İçinde ala olan 7 harfli 106 kelime var. İçerisinde ALA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ala olan kelimeler listesine ya da Sonu ala ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ALA
2 Harfli Kelimeler
AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KAKALAK
- ...
- KALAFAT
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Geminin kaplama tahtaları arasını üstüpü ile doldurup ziftleyerek su geçirmez duruma getirme işi
- "Kalafatın tokmak gürültüsü ve denize uzayan zift kokusu arasından yol aldım ve tenha yollara saptım." (Halikarnas Balıkçısı)
-
Aşağısı dar, yukarısı geniş bir çeşit yeniçeri başlığı
-
Osmanlı İmparatorluğu'nda vezir veya yüksek mevkide devlet adamlarının giydikleri bir başlık
-
Onarma, tamir etme
-
[isim]
Geminin kaplama tahtaları arasını üstüpü ile doldurup ziftleyerek su geçirmez duruma getirme işi
- UFALAMA
-
-
[isim]
Ufalamak işi
-
[isim]
Ufalamak işi
- PALANGA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir halatla makaralardan oluşturulan, ağır cisimleri kaldırmaya, sağa sola döndürmeye yarayan donanım
-
[isim]
Bir halatla makaralardan oluşturulan, ağır cisimleri kaldırmaya, sağa sola döndürmeye yarayan donanım
- ALACALI
-
-
[sıfat]
Alaca
- "Alacalı bir kumaş."
-
[sıfat]
Alaca
- ARALAMA
-
-
[isim]
Aralamak işi
-
[isim]
Aralamak işi
- DALAŞMA
-
-
[isim]
Dalaşmak işi veya durumu, dalaş
- "Hoşgörüden ve uzlaşma yeteneğinden yoksun bulunanlar ve dalaşmaya hazır olanlar da asıl bunlardır." (Haldun Taner)
-
[isim]
Dalaşmak işi veya durumu, dalaş
- FALANCA
-
-
[sıfat]
Falan
- "Falanca yerde, falanca gün."
-
[zamir]
Falan kimse
- "Falanca geldi."
-
[sıfat]
Falan
- DALAMAK
-
-
[-i]
Köpek, kurt vb. hayvanlar dişlemek, ısırmak
- "Köpek mi daladı seni?" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Zehirli böcek, ısırgan otu, sert kumaş dokunarak teni acıtmak veya kaşındırmak
-
[-i]
Köpek, kurt vb. hayvanlar dişlemek, ısırmak
- KALAYLI
-
-
[sıfat]
Kalaylanmış (kap)
- "Bir salepçinin kalaylı güğümü tütüyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
İçinde kalay bulunan
-
Gösterişi ve süsü yapay olan
-
[sıfat]
Kalaylanmış (kap)
- PALASKA
-
Kelime Kökeni : Macarca
-
[isim]
Askerlerin bellerine bağladıkları veya göğüslerine çaprazlama taktıkları, üzerinde fişek, kasatura vb. koymak için yerleri bulunan, genellikle köseleden yapılmış kayış
-
[isim]
Askerlerin bellerine bağladıkları veya göğüslerine çaprazlama taktıkları, üzerinde fişek, kasatura vb. koymak için yerleri bulunan, genellikle köseleden yapılmış kayış
- DALALET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sapınç, sapkınlık, doğru yoldan ayrılma
- "Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler." (Atatürk)
-
[isim]
Sapınç, sapkınlık, doğru yoldan ayrılma
- GALALİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Arı kazeinden oluşan ve birçok işte kullanılan plastik bir madde
-
[isim]
Arı kazeinden oluşan ve birçok işte kullanılan plastik bir madde
- KALAMAR
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Mürekkep balığının bir türü (Loligo vulgaris)
-
[isim]
Mürekkep balığının bir türü (Loligo vulgaris)
- TOMBALA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Torbadan numaralı taşlar çekilerek üzerinde numara yazılı kâğıtlarla oynanan bir talih oyunu
- "Komşularınızda ya da dostlarınızda konken oynadınız, tombala çektiniz." (Haldun Taner)
-
Tombala kartında bütün numaraların doldurulmasıyla kazanılan en büyük ödül
- "Sokarım elimi bu torbaya, çekerim 77 numarayı, çinko, 19 numarayı, tombala!" (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Torbadan numaralı taşlar çekilerek üzerinde numara yazılı kâğıtlarla oynanan bir talih oyunu
- DALAMAN
- ...
- SIRALAÇ
-
-
[isim]
Klasör
-
[isim]
Klasör
- ALAKART
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Seçmeli yemek, tabildot karşıtı
-
[zarf]
Yemek listesinden seçerek
- "Alakart yedik."
-
[isim]
Seçmeli yemek, tabildot karşıtı
- LALANGA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Yağda kızartılarak üzerine şeker veya şerbet dökülen bir hamur tatlısı
- "Rana bir lalanga yapar, alimallah parmaklarını yalarsın." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
Yağda kızartılarak üzerine şeker veya şerbet dökülen bir hamur tatlısı
- MÜTALAA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Okumaya, ders çalışmaya ayrılan zaman, etüt
- "Mütalaada önüne biyoloji kitabını açmış, iki satır okuyor, beş satır dalga geçiyordu." (Çetin Altan)
-
İrdeleme, müzakere, görüş
- "Kolordu kumandanlarının fikir ve mütalaalarını bilmek, bence pek faydalı idi." (Atatürk)
-
Düşünce
-
[isim]
Okumaya, ders çalışmaya ayrılan zaman, etüt