İçinde akı olan 7 harfli 78 kelime var. İçerisinde AKI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında akı olan kelimeler listesine ya da Sonu akı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A I K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
AKI
2 Harfli Kelimeler
AK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BAKIŞIM
-
-
[isim]
İki veya daha çok şey arasında konum, biçim ve belirli bir eksene göre ölçü uygunluğu, simetri
-
Eksen olarak alınan bir doğrudan, benzer noktaları karşılıklı olarak aynı uzaklıkta bulunan iki benzer parçanın birbirine göre olan durumu, tenazur, simetri
-
[isim]
İki veya daha çok şey arasında konum, biçim ve belirli bir eksene göre ölçü uygunluğu, simetri
- YAKIMCI
-
-
[isim]
Türkü yakan kimse
-
[isim]
Türkü yakan kimse
- KAKIŞMA
-
-
[isim]
Kakışmak işi
-
[isim]
Kakışmak işi
- LAKIRTI
-
-
[isim]
Söz, laf
- "Biz burada lakırtıya başlayalı iki dakika ya oldu ya olmadı." (Peyami Safa)
- "Sonra tahsisat yoktur, gelecek sene bütçesine para konulacak diye lakırtı çıkardılar." (Memduh Şevket Esendal)
- "Bir gün sinirli olur da ters bir lakırtı ederse ben susarım." (Memduh Şevket Esendal)
- "Birbirine lakırtı yetiştirmeye, cevap bulmaya çalışıyorlar ." (Memduh Şevket Esendal)
-
Boş söz, dedikodu, laf
- "Lakırtıdır o, aldırma!"
-
[isim]
Söz, laf
- ÇAKILLI
-
-
[sıfat]
Çakılı olan
- "Kumsal topraktan, dibi çakıllı suya girdi." (Cahit Uçuk)
-
[sıfat]
Çakılı olan
- BAKILSA
- ...
- ÇAKISIZ
-
-
[sıfat]
Çakısı olmayan
-
[sıfat]
Çakısı olmayan
- SAKINCA
-
-
[isim]
Çekinilmesi, dikkatli olunması gereken, sakınmayı gerektiren durum, mahzur
- "Kabul etmekte bir sakınca yoktur." (Burhan Felek)
-
[isim]
Çekinilmesi, dikkatli olunması gereken, sakınmayı gerektiren durum, mahzur
- AKIŞKAN
-
-
Kendilerine özgü bir biçimleri olmayıp içinde bulundukları kabın biçimini alan (sıvı veya gaz), seyyal, likit
-
Kendilerine özgü bir biçimleri olmayıp içinde bulundukları kabın biçimini alan (sıvı veya gaz), seyyal, likit
- BAKILIŞ
- ...
- NAKIŞÇI
-
-
[isim]
Nakış yapan kimse
-
[isim]
Nakış yapan kimse
- YAKINIŞ
-
-
[isim]
Yakınma işi veya biçimi
-
[isim]
Yakınma işi veya biçimi
- NAKIŞLI
-
-
[sıfat]
Nakşı olan
-
[sıfat]
Nakşı olan
- TAKILMA
-
-
[isim]
Takılmak işi
- "Kuru gevezeliği aşmayan türden takılmalar ile uzayıp giden komediler..." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Takılmak işi
- AKILSIZ
-
-
[sıfat]
Aklı, gerçeği görüp ona göre davranmaya elverişli olmayan, anlayışı kıt
- "Sen hükûmeti yönetenleri hep bilgisiz, akılsız mı sanırsın?" (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Aklı, gerçeği görüp ona göre davranmaya elverişli olmayan, anlayışı kıt
- AKIMSIZ
- ...
- SAKINIŞ
-
-
[isim]
Sakınma işi veya biçimi
-
[isim]
Sakınma işi veya biçimi
- ÇAKIŞIK
-
-
[sıfat]
Çakışmış olan
- "Çakışık üçgenler."
-
[sıfat]
Çakışmış olan
- ŞAKIMAK
-
-
[nsz]
Ötücü kuşlar ezgili ses çıkarmak, ötmek, şakramak, terennüm etmek
- "Kalk dilber, gidelim bağ arasına / Şakısın bülbüller, gül incinmesin." (Karacaoğlan)
-
Güzel şarkı söylemek veya şiir okumak
- "Hep aşkı, hep inançları, hep yurt sevgisini şakıyan şairler vardır; ben şair olsaydım ışığın verdiği hazları söyler, hep güneşe övgüler yazardım." (Nurullah ataç)
-
Çok konuşmak, çenesi düşmek
- "Eskiden hiç lakırtı söylemeyen bu ihtiyar, şimdi şakıyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Ötücü kuşlar ezgili ses çıkarmak, ötmek, şakramak, terennüm etmek
- AKITMAK
-
-
[-i]
Akmasını sağlamak, akmasına yol açmak, dökmek
-
[-i]
Akmasını sağlamak, akmasına yol açmak, dökmek