İçinde af olan 5 harfli 79 kelime var. İçerisinde AF bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında af olan kelimeler listesine ya da Sonu af ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A F Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AF, FA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

AFİŞE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Açığa çıkmış, duyulmuş
  2. Açıklanmış

ZİHAF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Aruzla yazılmış şiirlerde uzun bir ünlünün uzun okunması gerekirken kısa okunması, imale karşıtı

NAFİZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Delip geçen
  2. İçe işleyen
  3. Sözü geçen, etkili olan

YULAF

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Buğdaygillerden, en çok hayvan yemi olarak yetiştirilen otsu bitki (Avena sativa)
  2. Bu bitkinin tanesi

KAFUR
...
ŞAFAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Güneş doğmadan az önce beliren aydınlık
    • "Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak." (Mehmet Akif Ersoy)
    • "Şafak sökerken evden çıkıyor, akşam karanlığında dönüyordu." (Reşat Enis)
  2. Askerler arasında terhis için kalan gün sayısından önce söylenen bir söz
    • "Şafak otuz altı."
    • "Kapıyı kapatınca bende şafak attı." (Burhan Felek)

KAVAF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ucuz, özenmeden ve bayağı cins ayakkabı, kemer, cüzdan yapan veya satan esnaf

PARAF

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yalnız adın veya ad ve soyadın baş harfleriyle atılan kısa imza

AFYON

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Olgunlaşmamış haşhaş kapsüllerine yapılan çizintilerden sızan, güçlü bir zehir olmakla birlikte içinde morfin, kodein vb. uyuşturucular bulunan madde

EVKAF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Vakıflar
  2. Vakıf mallarını yöneten kuruluş

SAFHA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Evre
    • "Gerçi sonradan, bu olayın şu son safhasını hatırladıkça çok defa gülmekten katılmışımdır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Faz

TAFRA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kendisini olduğundan büyük gösterip böbürlenme, yüksekten atma
    • "Bir süre yakayı ele vermemenin tafrasıyla dolaşmak, bir beceri örneği değil mi?" (Haldun Taner)

EVSAF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Nitelikler, vasıflar

MAFİŞ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [ünlem] "Yok, kalmadı" anlamında kullanılan bir söz
    • "Bende para mafiş!"
  2. [isim] Bir çeşit yumurtalı ve hafif hamur tatlısı

LAFZİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Sözün söylenişine, yapısına ait, sözle ilgili

YAFTA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Üzerine asıldığı veya yapıştırıldığı şeylerle ilgili bir bilgi veren yazılı kâğıt parçası
    • "Zamanın uzunluğuna rağmen bu firmanın yaftasını hâlâ aklımda tutuyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

KİFAF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yaşayacak kadar rızık

GAFİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Aymaz
    • "Ben gafil bir kız değilim." (Aka Gündüz)
    • "Nasıl sinsice yaklaşmıştı baykuş, düşmanlarını nasıl gafil avlamıştı." (Cemil Meriç)
    • "Atatürk bizden ayrılınca öbür sınıflara da girmiş. Fakat onlar bizim gibi önceden hazırlanmadıklarından gafil avlanmışlar." (Haldun Taner)

HAFIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kur'an'ı bütünüyle ezbere bilen kimse
  2. Bir şeyi anlamadan ezberleyen kimse
  3. [sıfat] Koruyan, saklayan

TARAF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ön, arka, sağ, sol, üst, alt vb. yanların her biri
    • "Dört tarafı kesme billur kapaklı bir eski saat..." (Refik Halit Karay)
    • "Meseleyi taraf gözetmeden aksettirmek için o yazıdan da bir parça almak isterdik." (Orhan Veli Kanık)
    • "Benim, daha çok erkeklerin tarafını tutar gibi görünen akıl öğretmelerime hanımlar kızabilir." (Şevket Rado)
  2. Yön, yan, doğrultu
    • "Deniz tarafındaki çayırdan bir sürü koyun geçiyor." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Yöre, yer
    • "Üsküdar tarafındaki evlerin camları kor gibi parlıyordu." (Haldun Taner)
  4. İstekleri, düşünceleri karşıt olan iki kişiden veya iki topluluktan her biri
    • "Karşı tarafın adamları."
  5. Bir kişinin soyundan gelenlerin hepsi
    • "Baba tarafı zengin."
  6. Bir şeyin belli bölümü, kısmı
    • "Tiyatronun ön tarafı konuklara ayrıldı."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü