İçinde abe olan 8 harfli 16 kelime var. İçerisinde ABE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında abe olan kelimeler listesine ya da Sonu abe ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A B E Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ABE
2 Harfli Kelimeler
AB, BE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TABELALI
- ...
- MUKABELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Karşılık verme, karşılama, karşılık
- "Dâhilî isyanlara mukabele ve mukavemet ettik." (Atatürk)
-
Karşı gelme, başkaldırma
-
Toplu yerlerde yüksek sesle hatim okunurken Kur'an okumasını bilenlerin gözleriyle Kur'an'ı takip etmesi, bilmeyenlerin dinlemesi
-
Karşılaştırma, karşılıklı yapılan okuma
-
[isim]
Karşılık verme, karşılama, karşılık
- MUSAHABE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Konuşma, görüşme, söyleşi
-
[isim]
Konuşma, görüşme, söyleşi
- İSTİNABE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Davanın görülmekte olduğu mahkemeye gönderilmek için başka bir yerde bulunan bir tanığın oradaki mahkeme tarafından ifadesinin alınması
-
[isim]
Davanın görülmekte olduğu mahkemeye gönderilmek için başka bir yerde bulunan bir tanığın oradaki mahkeme tarafından ifadesinin alınması
- MURAKABE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Denetleme
- "Onun tatlı sert murakabesi, konağın her ferdince kabul edilmiş." (Samiha Ayverdi)
-
Tasavvufta Tanrı'ya bağlanarak çile doldurma
-
[isim]
Denetleme
- BERABERE
- ...
- TABELACI
-
-
[isim]
Tabela yazan kimse
-
[isim]
Tabela yazan kimse
- HABERSİZ
-
-
[sıfat]
Haberi olmayan, haber almamış, hiçbir bilgisi olmayan
- "Yolcular, içimdeki mahşerden habersiz, yanımdan geçip gidiyorlardı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[zarf]
Haber vermeden, habersizce
- "Habersiz geliverdiler."
-
[sıfat]
Haberi olmayan, haber almamış, hiçbir bilgisi olmayan
- HABERDAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Haberli, bilgili
- "Olup bitenden haberdardır."
- "Kararımızdan Nedret'in arkadaşlarını da haberdar etmeliyiz." (Mahmut Yesari)
- "İbrahim Hocamın da işten haberdar olduğunu iddia edenler oldu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Haberli, bilgili
- KİTABEVİ
-
-
[isim]
Kitap satılan yer, kitapçı dükkânı
-
[isim]
Kitap satılan yer, kitapçı dükkânı
- ABECESEL
-
-
[sıfat]
Alfabetik
-
[sıfat]
Alfabetik
- MUHABERE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yazışma
-
İletişim
-
[isim]
Yazışma
- ABESLANG
- ...
- TABETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Basmak
-
[-i]
Basmak
- HABERLİK
-
-
[sıfat]
Haber durumunda olan
-
[sıfat]
Haber durumunda olan
- İSABETLİ
-
-
[sıfat]
Yerine düşmüş, yerinde, uygun
- "İsabetli bir karar aldılar."
-
[sıfat]
Yerine düşmüş, yerinde, uygun