İçinde af olan 6 harfli 65 kelime var. İçerisinde AF bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında af olan kelimeler listesine ya da Sonu af ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A F Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AF, FA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İTİLAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlaşma, uyuşma, uzlaşma
-
[isim]
Anlaşma, uyuşma, uzlaşma
- AGRAFİ
-
Kelime Kökeni : Yunanca
-
[isim]
Yazma yitimi
-
[isim]
Yazma yitimi
- KAFURU
- ...
- HAFİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Özel soruşturmalarla edindiği bilgileri ilgililere ileten kimse, dedektif
-
[isim]
Özel soruşturmalarla edindiği bilgileri ilgililere ileten kimse, dedektif
- GRAFİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir olayın, niceliğin çeşitli durumlarını göstermeye veya birkaç şey arasında karşılaştırma yapmaya yarayan çizgilerden oluşmuş şekil, çizge
-
Biçim, desen veya çizgilerle gösterme
- "Grafik sanatlar."
-
[isim]
Bir olayın, niceliğin çeşitli durumlarını göstermeye veya birkaç şey arasında karşılaştırma yapmaya yarayan çizgilerden oluşmuş şekil, çizge
- AFOROZ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Hristiyanlıkta kilise tarafından verilen cemaatten kovma cezası
- "Manastırdan kaçalı, papanın aforozuna uğrayalı on beş yıl oluyor." (Halide Edip Adıvar)
-
Darılıp biriyle konuşmama, ilgiyi kesip uzaklaştırma, toplum dışılama
- "Siz kendi milletiniz için bunun yarısını söyleyin, milletin çoğunluğu sizi hemen aforoz eder." (Haldun Taner)
-
[isim]
Hristiyanlıkta kilise tarafından verilen cemaatten kovma cezası
- KAFEİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kahve ve çayda bulunan, hekimlikte kullanılan, kasları, sinirleri uyarıcı, mide salgısını ve metabolik hızı artırıcı etki yapan bir madde
-
[isim]
Kahve ve çayda bulunan, hekimlikte kullanılan, kasları, sinirleri uyarıcı, mide salgısını ve metabolik hızı artırıcı etki yapan bir madde
- RAFSIZ
- ...
- GRAFİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kurşun kalemi ve bazı araç parçalarının yapımında kullanılan, yumuşak, kolay toz durumuna gelebilen, gri siyah renkli, yapay olarak billurlaşabilen bir çeşit doğal karbon
-
[isim]
Kurşun kalemi ve bazı araç parçalarının yapımında kullanılan, yumuşak, kolay toz durumuna gelebilen, gri siyah renkli, yapay olarak billurlaşabilen bir çeşit doğal karbon
- KAFİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Uyak
-
Halk edebiyatında ayak
-
[isim]
Uyak
- MALAFA
-
-
[isim]
Önceden delinmiş parçaları tornalamaya özgü torna tezgâhı bağlama aleti
-
[isim]
Önceden delinmiş parçaları tornalamaya özgü torna tezgâhı bağlama aleti
- KAFACA
-
-
[zarf]
Düşünce bakımından
- "Kafaca, ruhça, zevkçe, terbiyece eski adam diyebileceğimiz bir örnek alınız." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[zarf]
Düşünce bakımından
- HAFIZA
-
-
[isim]
Bellek
- "Hafızamı kilitlemiştim, maziyi hiç çıkaramıyordum, küflensin kalsın orada diyordum." (Aka Gündüz)
- "Hafızamı yokluyorum, bu imza ile karşılaştığım gün, yirmi yılın gerisinde." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Bellek
- MÜDAFİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Savunucu
-
Bir davada, davacı veya davalının haklarını savunan kimse
-
[isim]
Savunucu
- GAFFAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Kullarının günahlarını affeden, bağışlayan, bağışlayıcı (Tanrı)
-
Kullarının günahlarını affeden, bağışlayan, bağışlayıcı (Tanrı)
- CAFERİ
- ...
- HURAFE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dine sonradan girmiş yanlış inanç
-
[isim]
Dine sonradan girmiş yanlış inanç
- KAFTAN
-
-
[isim]
Çoğu ipekten yapılan, bir çeşit uzun, süslü üst giysisi
- "Başkasına ait sırmalı kaftanı giymektense kendi malım olan eski hırkayı tercih ederim." (Ömer Seyfettin)
-
Padişahların, gönül almak, ödüllendirmek için birine giydirdikleri değerli kumaş veya kürkten yapılmış giysi, hilat
-
[isim]
Çoğu ipekten yapılan, bir çeşit uzun, süslü üst giysisi
- SAFLIK
-
-
[isim]
Saf olma durumu, temizlik, arılık, safiyet
- "Yıldız bir çocuk saflığı ile gülümsedi." (Aka Gündüz)
-
Kolayca aldatılabilme durumu
- "Gayet basit bir hile ile saflığımdan istifade ederek işi başardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Saf olma durumu, temizlik, arılık, safiyet
- KARAFA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Uzun boyunlu, kulpsuz küçük rakı sürahisi
- "Garson gel şu karafayı doldur." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Uzun boyunlu, kulpsuz küçük rakı sürahisi