İçinde aha olan 9 harfli 34 kelime var. İçerisinde AHA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aha olan kelimeler listesine ya da Sonu aha ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
AHA
2 Harfli Kelimeler
AH, HA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- LAHANAMSI
-
-
[sıfat]
Lahanayı andıran, lahanaya benzeyen, lahana gibi
-
[sıfat]
Lahanayı andıran, lahanaya benzeyen, lahana gibi
- ARDAHANLI
- ...
- KARAHALLI
- ...
- BAHANESİZ
-
-
[sıfat]
Bahanesi olmayan
-
Bahanesi olmadan
- "Kapıdan çıkmak üzere olan İclâl geriye dönerek bahanesiz durmuştu." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Bahanesi olmayan
- VAHAMETLİ
-
-
[sıfat]
Vahim
-
[sıfat]
Vahim
- BAŞLAHANA
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Yaprakları sıkı, yuvarlak başlı lahana (Brassica oleracea)
-
[isim]
Yaprakları sıkı, yuvarlak başlı lahana (Brassica oleracea)
- AHARLAMAK
-
-
[-i]
Ahar sürmek
- "Kâğıtlarını kendi eliyle aharlayıp terbiye etmek itiyadında idi." (Samiha Ayverdi)
-
[-i]
Ahar sürmek
- BAHARATLI
-
-
[sıfat]
İçinde karabiber, karanfil, tarçın vb. maddeler bulunan, baharlı
- "Dumanlı dumanlı, sıcak sıcak, baharatlı köfteler..." (Çetin Altan)
-
[sıfat]
İçinde karabiber, karanfil, tarçın vb. maddeler bulunan, baharlı
- MAHALLECE
-
-
[zarf]
Mahallede oturanlar tarafından
- "Mahallece merhamet edildi." (Ömer Seyfettin)
-
[zarf]
Mahallede oturanlar tarafından
- MÜLAHAZAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düşünceler
-
[isim]
Düşünceler
- KABAHATLİ
-
-
[sıfat]
Kabahati olan, kusurlu, suçlu, töhmetli
- "Biz o zaman bu sözleri en kötü bir biçimde manalandırarak hanımı kabahatli bulmuştuk." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Kabahati olan, kusurlu, suçlu, töhmetli
- SAHABETÇİ
-
-
[isim]
Koruyucu, kayırıcı kimse
- "Kahpenin gözlerine mi tutulmuş ne, sahabetçi çıkıyor." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Koruyucu, kayırıcı kimse
- FETVAHANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Müftünün makamı
-
Şeyhülislam kapısı
-
[isim]
Müftünün makamı
- PAHALANMA
-
-
[isim]
Pahalanmak işi
-
[isim]
Pahalanmak işi
- İSTİRAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dinlenme, rahat etme
- "Askerimiz şu beklemeyi bir istirahat sayıyor." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Dinlenme, rahat etme
- RAHATLAMA
-
-
[isim]
Rahatlamak işi
-
[isim]
Rahatlamak işi
- BAHARATÇI
-
-
[isim]
Baharat alım satımıyla uğraşan kimse, baharcı
-
[isim]
Baharat alım satımıyla uğraşan kimse, baharcı
- SARAHATEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Açıkça, apaçık, açıktan açığa
- "Sarahaten acaba söylesem darılmaz mı? / Darılmak âdeti bilmem ki çapkının naz mı?" (Orhan Seyfi Orhon)
-
[zarf]
Açıkça, apaçık, açıktan açığa
- SARAHATLE
-
-
[zarf]
Açıklıkla
- "Ve biz ağustos böceklerinin ne dediklerini sarahatle anlardık." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[zarf]
Açıklıkla
- BASMAHANE
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Basma yapılan iş yeri
-
[isim]
Basma yapılan iş yeri