İçinde ale olan 7 harfli 50 kelime var. İçerisinde ALE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ale olan kelimeler listesine ya da Sonu ale ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A E L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ELA
2 Harfli Kelimeler
AL, EL, LA, LE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KALESKA
-
Kelime Kökeni : Rusça
-
[isim]
Dört tekerlekli, hafif, bir tür gezinti arabası
-
[isim]
Dört tekerlekli, hafif, bir tür gezinti arabası
- MALEZYA
- ...
- ADALELİ
-
-
[sıfat]
Kaslı
- "İki kolunu da yukarı kadar sıvadı, sert adaleli kollarını meydana çıkardı." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Kaslı
- KANALET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Küçük kanal
-
[isim]
Küçük kanal
- DELALET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kılavuzluk, aracılık
- "Hemşehrilerinden birinin delaletiyle, senet sahiplerinin her birini ayrı ayrı öğrendi." (Ercüment Ekrem Talu)
-
İz, işaret
- "Meğer fazla süs zenginliğe değil, fukaralığa delalet edermiş." (Ahmet Haşim)
-
[isim]
Kılavuzluk, aracılık
- PARALEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Aynı düzlem içinde ikişer ikişer bulunan ve kesişmeyen, koşut, muvazi
- "Bu, Çal Dağı'nın koyu mor sırtlarına paralel uzun ve yüce bir dağ." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Yerküresi üzerinde çizildiği varsayılan, Ekvator'a paralel çemberlerden her biri
-
Aynı zaman içinde gelişen veya aynı özellikleri gösteren (olay, düşünce vb.)
-
[sıfat]
Aynı düzlem içinde ikişer ikişer bulunan ve kesişmeyen, koşut, muvazi
- MERHALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Derece, basamak, aşama, evre
- "Bu yolun üstünde Edirne bir konak, hürriyet bir merhaledir." (Falih Rıfkı Atay)
-
Varılması istenen noktaya kadar aşılması gereken yerlerin her biri, konak, menzil
-
Bir yolcunun sekiz saatte gidebileceği mesafe
-
[isim]
Derece, basamak, aşama, evre
- GALEYAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kaynama
- "... bir an çalgılar sustu, herkes şaşırmıştı, kimse padişahın birdenbire galeyana gelmesinin sebebini bilmiyordu." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
-
Coşma
- "Bu uzvi acı, onu galeyanın son raddesine getirerek ağlattı." (Peyami Safa)
- "Bunu düşündükçe galeyan eden arzusu, can sıkıntısını artırıyordu." (Peyami Safa)
-
Coşku
-
[isim]
Kaynama
- REZALET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Toplumun duygularını inciten olay veya durum, kepazelik, maskaralık, rezillik
- "Trafik düzeni rezalettir günden güne." (Necati Cumalı)
- "Her kadının takdim edilmek için can attığı böyle büyük bir adamla dansı yarıda bırakıp rezalet çıkarmak için insanın aklı kaçık olmalı." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Toplumun duygularını inciten olay veya durum, kepazelik, maskaralık, rezillik
- VALELİK
- ...
- ALETSİZ
- ...
- KEFALET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birinin borcunu ödememesi veya verdiği sözü yerine getirmemesi durumunda bütün sorumluluğu üzerine alma durumu, kefillik
- "O zamanlarda her sene kefaletleri yüzünden bin lira, iki bin lira ödemek mecburiyetinde kalınmış." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Birinin borcunu ödememesi veya verdiği sözü yerine getirmemesi durumunda bütün sorumluluğu üzerine alma durumu, kefillik
- BESALET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yiğitlik, yararlılık
-
[isim]
Yiğitlik, yararlılık
- NALEKAR
- ...
- HALECAN
- ...
- ALEMDAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bayrağı veya sancağı taşıyan kimse
-
Önder
-
[isim]
Bayrağı veya sancağı taşıyan kimse
- MEŞGALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Uğraşılan şey, iş güç, uğraşı
- "Bu yeşillik köşesini kurutmamak bizim için de bir meşgale teşkil etmişti." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Uğraşılan şey, iş güç, uğraşı
- VALETTA
- ...
- ALENGİR
-
-
[isim]
Hile, düzen, tuzak
-
Gösteriş, fiyaka
-
[isim]
Hile, düzen, tuzak
- HALETME
-
-
[isim]
Haletmek işi veya biçimi
-
[isim]
Haletmek işi veya biçimi