İçinde alk olan 10 harfli 37 kelime var. İçerisinde ALK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında alk olan kelimeler listesine ya da Sonu alk ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

KAL, LAK

2 Harfli Kelimeler

AK, AL, LA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇALKALATIŞ

  1. [isim] Çalkalatma işi veya biçimi

DALKAVUKÇA

  1. [sıfat] Dalkavuk gibi
    • "Zeki savcı yardımcısı, Selman'ın sözlerindeki bu alaycı tonda, daha çok başasistanı memnun etmek isteyen dalkavukça bir gayret sezinlemişti." (Haldun Taner)
  2. [zarf] Dalkavuğa yakışır biçimde

SARISALKIM

  1. [isim] Baklagillerden, salkım durumunda sarı çiçekleri bulunan, bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen bir ağaç (Laburnum anagyroides)

ALKIŞLAMAK

  1. [-i] Bir şeyin beğenildiğini, onaylandığını anlatmak için el çırpmak
    • "O zaman biz hayranları onu şiddetle alkışlardık." (Atilla İlhan)
  2. Beğenmek, takdir etmek

HALKALANIŞ

  1. [isim] Halkalanma işi veya biçimi

ÇALKALANMA

  1. [isim] Çalkalanmak işi

ALKOLİKLİK
...
ALKIŞLAYIŞ

  1. [isim] Alkışlama işi veya biçimi

ALKALÖLÇER

  1. [isim] Alkalilerin saflık derecesini belirtmeye yarayan cihaz, alkalimetre

KALKIŞILMA

  1. [isim] Kalkışılmak durumu

KALKOLİTİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Bakırın kullanılmaya başlamasıyla nitelenen (tarih öncesi dönem)

ÇALKALANIŞ

  1. [isim] Çalkalanma işi veya biçimi

ALKIŞLATMA

  1. [isim] Alkışlatmak işi

ÇALKALAMAK

  1. [-i] Sulu bir şeyi sarsarak veya çırparak karıştırmak
    • "Fincanını çalkalayıp çalkalayıp diker, dibinde hiç telve bırakmamacasına!" (Atilla İlhan)
  2. [nsz] İçinde bir şey bulunan bir nesneyi sarsarak sallamak
    • "Kahvelerde zar çalkalayan avuçlar görüyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
  3. Bir şeyi içinden su çarparak geçirmek yolu ile temizlemek
    • "Tabakları çalkalamak. Bardakları çalkalamak. Ağzını çalkalamak."
  4. Tahılı sarsarak kalburdan geçirmek, elemek
  5. [nsz] Vücudun göbek, kalça vb. yerini sürekli oynatmak
    • "Aşağıdan yavrum, aşağıdan diye göbek çalkalıyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
  6. Kuluçka yumurtalarını çevirmek
  7. Sağlığının bozulmasına yol açmak

KALKIVERME
...
ALKOLÖLÇER

  1. [isim] Sıvılardaki alkol oranını ölçmeye yarayan cihaz, alkolmetre
  2. İçilen alkol miktarını ölçmeye yarayan araç, alkolmetre

ÇALKANTILI

  1. [sıfat] Çalkantısı olan
    • "Gece yıldızsız, deniz hafif çalkantılı idi." (Haldun Taner)
  2. Düzensiz, karmakarışık
    • "Oldukça çalkantılı günler geçirdi, isteklerinin çoğunu gerçekleştirecek zaman bulamadı." (Tomris Uyar)

ÇALKALAYIŞ

  1. [isim] Çalkalama işi veya biçimi

DALKURUTAN

  1. [isim] Kabuk altındaki odun katında oyuklar açarak dişbudak sürgünlerini ve zeytin dallarını kurutan kın kanatlı böcek (Hylesinus oleiperda)

HALKALANMA

  1. [isim] Halkalanmak işi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü