İçinde al olan 4 harfli 79 kelime var. İçerisinde AL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında al olan kelimeler listesine ya da Sonu al ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AL, LA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ALMA

  1. [isim] Almak işi
  2. Alıntı, iktibas
    • "Ondan acemicesine alma olarak." (Muallim Naci)

TALK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Genellikle açık yeşil, toz durumundayken yağlı bir görünümde, özgül ağırlığı 2,7, sertliği 1 olan, hidratlı doğal magnezyum

ALIN

  1. [isim] Yüzün, kaşlarla saçlar arasındaki bölümü
    • "Bütün savaşlardan alnının akıyla çıkmış bir denizci. Hiç yenik düşmemiş." (Zeyyat Selimoğlu)
    • "Alnımın ne kara yazısı varmış." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Bazı şeylerin önü, ön yüzü
  3. Karşı
    • "Güneşin alnında durma."
  4. Bir ocakta her türlü ayak, galeri, baca, kuyu ve yolun ilerletilmekte olan yüzeyi

MALA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Harç alıp sürmeye yarayan, çoğu üçgen biçiminde, yassı, demirden, üstten tahta saplı, duvarcı ve sıva aracı, sürgü

HALT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeyi başka bir şeyle karıştırma
    • "Biz erkekler de öyle haltlar ederiz ki kadınlar ne yapsalar haklıdırlar." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Şu kendisine üç saniye gibi gelen bir saat on beş dakika zarfında ne halt karıştırmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "On beş yaşında bu haltları yerse yirmi yaşına geldiği zaman ne yapacak?" (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Uygunsuz söz söyleme, uygunsuz iş yapma
  3. Uygun olmayan, beğenilmeyen şey
    • "Zehri şurupla, daha bilmem ne haltla karıştırıp yudum yudum içmek, pis şey, iğrenç şey." (Reşat Nuri Güntekin)

MEAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Anlam, kavram, mefhum
    • "Her cepheden tek mealde bir telgraf geliyor." (Aka Gündüz)
  2. Ortaya çıkan şey, sonuç, netice

AMAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İşler, işlemler

JALE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Gece yağan ve yapraklara konan ince nem, çiğ, kırağı

MALÇ

  1. [isim] Toprak ve rutubet muhafazası amaçları ile çayır ve mera üzerine bırakılan veya başka yerlerden getirilip serpilen her türlü bitki artığı

SALA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Müslümanları bayram veya cuma namazına çağırmak, bazı yerlerde cenaze için kılınacak namazı haber vermek amacıyla minarelerde okunan dua
    • "Su salası, gündüz, vakitli vakitsiz verilirdi." (Yahya Kemal Beyatlı)

SUAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Soru
    • "Hatıralarını anlattığı sırada Atatürk'e bir sual sormuştum." (Falih Rıfkı Atay)

HALK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Aynı ülkede yaşayan, aynı uyrukta olan insan topluluğu
    • "Türk halkı."
  2. Aynı soydan gelen, ayrı ülkelerin uyruğu olarak yaşayan insan topluluğu
    • "Yahudi halkı."
  3. Bir ülke içerisinde yaşayan değişik soylardan insan topluluklarının her biri
    • "Bağımsız Devletler Topluluğunun halkları."
  4. Belli bir bölgede veya çevrede yaşayanların bütünü
    • "Bütün köy halkı orada idi." (Ömer Seyfettin)
  5. Yöneticilere göre bir ülkedeki yurttaşların bütünü, kamu
    • "Bilmiyorlar ki halk, halkın diliyle konuşan sanatkârla birliktir." (Orhan Veli Kanık)
  6. Aydınların dışında kalan topluluk
    • "Halktan bir adam."

ALEM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bayrak
    • "Kara elmas sözü de taş kömürüne alem olmuştur." (Burhan Felek)
  2. Minare, kubbe, sancak direği vb. yüksek şeylerin tepesinde bulunan, madenden yapılmış ay yıldız veya lale biçiminde süs, ayça

ALAY

  1. [isim] Herhangi bir törende veya gösteride yer alan topluluk
    • "Düğün alayı. Fener alayı."
  2. Bayram, cenaze vb. törenlerde sıralı olarak giden insan topluluğu, kortej
  3. Genellikle üç tabur ve bunlara bağlı birliklerden oluşan asker topluluğu
    • "Topçu alayı."

ASAL

  1. [sıfat] Esasla ilgili, asıl ve temel olanla ilgili, esasi

AYAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Karı, eş
    • "Çocuklar uyumuştur / Efendi gazete okur / Ayali dikiş dikmektedir." (Orhan Veli Kanık)

SALT

  1. [sıfat] İçinde yabancı bir öge bulunmayan, mutlak
    • "Salt sevinç."
  2. İçine, kendisine yabancı hiçbir şey karışmamış, arı
  3. [zarf] Yalnızca
    • "Sanat adına konuşmakta kendinde hak gören, her konuştuğunu da salt doğrudur diye karşısındakine kabullendirmek isteyen kimseler sardı etrafımızı." (Necati Cumalı)

AVAL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Ticari senetlerde, ödemeden sorumlu olanların ödememesi durumunda üçüncü bir kişinin alacaklılara senet bedelini ödeyeceğine ilişkin verdiği güvence

İNAL

  1. [isim] Kendisine inanılan kimse

ŞALT
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü