."
-
[-den]
Uçmak, havalanmak
- "Uçak pistten kalktı."
-
Yerinden ayrılıp yol almaya başlamak
- "Çıkın arabaya, kalkacak şimdi, kalacaksınız buracıkta!" (Osman Cemal Kaygılı)
-
[-e]
Hayvan iki art ayağı üzerinde dik durum almak
- "At, art ayakları üzerine kalktı."
-
Kabarmak, ayrılmak
- "Masanın kaplaması kalktı."
-
Derlenip götürülmek
- "Ne zaman kalkacağını, nereye gömüleceğini bilmek, bildirmek mümkün değil." (Memduh Şevket Esendal)
-
Hasta iyileşerek gezecek duruma gelmek
- "Hasta bir haftaya kadar kalkar."
-
Varlığı, hayatı son bulmak
- "Halifelik kalktı."
-
[-den]
Yok olmak, artık bulunmamak
- "Ortalıktan kar kalkınca..."
-
[-e]
Girişmek, başlamak, davranmak, yeltenmek
- "Gözlüklerini takmadan okumaya kalktı." (Necati Cumalı)
-
Geçerli olmamak, geçerliğini yitirmek, geçmez olmak
- "Yasanın bu maddesi kalktı."
-
Uygulanmaz olmak
- "Sıkıyönetim kalktı."
-
Güncelliğini yitirmek
- "Bu âdet çoktan kalktı."
-
[-e]
Bir durumdan başka bir duruma geçmek
- "Dörtnala kalkmak."
- "Tırısa kalkmak."
-
[-den]
Başka yere gitmek, taşınmak
- "O yıl, çok geçmeden piyade taburu bizim ilçeden başka ilçeye kalktı." (Necati Cumalı)
-
[-e]
Ayakta beklemek
- "Mektepte cezaya kalkmış gibi duruyorsun." (Falih Rıfkı Atay)
-
[nsz]
Gitmek üzere yerinden ayrılmak