İçinde aha olan 7 harfli 28 kelime var. İçerisinde AHA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aha olan kelimeler listesine ya da Sonu aha ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
AHA
2 Harfli Kelimeler
AH, HA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- LAHAVLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[ünlem]
Sabrın tükendiğini belirtmek için söylenen bir söz
- "Cömertliği karşısında olduğumu anlayınca lahavle çekip yola devam ettim." (Ahmet Rasim)
-
[ünlem]
Sabrın tükendiğini belirtmek için söylenen bir söz
- MEZBAHA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kesimevi
-
[isim]
Kesimevi
- MAHALLİ
- ...
- BAHADIR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Savaşlarda gücü ve yılmazlığıyla üstünlük kazanan veya yiğitlik gösteren kimse, batur
-
[isim]
Savaşlarda gücü ve yılmazlığıyla üstünlük kazanan veya yiğitlik gösteren kimse, batur
- MAHALLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şehrin bir kasabanın, büyükçe bir köyün bölündüğü parçalardan her biri
- "Mahallemizin bunca yıllık kasabı, bakkalı bir gece yok oldular." (Necati Cumalı)
-
Bu parçalarda oturan insanlarin tamamı
-
[isim]
Bir şehrin bir kasabanın, büyükçe bir köyün bölündüğü parçalardan her biri
- SEMAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cömertlik
-
[isim]
Cömertlik
- KAHKAHA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yüksek sesle gülme
- "Herkesin gevezeliğini sabırla dinledi, sonra o gevrek kahkahalarından birini atarak ilerledi." (Haldun Taner)
- "Beni yatakta görünce kahkahayı bastı." (Ömer Seyfettin)
- "Selma Hanım az kalsın bir kahkaha salıverecekti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Hâlbuki hikâyesini dinleyen eşraf efendiler, birbirlerine bakarak kahkahalarını elleriyle ağızlarında söndürmeye çalışıyorlardı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Yüksek sesle gülme
- VALLAHA
- ...
- SAHAVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
El açıklığı, akılık, seleklik, cömertlik
-
[isim]
El açıklığı, akılık, seleklik, cömertlik
- CERAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İrin
-
Yara
-
[isim]
İrin
- ISLAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Daha iyi duruma getirmek için yapılan değişiklik, düzeltme veya iyileştirme, reform
- "Kadıncağıza paşadan kalan aylık her yeni devlet ıslahatında kırılıp küçülüyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Daha iyi duruma getirmek için yapılan değişiklik, düzeltme veya iyileştirme, reform
- SEYAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yolculuk
- "Her zamanki seyahat hatıralarını anlatmaya başladı." (Peyami Safa)
- "Seyahat etmenin ilk defa olarak büyük bir faydasını gördüm." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Gezi
-
[isim]
Yolculuk
- ARDAHAN
- ...
- ISFAHAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde dügâh perdesindeki makamlardan biri
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde dügâh perdesindeki makamlardan biri
- TAHARET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Temizlik, temiz olma
-
Tuvalet ihtiyacınbı giderdikten sonra suyla temizlenme
-
İslam dini inanışlarına uygun olarak yapılan temizlik
-
[isim]
Temizlik, temiz olma
- RAHATÇA
-
-
[sıfat]
Rahat
-
Rahat bir biçimde
- "Buradan hem aşağı obayı hem yukarı obayı rahatça seyredebiliyordu." (Nezihe Araz)
-
[sıfat]
Rahat
- BAHARLI
-
-
[sıfat]
Baharatlı
-
[sıfat]
Baharatlı
- BAHARAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yiyecek ve içeceklere hoş koku ve tat vermek için kullanılan tarçın, karanfil, zencefil, karabiber vb. maddeler, bahar (II)
- "Alttan alta, keskin bir baharat kokusu hissediliyor." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Yiyecek ve içeceklere hoş koku ve tat vermek için kullanılan tarçın, karanfil, zencefil, karabiber vb. maddeler, bahar (II)
- BAHARCI
-
-
[isim]
Baharatçı
- "Yağ, peynir satanlar, baharcılar, inci boncuk, koku satanlar sokaklara salaşlar kurar, sıra sıra dizilirler." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Baharatçı
- SAHABET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Koruma, kayırma
- "Sen hayırlı bir mal mısın ki Hatice'yi sahabet edeceksin." (Peyami Safa)
-
[isim]
Koruma, kayırma