İçinde al olan 7 harfli 677 kelime var. İçerisinde AL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında al olan kelimeler listesine ya da Sonu al ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇALINMA
-
-
[isim]
Çalınmak işi
-
[isim]
Çalınmak işi
- GALOŞLU
-
-
[sıfat]
Galoşu olan
-
[sıfat]
Galoşu olan
- MAHALLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şehrin bir kasabanın, büyükçe bir köyün bölündüğü parçalardan her biri
- "Mahallemizin bunca yıllık kasabı, bakkalı bir gece yok oldular." (Necati Cumalı)
-
Bu parçalarda oturan insanlarin tamamı
-
[isim]
Bir şehrin bir kasabanın, büyükçe bir köyün bölündüğü parçalardan her biri
- PAÇALIK
-
-
[isim]
Pantolon, şalvar veya uzun külot paçasının ayak bileğini saran bölümü
-
Otomobilde tekerleğin taş, çamur atmasını önleyen ve tekerlek arkalarına takılan lastik veya plastikten yapılmış araç
-
[sıfat]
Paça çorbası yapmak için ayrılmış
- "Paçalık ayak."
-
Gelinin paça günü giydiği giysi
-
[isim]
Pantolon, şalvar veya uzun külot paçasının ayak bileğini saran bölümü
- HOCALIK
-
-
[isim]
Hoca olma durumu veya hocanın yaptığı iş
- "Viyana üniversitesinde hocalığım sırasında amirim olan profesör ağır hasta idi." (Haldun Taner)
- "Mülkiyede Osmanlı tarihi alanında hocalık, müdürlük, yazarlık etmiş." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
[isim]
Hoca olma durumu veya hocanın yaptığı iş
- PALMİYE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Palmiyegillerden olan ağaçların genel adı
- "Burası, iki köşesinde boynu bükük, uzun palmiye saksıları duran zarif bir methaldi." (Peyami Safa)
-
[isim]
Palmiyegillerden olan ağaçların genel adı
- YALPILI
-
-
[sıfat]
Bir yanı öbüründen yüksek veya kalın
-
[sıfat]
Bir yanı öbüründen yüksek veya kalın
- ALTINCI
-
-
[sıfat]
Altı sayısının sıra sıfatı, sırada beşinciden sonra gelen
-
[sıfat]
Altı sayısının sıra sıfatı, sırada beşinciden sonra gelen
- YALANCI
-
-
[isim]
Yalan söylemeyi huy edinmiş olan kimse
-
[sıfat]
Gerçek olmayan, gerçeğe benzetilmiş
- "Fakat ben bu yalancı neşeye inanıyordum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Yalan söylemeyi huy edinmiş olan kimse
- BOĞALIK
-
-
[isim]
Boğa olarak kullanılmak için ayrılan bir yaşından yukarı erkek sığır
-
[isim]
Boğa olarak kullanılmak için ayrılan bir yaşından yukarı erkek sığır
- DEHALET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sığınma, korunma
-
[isim]
Sığınma, korunma
- DOMALMA
-
-
[isim]
Domalmak işi veya durumu
-
[isim]
Domalmak işi veya durumu
- SAĞALMA
-
-
[isim]
Sağalmak işi
-
[isim]
Sağalmak işi
- YALAMAK
-
-
[-i]
Bir şeyin üzerinden dilini sürüp geçirmek
- "Komşu köşklerden kopup gelen fasulye kokulu bir rüzgâr yüzümüzü yalayıp geçti." (Haldun Taner)
-
Dilini gezdirerek bir şeyin üzerindekini almak
- "Kara üzüm tıkınıyor ya, parmak uçlarına bulaşan görünmez balını, teker teker yalıyor." (Atilla İlhan)
-
Sıyırarak, dokunarak geçmek
- "Bir güneş parçası binanın yüzünü yalayarak açık kapılardan içeri giriyor." (Refik Halit Karay)
-
Dalgalar geminin içine girmeyip yalnız bordasını sıyırarak geçmek
-
[-i]
Bir şeyin üzerinden dilini sürüp geçirmek
- BAŞALTI
-
-
[isim]
Gemilerde tayfa ve erlerin baş taraftaki koğuşları
- "Bütün tayfa sandıklarını ve torbalarını başaltıdan güverteye taşımışlardı." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[isim]
Gemilerde tayfa ve erlerin baş taraftaki koğuşları
- KALITÇI
-
-
[isim]
Bir kalıttan yasalar gereğince yararlanan kimse, mirasçı, vâris
-
[isim]
Bir kalıttan yasalar gereğince yararlanan kimse, mirasçı, vâris
- SALÇALI
-
-
[sıfat]
Salça konmuş, içinde salça olan
-
[sıfat]
Salça konmuş, içinde salça olan
- YAHYALI
- ...
- KALMALI
-
-
[sıfat]
Kalma durumunda olan
-
[sıfat]
Kalma durumunda olan
- ASMALIK
-
-
Asma için ayrılmış (yer veya toprak)
-
Asma için ayrılmış (yer veya toprak)