İçinde af olan 6 harfli 65 kelime var. İçerisinde AF bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında af olan kelimeler listesine ya da Sonu af ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A F Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AF, FA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İTİLAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlaşma, uyuşma, uzlaşma
-
[isim]
Anlaşma, uyuşma, uzlaşma
- AGRAFİ
-
Kelime Kökeni : Yunanca
-
[isim]
Yazma yitimi
-
[isim]
Yazma yitimi
- KAFİLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birlikte yolculuk eden topluluk
- "Bir yaz günü geçtik Tuna'dan kafilelerle." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Aynı yöne giden taşıt veya yolcu topluluğu, konvoy
- "Sağımızda yürüyen kafile, yolunu değiştirdi." (Halide Edip Adıvar)
-
Sıra ile gönderilen şeylerin her bir bölüğü
- "Malların ilk kafilesi dün geldi."
-
[isim]
Birlikte yolculuk eden topluluk
- MAFEVK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üst
-
Yukarı
-
[isim]
Üst
- SAFARİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Afrika'nın doğusunda toplu olarak yapılan vahşi hayvan avı
-
Toplu olarak ava çıkma
-
Katılımcıların vahşi hayatı yerinde görmelerini sağlayan turistik gezi
-
Genellikle ketenden yapılan kısa pantolon, büyük cepli uzun ceket ve geniş kenarlı mantar şapkadan oluşan av kıyafeti
-
[isim]
Afrika'nın doğusunda toplu olarak yapılan vahşi hayvan avı
- KAFEİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kahve ve çayda bulunan, hekimlikte kullanılan, kasları, sinirleri uyarıcı, mide salgısını ve metabolik hızı artırıcı etki yapan bir madde
-
[isim]
Kahve ve çayda bulunan, hekimlikte kullanılan, kasları, sinirleri uyarıcı, mide salgısını ve metabolik hızı artırıcı etki yapan bir madde
- NAFAKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Geçinmek için gerekli olan şeylerin bütünü, geçimlik
-
Birinin geçindirmekle yükümlü bulunduğu kimselere, mahkeme kararıyla bağlanan aylık
-
[isim]
Geçinmek için gerekli olan şeylerin bütünü, geçimlik
- GRAFİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir olayın, niceliğin çeşitli durumlarını göstermeye veya birkaç şey arasında karşılaştırma yapmaya yarayan çizgilerden oluşmuş şekil, çizge
-
Biçim, desen veya çizgilerle gösterme
- "Grafik sanatlar."
-
[isim]
Bir olayın, niceliğin çeşitli durumlarını göstermeye veya birkaç şey arasında karşılaştırma yapmaya yarayan çizgilerden oluşmuş şekil, çizge
- GRAFİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kurşun kalemi ve bazı araç parçalarının yapımında kullanılan, yumuşak, kolay toz durumuna gelebilen, gri siyah renkli, yapay olarak billurlaşabilen bir çeşit doğal karbon
-
[isim]
Kurşun kalemi ve bazı araç parçalarının yapımında kullanılan, yumuşak, kolay toz durumuna gelebilen, gri siyah renkli, yapay olarak billurlaşabilen bir çeşit doğal karbon
- TELAFİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kötü bir etkiyi veya sonucu başka bir etki ile yok etme, karşılama, yerine koyma
- "Telafisi kolay olmayan bir zarar."
- "Onun sevimsizliğini bunun cana yakınlığı ile telafi etmenin yolunu bulmuşlar." (Haldun Taner)
-
[isim]
Kötü bir etkiyi veya sonucu başka bir etki ile yok etme, karşılama, yerine koyma
- GAFLET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dalgınlık, dikkatsizlik, boş bulunma, aymazlık, dalgı, ihtiyatsızlık
-
[isim]
Dalgınlık, dikkatsizlik, boş bulunma, aymazlık, dalgı, ihtiyatsızlık
- MENAFİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yararlar, faydalar
-
[isim]
Yararlar, faydalar
- MÜDAFİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Savunucu
-
Bir davada, davacı veya davalının haklarını savunan kimse
-
[isim]
Savunucu
- AFAKAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hafakan
-
[isim]
Hafakan
- ANAFOR
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Girdap
-
Karmakarışık, sinirli, güç durum
- "Korkunç bir anaforun öfkesine kapılmış, sağa sola savrulup duruyorlar." (Atilla İlhan)
-
Yolsuzluk yapılarak elde edilen şey
-
[isim]
Girdap
- HAFİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Özel soruşturmalarla edindiği bilgileri ilgililere ileten kimse, dedektif
-
[isim]
Özel soruşturmalarla edindiği bilgileri ilgililere ileten kimse, dedektif
- TAFLAN
-
-
[isim]
Gülgillerden, 2-6 m yükseklikte, kışın yapraklarını dökmeyen, çiçekleri salkım durumunda, beyaz veya yeşil olan, süs bitkisi olarak bahçelerde yetiştirilen küçük bir ağaç, karayemiş ağacı, karayemiş (Prunus laurocerasus)
-
[isim]
Gülgillerden, 2-6 m yükseklikte, kışın yapraklarını dökmeyen, çiçekleri salkım durumunda, beyaz veya yeşil olan, süs bitkisi olarak bahçelerde yetiştirilen küçük bir ağaç, karayemiş ağacı, karayemiş (Prunus laurocerasus)
- AFERİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[ünlem]
Övme, takdir, beğenme vb. duyguları belirtmek için söylenen söz, bravo
- "Aferin İsmail, söyle, daha bağırarak söyle!" (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Öğrencilere verilen beğenme ve takdir kâğıdı
-
[ünlem]
Övme, takdir, beğenme vb. duyguları belirtmek için söylenen söz, bravo
- MALAFA
-
-
[isim]
Önceden delinmiş parçaları tornalamaya özgü torna tezgâhı bağlama aleti
-
[isim]
Önceden delinmiş parçaları tornalamaya özgü torna tezgâhı bağlama aleti
- AFOROZ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Hristiyanlıkta kilise tarafından verilen cemaatten kovma cezası
- "Manastırdan kaçalı, papanın aforozuna uğrayalı on beş yıl oluyor." (Halide Edip Adıvar)
-
Darılıp biriyle konuşmama, ilgiyi kesip uzaklaştırma, toplum dışılama
- "Siz kendi milletiniz için bunun yarısını söyleyin, milletin çoğunluğu sizi hemen aforoz eder." (Haldun Taner)
-
[isim]
Hristiyanlıkta kilise tarafından verilen cemaatten kovma cezası