İçinde abe olan 7 harfli 28 kelime var. İçerisinde ABE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında abe olan kelimeler listesine ya da Sonu abe ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A B E Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

ABE

2 Harfli Kelimeler

AB, BE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

NECABET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Temiz bir soydan gelme, soyluluk
    • "Eşyanın bile ihtiyarlamasında bir necabet vardı." (Mithat Cemal Kuntay)

CEVABEN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Cevap olarak, karşılık olarak

ABERANT
...
ARABESK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Arap müziğini andıran, genellikle karamsarlığı konu edinen bir müzik türü
  2. Girişik bezeme
    • "Kelimelerden birtakım arabeskler yapıyor. Bizim bütün Divan edebiyatımız işte hep bu arabeskler, bu minyatürlerdir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

KİTABET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yazmanlık, kâtiplik
  2. Kompozisyon, tahrir

GIYABEN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Kendi yokken, ortada olmaksızın
    • "Gıyaben hüküm giydi."
  2. Adını, sözünü başkalarından duyarak, görmeden
    • "Ben teyzenizin kızıyım, sizi de gıyaben tanırım." (Refik Halit Karay)

HİTABEN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Sözü birine yönelterek, hitap yoluyla

SAHABET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Koruma, kayırma
    • "Sen hayırlı bir mal mısın ki Hatice'yi sahabet edeceksin." (Peyami Safa)

BİHABER

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Habersiz, bilgisiz
    • "Kimisi maişet derdine düşmüş / Rahattan bihaber." (Cahit Sıtkı Tarancı)

CENABET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Cünüp
  2. Pis, kötü, hoşlanılmayan (kimse veya şey)
    • "Cenabet karının oyunları da en aşağı yedi sekiz kısımlıktır, çok bekletir." (Peyami Safa)
  3. [isim] Cünüplük

HABERCİ

  1. [isim] Haber getiren kimse, ulak
  2. Muhbir, ihbar eden kimse
    • "Kaçakçı kamyonları bazen, o da bir habercinin yardımı ile içeride yakalanmakta." (Falih Rıfkı Atay)
  3. Bir durumun, bir olayın belirtisi
    • "Bu bulutlar yağmurun habercisi olsa gerek."
  4. Karakulak

NİYABET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Naiplik

MABEYİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ara
    • "Meseleyi mabeyninizde halletmelisiniz."
  2. Eski konaklarda harem ile selamlık arasındaki daire
  3. Padişah sarayı
  4. İki kişi arasındaki soğukluk

SALABET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Katılık, sağlamlık
    • "Eski cumhurbaşkanı kendi görüşü uzantısında böyle bir salabet örneği vermişti." (Haldun Taner)

TABABET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hekimlik
    • "Medeniyet buna da bir ad bulmuş, tababet hemen raporunu veriyor." (Aka Gündüz)
  2. Tıp bilgisi

HİTABET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Etkili söz söyleme sanatı, söz sanatı

GARABET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yadırganacak yönü olma, gariplik, tuhaflık
    • "Bu kızda izahı güç bir garabet var." (Peyami Safa)

HABERLİ

  1. [sıfat] Bir olay veya durum üzerine bilgisi olan, haberi olan
    • "Haberli konuk."
    • "En yeni teknolojik bilgilerden haberli oluyorlar." (Tomris Uyar)
  2. [zarf] Haber vermiş veya almış olarak
    • "Biz oraya haberli gittik."

VABESTE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Bağlı
    • "Düşünmemek, biraz değil birçok içmeye vabeste idi." (Ömer Seyfettin)

BERABER

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [zarf] Birlikte, bir arada
    • "Hayata beraber başladığımız / Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir." (Cahit Sıtkı Tarancı)
  2. -e rağmen, -e karşın
    • "Halılarla bezenmiş olmakla beraber gıcırtıdan ve esnemelerden kurtulamamıştı." (Refik Halit Karay)
  3. [sıfat] Aynı düzeyde
    • "Bina taş, merdiveni yok, toprakla beraber." (Ahmet Rasim)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü