İçinde ala olan 7 harfli 106 kelime var. İçerisinde ALA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ala olan kelimeler listesine ya da Sonu ala ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ALA
2 Harfli Kelimeler
AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- LALANGA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Yağda kızartılarak üzerine şeker veya şerbet dökülen bir hamur tatlısı
- "Rana bir lalanga yapar, alimallah parmaklarını yalarsın." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
Yağda kızartılarak üzerine şeker veya şerbet dökülen bir hamur tatlısı
- MOZALAK
-
-
[isim]
Olgunlaşmamış, eğri büğrü meyve
-
[isim]
Olgunlaşmamış, eğri büğrü meyve
- PALANKA
-
Kelime Kökeni : Macarca
-
[isim]
Ağaç ve toprakla yapılmış, hendekle çevrilmiş küçük hisar
- "Hasan Paşa palankası civarındaki hanlara geldiklerinde eşkıya hücumuna uğradılar." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Ağaç ve toprakla yapılmış, hendekle çevrilmiş küçük hisar
- KALAVRA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Ölçeksiz ayakkabı, yemeni
-
Deriden yapılmış eşya
-
[isim]
Ölçeksiz ayakkabı, yemeni
- OTALAMA
-
-
[isim]
Otalamak işi
-
[isim]
Otalamak işi
- PALANGA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir halatla makaralardan oluşturulan, ağır cisimleri kaldırmaya, sağa sola döndürmeye yarayan donanım
-
[isim]
Bir halatla makaralardan oluşturulan, ağır cisimleri kaldırmaya, sağa sola döndürmeye yarayan donanım
- PALASKA
-
Kelime Kökeni : Macarca
-
[isim]
Askerlerin bellerine bağladıkları veya göğüslerine çaprazlama taktıkları, üzerinde fişek, kasatura vb. koymak için yerleri bulunan, genellikle köseleden yapılmış kayış
-
[isim]
Askerlerin bellerine bağladıkları veya göğüslerine çaprazlama taktıkları, üzerinde fişek, kasatura vb. koymak için yerleri bulunan, genellikle köseleden yapılmış kayış
- SALAVAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Namazlar
-
Hz. Muhammed'e saygı bildirmek için okunan dua
-
Yağlı güreşte, yarışmalardan önce cazgırın okuduğu dua
-
[isim]
Namazlar
- DALAYIŞ
-
-
[isim]
Dalama işi veya biçimi
-
[isim]
Dalama işi veya biçimi
- KALAFAT
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Geminin kaplama tahtaları arasını üstüpü ile doldurup ziftleyerek su geçirmez duruma getirme işi
- "Kalafatın tokmak gürültüsü ve denize uzayan zift kokusu arasından yol aldım ve tenha yollara saptım." (Halikarnas Balıkçısı)
-
Aşağısı dar, yukarısı geniş bir çeşit yeniçeri başlığı
-
Osmanlı İmparatorluğu'nda vezir veya yüksek mevkide devlet adamlarının giydikleri bir başlık
-
Onarma, tamir etme
-
[isim]
Geminin kaplama tahtaları arasını üstüpü ile doldurup ziftleyerek su geçirmez duruma getirme işi
- ALAKART
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Seçmeli yemek, tabildot karşıtı
-
[zarf]
Yemek listesinden seçerek
- "Alakart yedik."
-
[isim]
Seçmeli yemek, tabildot karşıtı
- KABALAK
-
-
[isim]
Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusunda kullanılmış olan, şapkaya benzeyen bir tür başlık
- "Kendisi, ayağında postallar, sırtında kaput, başında kabalak, Çanakkale cehenneminde askerliğini yaparken..." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusunda kullanılmış olan, şapkaya benzeyen bir tür başlık
- FALANCA
-
-
[sıfat]
Falan
- "Falanca yerde, falanca gün."
-
[zamir]
Falan kimse
- "Falanca geldi."
-
[sıfat]
Falan
- NALAYIK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
Yakışıksız, hoş olmayan
- "Başka kızların böyle nalayık hâllerde bulunması senin için bir mazeret değildir kızım." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Yakışıksız, hoş olmayan
- PALAMAR
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Gemileri iskele, rıhtım veya şamandıraya bağlamaya yarayan kalın halat
- "Bir gün tekrar bıkkın demir alınır, palamar çözülür, flok açılıp kürek çekilir." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Bir kere palamarı çözmeye muvaffak olsa bir yere kapağı atmanın çaresini bulabilirdi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Gemileri iskele, rıhtım veya şamandıraya bağlamaya yarayan kalın halat
- ŞAVALAK
-
-
Aptal, alık, sersem, budala
-
Aptal, alık, sersem, budala
- KALAYLI
-
-
[sıfat]
Kalaylanmış (kap)
- "Bir salepçinin kalaylı güğümü tütüyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
İçinde kalay bulunan
-
Gösterişi ve süsü yapay olan
-
[sıfat]
Kalaylanmış (kap)
- OVALAMA
-
-
[isim]
Ovalamak işi
- "Alnına ve şakaklarına soğuk su serperek başını ovalamaya devam etti." (Peyami Safa)
-
[isim]
Ovalamak işi
- ALABORA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Geminin yan yatması
- "Sandal alabora oldu."
-
Bir serenin yatay durumdan düşey duruma getirilmesi
-
Selamlamak için filika küreklerinin yukarıya kaldırılması
-
Balığı toplamak için dalyan ağının yukarıya alınması
-
[isim]
Geminin yan yatması
- DOMALAN
-
-
[isim]
Asklı mantarlardan, toprak içinde yumru biçiminde yetişen, yenilebilen bir bitki, yer mantarı, karakeme (Tuber melanosporum)
-
[isim]
Asklı mantarlardan, toprak içinde yumru biçiminde yetişen, yenilebilen bir bitki, yer mantarı, karakeme (Tuber melanosporum)