İçinde ald olan 8 harfli 28 kelime var. İçerisinde ALD bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ald olan kelimeler listesine ya da Sonu ald ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A D L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

DAL

2 Harfli Kelimeler

AD, AL, LA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

NALDÖKEN

  1. [isim] Taşlı, çakıllı yol

ÇALDIRIŞ

  1. [isim] Çaldırma işi veya biçimi

ALDANMAK

  1. Görünüşe bakarak yanlış bir yargıya varmak, yanılmak
    • "Hâline, tavrına bakan sana aldanır." (Ömer Seyfettin)
  2. Bir hileye, bir yalana kanmak
  3. [nsz] Hayal kırıklığına uğramak
    • "Sen benim dediklerime kulak ver, aldanmazsın!" (Memduh Şevket Esendal)
  4. [nsz] Avunmak, oyalanmak
  5. Havanın birden ısınmasıyla zamansız açan çiçek, soğuk sebebiyle donmak

ALDANGIÇ

  1. [isim] Üzeri ot veya kumla örtülmüş çukur, tuzak

YALDIZCI

  1. [isim] Yaldız işleri yapan kimse
  2. [sıfat] Bir şeyin içyüzüne değil de gösterişine önem veren (kimse)

ALDIRMAK

  1. [nsz] Alma işini yaptırmak
    • "Söyledim, söyledim, bir urgan aldıramadım." (Necati Cumalı)
  2. [-i] Getirtmek
    • "Ne yaptı yaptı, nişanlısını oraya aldırdı." (Cahit Uçuk)
  3. Vücuttan herhangi bir parçayı veya organı sağlık sebebiyle çıkarttırmak
    • "Bademcik aldırmak. Çocuk aldırmak."
  4. [-e] Önem vermek, değer vermek
    • "Felsefenin teorik olan kısmına pek aldırmaz." (Nezihe Araz)
  5. [-den] Elindekini başkasına kaptırmak
    • "Elimden aldırdım gül yüzlü yâri / Ben bir daha buldum ellere nispet." (Emrah)
  6. [-i] Sığdırmak
    • "Bunca eşyayı bu küçücük eve nasıl aldırdınız."

KALDIRAN

  1. [isim] Bazı organları yukarıya doğru kımıldatan kas

ÇUVALDIZ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Çuval vb. dokumalar dikmekte kullanılan, ucu yassı ve eğri, büyük iğne
    • "Ağızlarını çuvaldıza geçirilmiş yerli kınnapla diktiniz mi, bırakınız yuvarlansın." (Refik Halit Karay)

ALDIRTMA

  1. [isim] Aldırtmak işi

YALDIZLI

  1. [sıfat] Üzerine yaldız sürülmüş, yaldızla süslenmiş
    • "Tavanlar, duvarlar, kapılar, hep kartonpiyerli, yaldızlı." (Sermet Muhtar Alus)
  2. Aldatıcı, göz boyayıcı
    • "Yaldızlı sözler."

KALDIRIM

  1. [isim] Yollarda taşlarla yapılan döşeme
    • "Araba bozuk kaldırımların üstünde sallanıyor, devrilecek gibi oluyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Kelli felli efendiden adamların hatta sarıklı ulemanın günden güne hırpanileşen kılıklarla, elleri boyunlarında, kaldırımları arşınladıklarını görüyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Yaya kaldırımı
    • "Döndük, karşı kaldırıma atladık." (Sermet Muhtar Alus)
    • "Bastığı hiçbir eser kaldırıma düşmemişti." (Yusuf Ziya Ortaç)

SALDIRMA

  1. [isim] Saldırmak işi
    • "... tütün tablasının kenarında kendimi kurtarmak için saldırmaya hazırlanmış kırmızı bir tilki duruyor." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Bir tür büyük bıçak
    • "Hele Üsküdar gibi bıçkını fazla semtlerde on çocuktan üç dördünde bir bıçak, bir sustalı, bir usturpa hatta bir saldırma bulunurdu." (Burhan Felek)

KALDIRMA

  1. [isim] Kaldırmak işi

BALDIRAN

  1. [isim] Maydanozgillerden, nemli yerlerde yetişen zehirli bitkilerin ortak adı, ağı otu, baldırgan (Conium maculatum)
    • "Döndüğümde karımın mezarını dolduran otları, baldıranları kendi elimle ayıkladım." (Aka Gündüz)
  2. Bu bitkiden çıkarılan zehir, şeytantersi

DALDIRMA

  1. [isim] Daldırmak işi
  2. Bir dalı gövdeden ayırmadan toprağa gömerek köklenmesini sağlama yolu
  3. Bu yolla daldırılan dal

ALDIRMAZ

  1. [sıfat] Bir şeye önem vermeyen, umursamayan, kayıtsız, lakayıt
    • "Bendeki değişikliğe aldırmaz görünmek için türkü söylüyor." (Refik Halit Karay)

BALDIRLI
...
KALDIRAÇ

  1. [isim] Az bir kuvvet ile büyük bir yükü kaldırmaya yarayan, bir dayanma noktası üzerinde hareket edebilen, inip kalkabilen sert çubuk, manivela

KALDIRIŞ

  1. [isim] Kaldırma işi veya biçimi

ÇALDIRMA

  1. [isim] Çaldırmak işi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü