İçinde aldı olan 8 harfli 22 kelime var. İçerisinde ALDI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aldı olan kelimeler listesine ya da Sonu aldı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A D I L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

4 Harfli Kelimeler

ADIL, ADLI, ALDI

3 Harfli Kelimeler

DAL

2 Harfli Kelimeler

AD, AL, LA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇALDIRMA

  1. [isim] Çaldırmak işi

DALDIRMA

  1. [isim] Daldırmak işi
  2. Bir dalı gövdeden ayırmadan toprağa gömerek köklenmesini sağlama yolu
  3. Bu yolla daldırılan dal

BALDIRAK

  1. [isim] Don, pantolon vb. giysilerin dizden aşağı olan bölümü
  2. Kılıç kayışının aşağı uzanan parçası

SALDIRIŞ

  1. [isim] Saldırma işi veya biçimi
    • "Her türlü saldırış ve sataşma sahneleri gene eksik değildi." (Falih Rıfkı Atay)

KALDIRIŞ

  1. [isim] Kaldırma işi veya biçimi

SALDIRMA

  1. [isim] Saldırmak işi
    • "... tütün tablasının kenarında kendimi kurtarmak için saldırmaya hazırlanmış kırmızı bir tilki duruyor." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Bir tür büyük bıçak
    • "Hele Üsküdar gibi bıçkını fazla semtlerde on çocuktan üç dördünde bir bıçak, bir sustalı, bir usturpa hatta bir saldırma bulunurdu." (Burhan Felek)

ÇUVALDIZ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Çuval vb. dokumalar dikmekte kullanılan, ucu yassı ve eğri, büyük iğne
    • "Ağızlarını çuvaldıza geçirilmiş yerli kınnapla diktiniz mi, bırakınız yuvarlansın." (Refik Halit Karay)

ALDIRMAK

  1. [nsz] Alma işini yaptırmak
    • "Söyledim, söyledim, bir urgan aldıramadım." (Necati Cumalı)
  2. [-i] Getirtmek
    • "Ne yaptı yaptı, nişanlısını oraya aldırdı." (Cahit Uçuk)
  3. Vücuttan herhangi bir parçayı veya organı sağlık sebebiyle çıkarttırmak
    • "Bademcik aldırmak. Çocuk aldırmak."
  4. [-e] Önem vermek, değer vermek
    • "Felsefenin teorik olan kısmına pek aldırmaz." (Nezihe Araz)
  5. [-den] Elindekini başkasına kaptırmak
    • "Elimden aldırdım gül yüzlü yâri / Ben bir daha buldum ellere nispet." (Emrah)
  6. [-i] Sığdırmak
    • "Bunca eşyayı bu küçücük eve nasıl aldırdınız."

KALDIRAÇ

  1. [isim] Az bir kuvvet ile büyük bir yükü kaldırmaya yarayan, bir dayanma noktası üzerinde hareket edebilen, inip kalkabilen sert çubuk, manivela

ÇALDIRAN
...
ALDIRMAZ

  1. [sıfat] Bir şeye önem vermeyen, umursamayan, kayıtsız, lakayıt
    • "Bendeki değişikliğe aldırmaz görünmek için türkü söylüyor." (Refik Halit Karay)

KALDIRAN

  1. [isim] Bazı organları yukarıya doğru kımıldatan kas

BALDIRAN

  1. [isim] Maydanozgillerden, nemli yerlerde yetişen zehirli bitkilerin ortak adı, ağı otu, baldırgan (Conium maculatum)
    • "Döndüğümde karımın mezarını dolduran otları, baldıranları kendi elimle ayıkladım." (Aka Gündüz)
  2. Bu bitkiden çıkarılan zehir, şeytantersi

YALDIZCI

  1. [isim] Yaldız işleri yapan kimse
  2. [sıfat] Bir şeyin içyüzüne değil de gösterişine önem veren (kimse)

KALDIRIM

  1. [isim] Yollarda taşlarla yapılan döşeme
    • "Araba bozuk kaldırımların üstünde sallanıyor, devrilecek gibi oluyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Kelli felli efendiden adamların hatta sarıklı ulemanın günden güne hırpanileşen kılıklarla, elleri boyunlarında, kaldırımları arşınladıklarını görüyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Yaya kaldırımı
    • "Döndük, karşı kaldırıma atladık." (Sermet Muhtar Alus)
    • "Bastığı hiçbir eser kaldırıma düşmemişti." (Yusuf Ziya Ortaç)

YALDIRAK

  1. [sıfat] Parlak, cilalı

ALDIRTMA

  1. [isim] Aldırtmak işi

YALDIZLI

  1. [sıfat] Üzerine yaldız sürülmüş, yaldızla süslenmiş
    • "Tavanlar, duvarlar, kapılar, hep kartonpiyerli, yaldızlı." (Sermet Muhtar Alus)
  2. Aldatıcı, göz boyayıcı
    • "Yaldızlı sözler."

KALDIRMA

  1. [isim] Kaldırmak işi

ÇALDIRIŞ

  1. [isim] Çaldırma işi veya biçimi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü