İçinde ah olan 5 harfli 127 kelime var. İçerisinde AH bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ah olan kelimeler listesine ya da Sonu ah ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AH, HA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ZAHİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Dinin yasak ettiği şeylerden sakınıp buyurduklarını yerine getiren (kimse)
- "Bu sualin karşısında, hakikati inkâr olunmuş bir zahit gibi doğruldu." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Dinin yasak ettiği şeylerden sakınıp buyurduklarını yerine getiren (kimse)
- FAHTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde genellikle ilahi, beste ve özellikle peşrev formlarında kullanılan, yirmi zamanlı ve on iki vuruşlu bir büyük usul
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde genellikle ilahi, beste ve özellikle peşrev formlarında kullanılan, yirmi zamanlı ve on iki vuruşlu bir büyük usul
- VAHİY
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir buyruk veya düşüncenin Tanrı tarafından peygamberlere bildirilmesi
- "Bir ilham istiyorum bir gün vahye erecek." (Behçet Kemal Çağlar)
-
Bu biçimde bildirilen buyruk
-
[isim]
Bir buyruk veya düşüncenin Tanrı tarafından peygamberlere bildirilmesi
- YAHNİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kavrulmuş soğan ve salça ile pişirilen, sade veya sebzeli et yemeği
-
[isim]
Kavrulmuş soğan ve salça ile pişirilen, sade veya sebzeli et yemeği
- FERAH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Bol, geniş
- "Ferah bir ev."
-
Havadar, aydınlık, iç açıcı (yer)
- "Bu kahvenin ferah ve sevimli bir taraçası vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Bol, geniş
- KEMAH
- ...
- MAHUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bilinen, adı geçen, sözü geçen
- "Kümbetin duvarı içinden mahut kutuyu çıkaran bendim." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Bilinen, adı geçen, sözü geçen
- AHİZE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Telefonda seslerin duyulduğu ve iletildiği parça
- "Ahize birinden ona geçerek belki bir saat konuştular." (Mithat Cemal Kuntay)
-
[isim]
Telefonda seslerin duyulduğu ve iletildiği parça
- LAHOS
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Hanigillerden, Akdeniz ve Ege'de yaşayan lezzetli bir balık, kaya hanisi
-
[isim]
Hanigillerden, Akdeniz ve Ege'de yaşayan lezzetli bir balık, kaya hanisi
- NAHİV
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Söz dizimi
-
[isim]
Söz dizimi
- SEMAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alevi ve Bektaşi topluluklarında yaygın olan ve müzik eşliğinde uygulanan tören nitelikli oyun
-
[isim]
Alevi ve Bektaşi topluluklarında yaygın olan ve müzik eşliğinde uygulanan tören nitelikli oyun
- MİZAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gülmece
- "İnci gibi güzel bir yazısı ve mizaha da istidadı varmış." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Gülmece
- YEGAH
- ...
- İLKAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dölleme
-
Döllenme
-
Aşılama
-
[isim]
Dölleme
- FAHUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok övünen, çok böbürlenen
-
[sıfat]
Çok övünen, çok böbürlenen
- LAHUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tanrı âlemi
-
[sıfat]
Kutsal
- "Dünya senin bu lahut avazeni duymadıktan sonra kimin sesini dinler, kime kulak asar?" (Samiha Ayverdi)
-
[isim]
Tanrı âlemi
- ŞAHAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Akan yıldız
-
[isim]
Akan yıldız
- TAHİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Öğütülmüş susamın koyu sıvı durumu
-
[isim]
Öğütülmüş susamın koyu sıvı durumu
- MAHRA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üzüm taşımaya yarayan ağzı geniş, dibi dar tahta kap
-
[isim]
Üzüm taşımaya yarayan ağzı geniş, dibi dar tahta kap
- SAHAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Genellikle kullanılmış ve eski kitap alıp satan kitapçı
-
[isim]
Genellikle kullanılmış ve eski kitap alıp satan kitapçı