İçinde abe olan 7 harfli 28 kelime var. İçerisinde ABE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında abe olan kelimeler listesine ya da Sonu abe ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A B E Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ABE
2 Harfli Kelimeler
AB, BE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ABESLİK
-
-
[isim]
Abes olma durumu
- "Bu esere ... bir abeslik duygusu hâkimdir." (Mehmet Kaplan)
-
[isim]
Abes olma durumu
- HİTABEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Sözü birine yönelterek, hitap yoluyla
-
[zarf]
Sözü birine yönelterek, hitap yoluyla
- NİYABET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Naiplik
-
[isim]
Naiplik
- ABERANT
- ...
- NABEKAR
- ...
- CEVABEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Cevap olarak, karşılık olarak
-
[zarf]
Cevap olarak, karşılık olarak
- BİHABER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Habersiz, bilgisiz
- "Kimisi maişet derdine düşmüş / Rahattan bihaber." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
[sıfat]
Habersiz, bilgisiz
- TABETME
-
-
[isim]
Tabetmek işi
-
[isim]
Tabetmek işi
- NECABET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Temiz bir soydan gelme, soyluluk
- "Eşyanın bile ihtiyarlamasında bir necabet vardı." (Mithat Cemal Kuntay)
-
[isim]
Temiz bir soydan gelme, soyluluk
- REKABET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aynı amacı güden kimseler arasındaki çekişme, yarışma, yarış
- "Bu seferki kovuluşun sebebi meslek rekabeti değil, meslek ahlakı idi." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Herkesin size delilik isnat etmekte birbirleriyle âdeta rekabet etmeleri kaidedir." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Aynı amacı güden kimseler arasındaki çekişme, yarışma, yarış
- DİYABET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Şeker hastalığı, şeker
-
[isim]
Şeker hastalığı, şeker
- ŞEBABET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gençlik
-
Gençlik yılları
-
[isim]
Gençlik
- GARABET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yadırganacak yönü olma, gariplik, tuhaflık
- "Bu kızda izahı güç bir garabet var." (Peyami Safa)
-
[isim]
Yadırganacak yönü olma, gariplik, tuhaflık
- GIYABEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Kendi yokken, ortada olmaksızın
- "Gıyaben hüküm giydi."
-
Adını, sözünü başkalarından duyarak, görmeden
- "Ben teyzenizin kızıyım, sizi de gıyaben tanırım." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Kendi yokken, ortada olmaksızın
- VABESTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Bağlı
- "Düşünmemek, biraz değil birçok içmeye vabeste idi." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Bağlı
- ARABESK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Arap müziğini andıran, genellikle karamsarlığı konu edinen bir müzik türü
-
Girişik bezeme
- "Kelimelerden birtakım arabeskler yapıyor. Bizim bütün Divan edebiyatımız işte hep bu arabeskler, bu minyatürlerdir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Arap müziğini andıran, genellikle karamsarlığı konu edinen bir müzik türü
- BERABER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Birlikte, bir arada
- "Hayata beraber başladığımız / Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
-e rağmen, -e karşın
- "Halılarla bezenmiş olmakla beraber gıcırtıdan ve esnemelerden kurtulamamıştı." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Aynı düzeyde
- "Bina taş, merdiveni yok, toprakla beraber." (Ahmet Rasim)
-
[zarf]
Birlikte, bir arada
- KİTABET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yazmanlık, kâtiplik
-
Kompozisyon, tahrir
-
[isim]
Yazmanlık, kâtiplik
- SALABET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Katılık, sağlamlık
- "Eski cumhurbaşkanı kendi görüşü uzantısında böyle bir salabet örneği vermişti." (Haldun Taner)
-
[isim]
Katılık, sağlamlık
- HABERCİ
-
-
[isim]
Haber getiren kimse, ulak
-
Muhbir, ihbar eden kimse
- "Kaçakçı kamyonları bazen, o da bir habercinin yardımı ile içeride yakalanmakta." (Falih Rıfkı Atay)
-
Bir durumun, bir olayın belirtisi
- "Bu bulutlar yağmurun habercisi olsa gerek."
-
Karakulak
-
[isim]
Haber getiren kimse, ulak