İçinde acı olan 6 harfli 85 kelime var. İçerisinde ACI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında acı olan kelimeler listesine ya da Sonu acı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- CURACI
-
-
[isim]
Cura yapan veya çalan kimse
-
[isim]
Cura yapan veya çalan kimse
- ACIKIŞ
-
-
[isim]
Acıkma işi
-
[isim]
Acıkma işi
- MAŞACI
-
-
[isim]
Maşa yapan veya satan kimse
-
[isim]
Maşa yapan veya satan kimse
- ACITIŞ
-
-
[isim]
Acıtma işi veya biçimi
-
[isim]
Acıtma işi veya biçimi
- DAVACI
-
-
[isim]
Dava eden kimse, savlayıcı, müddei
- "Davacı yerinde kimseler yok." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Dava eden kimse, savlayıcı, müddei
- KURACI
-
-
[isim]
Askere alınacak gençlerin belli olması için onlara kura çektiren subay
-
[isim]
Askere alınacak gençlerin belli olması için onlara kura çektiren subay
- ELMACI
-
-
[isim]
Elma yetiştiren veya satan kimse
-
[isim]
Elma yetiştiren veya satan kimse
- ACINMA
-
-
[isim]
Acınmak işi
-
[isim]
Acınmak işi
- AYNACI
-
-
[isim]
Ayna yapan veya satan kimse
-
Hileci, işine hile karıştıran kimse
-
[isim]
Ayna yapan veya satan kimse
- LAMACI
-
-
[isim]
Lamacılık yanlısı olan kimse
-
[isim]
Lamacılık yanlısı olan kimse
- ACINIŞ
-
-
[isim]
Acınma işi
-
[isim]
Acınma işi
- HAVACI
-
-
[sıfat]
Hava kuvvetlerine bağlı (subay, astsubay veya er)
- "Romanımızı Türk havacılarına armağan edeceğiz." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Hava kuvvetlerine bağlı (subay, astsubay veya er)
- ŞIRACI
-
-
[isim]
Şıra yapıp satan kimse
-
Şıra satılan yer
-
[isim]
Şıra yapıp satan kimse
- ORACIK
-
-
[isim]
Hemen o yer, bulunduğu yer
- "Kadın, çekinerek yaklaştı ve oracığa, toprağın üzerine çöktü." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Hemen o yer, bulunduğu yer
- ACIKLI
-
-
[sıfat]
Acındıracak, acı verecek nitelikte olan, dokunaklı, üzücü, koygun
- "İçeriden ince iniltilerle karışık acıklı bir uğultu çıkıyordu." (Ömer Seyfettin)
-
Acı görmüş, yaslı, kederli
- "Kendimi bu acı ve acıklı kitlenin bir parçası gibi hissediyordum." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Acındıracak, acı verecek nitelikte olan, dokunaklı, üzücü, koygun
- PARACI
-
-
[isim]
Parayı seven kimse
-
[isim]
Parayı seven kimse
- ADACIK
-
-
[isim]
Küçük ada
-
[isim]
Küçük ada
- RİCACI
-
-
Birinin adına ricada bulunan, bir şey isteyen (kimse)
- "Bildik sarrafların çehreleri, teker teker, ricacı bakışların önünden geçiyor." (Ahmet Rasim)
-
Birinin adına ricada bulunan, bir şey isteyen (kimse)
- ARPACI
-
-
[isim]
Arpa alan ve satan kimse
- "Bak, o şoförün yanında arpacı kumrusu gibi düşünen maarif müdürü beye." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Arpa alan ve satan kimse
- ACIMAK
-
-
[nsz]
Tadı acı duruma gelmek, acılaşmak
- "Yağ acıdı."
-
[nsz]
Tadı acı duruma gelmek, acılaşmak