İçinde al olan 6 harfli 491 kelime var. İçerisinde AL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında al olan kelimeler listesine ya da Sonu al ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AZALMA
-
-
[isim]
Azalmak işi, eksilme, tenakus
-
[isim]
Azalmak işi, eksilme, tenakus
- KUTSAL
-
-
[sıfat]
Güçlü bir dinî saygı uyandıran veya uyandırması gereken, kutsi, mukaddes
-
Tapınılacak veya yolunda can verilecek derecede sevilen, kutsi, mukaddes, lahut
- "Aşkın kutsal tarafına inanmamı sarhoşluk belirtisi diye yorumladım." (Halide Edip Adıvar)
-
Bozulmaması, dokunulmaması, karşı çıkılmaması gereken, üstüne titrenilen
- "Demokraside, insanın en doğal, en kutsal hakları bir pazarlık konusu olur." (Necati Cumalı)
-
Tanrı'ya adanmış olan, tanrısal olan
-
[sıfat]
Güçlü bir dinî saygı uyandıran veya uyandırması gereken, kutsi, mukaddes
- VALİDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anne
- "Evde, yerinden kalkamayan seksenlik bir validem var." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Anne
- TASALI
-
-
[sıfat]
Tasası olan, kaygılı
- "Bulutlu, tasalı gözlerle önüne bakıyordu, fazla bir şey söylemiyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Tasası olan, kaygılı
- AMBALE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[-i]
"Birini düşünemez duruma getirmek, çok yormak, fazla gaz vererek otomobili çalışamaz duruma getirmek" anlamlarındaki ambale etmek ve "çok yorulup iş göremez, düşünemez duruma gelmek" anlamındaki ambale olmak birleşik fiillerinde geçen bir söz
-
[-i]
"Birini düşünemez duruma getirmek, çok yormak, fazla gaz vererek otomobili çalışamaz duruma getirmek" anlamlarındaki ambale etmek ve "çok yorulup iş göremez, düşünemez duruma gelmek" anlamındaki ambale olmak birleşik fiillerinde geçen bir söz
- GALEBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yengi
- "Böyle giderse tamamıyla galebe ümit ettiğini haber veriyordu." (Peyami Safa)
- "Kocanın münasebeti her türlü cazibesini kaybettiği gün rakibine galebe çaldığına emin olabilirsin." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Üstünlük, çokluk
- "Abdülhak Hamit'in Kemal'e galebesi şerrin hayra galebesi demekti." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Kadıncağızın gönlü gence kayıyordu. Fakat neticede akıl ve mantık tarafı galebe çaldı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Yengi
- SİGALA
-
-
[isim]
Sığla
-
[isim]
Sığla
- YALAMA
-
-
[isim]
Yalamak işi
-
[sıfat]
Üzeri düzleşmiş, dişleri aşınmış olan (vida, cıvata vb.)
-
[sıfat]
Fırça izleri belli etmeden yapılan (resim)
-
[isim]
Yalamak işi
- ALATAV
-
-
[sıfat]
Az tavlı, yarı yaş yarı kuru olan (toprak)
-
[sıfat]
Az tavlı, yarı yaş yarı kuru olan (toprak)
- MÜNHAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Boş olan, açık bulunan (memuriyet vb.), boş, açık
- "Münhal kadro."
-
Erir, eriyebilen, çözülen
-
[sıfat]
Boş olan, açık bulunan (memuriyet vb.), boş, açık
- YALAKA
-
-
[isim]
Dalkavuk
-
[sıfat]
Arsız, sırnaşık
-
[isim]
Dalkavuk
- BAKKAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yiyecek, içecek vb. maddeleri perakende olarak satan kimse
- "Arkadaşlarımızdan Ethem de gitti, babası gibi bakkal oldu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bu maddelerin satıldığı dükkân
-
[isim]
Yiyecek, içecek vb. maddeleri perakende olarak satan kimse
- BİENAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Yılaşırı
-
[sıfat]
Yılaşırı
- PASPAL
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Çok kepekli un
- "Dört sene çamurlu paspaldan ekmek yiye yiye bıktılar." (Aka Gündüz)
-
Bu un karıştırılarak hazırlanan yem
- "Bu boğayı iyi besle, kepeğini, paspalını eksik etme." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[sıfat]
Bakımsız, dağınık, pis (kimse, kılık vb.)
-
Kötü cins esrar
-
[isim]
Çok kepekli un
- ALLAME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok ve derin bilgisi olan, çok bilgili
- "Tarihî zihniyet taşımak için tarihçi olmak şart değildir. İlmî düşünebilmek için allame olmak şart olmadığı gibi." (Sabahattin Eyuboğlu)
-
[sıfat]
Çok ve derin bilgisi olan, çok bilgili
- KILCAL
-
-
[sıfat]
Kıl gibi olan, çok ince
-
[sıfat]
Kıl gibi olan, çok ince
- MALAMA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Samanla karışık tahıl
-
[isim]
Samanla karışık tahıl
- YASALI
-
-
[sıfat]
Yasaya uygun veya yasanın buyurduğu, kanuni
-
[sıfat]
Yasaya uygun veya yasanın buyurduğu, kanuni
- BALÇIK
-
-
[isim]
İçinde çeşitli organik maddeler bulunan, genellikle killi, koyu, yapışkan çamur, mil
- "Yolları ve tarlaları görünce bir balçık ve çamur gölünü yarmak zorunda olduğumuzu anlamıştım." (Samiha Ayverdi)
-
Güçlük çıkartan
-
İçindeki kil oranı yüksek, yağlı, su geçirmez, koyu toprak
-
[isim]
İçinde çeşitli organik maddeler bulunan, genellikle killi, koyu, yapışkan çamur, mil
- DERHAL
- ...