İçinde aba olan 8 harfli 73 kelime var. İçerisinde ABA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aba olan kelimeler listesine ya da Sonu aba ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A B Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ABA
2 Harfli Kelimeler
AB
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BACABAŞI
-
-
[isim]
Ocağın üstündeki raf
-
[isim]
Ocağın üstündeki raf
- BABAYANİ
-
-
[sıfat]
Gösterişi ve özentisi olmayan
- "Ben bir yandan meslek icabı, bir yandan da herkesçe sevilip sayılan babayani bir adam olarak öteden beri kadın erkek farkı gözetmem." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Gösterişi ve özentisi olmayan
- ALABANDA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Deniz teknelerinin iç yanları, borda karşıtı
-
[isim]
Deniz teknelerinin iç yanları, borda karşıtı
- TABAKSIZ
- ...
- BADISABA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Sabah yeli
-
[isim]
Sabah yeli
- CİCİBABA
-
-
[isim]
Üvey baba
-
[isim]
Üvey baba
- DÜZTABAN
-
-
[isim]
Doğal ayak kemerinin kaybolması ile oluşan yapısal bozukluk
-
[sıfat]
Tabanı kemerli olmayan, düz olan (kimse)
-
Dar tabanlı bir tür rende
-
[sıfat]
Uğursuz
-
[isim]
Doğal ayak kemerinin kaybolması ile oluşan yapısal bozukluk
- ÇINSABAH
-
-
[zarf]
Sabahleyin, çok erken
-
[zarf]
Sabahleyin, çok erken
- BALTABAŞ
-
-
[isim]
Baş bodoslaması omurga hattına dikey olarak çelik lamadan yapılmış gemi
-
[isim]
Baş bodoslaması omurga hattına dikey olarak çelik lamadan yapılmış gemi
- ABANDONE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Dövüşemeyecek duruma gelen (boksör)
-
[sıfat]
Dövüşemeyecek duruma gelen (boksör)
- SABAHTAN
-
-
[zarf]
Sabahleyin, sabah sabah
- "Sabahtan keçiyi o tarafa, yeni biçilmiş buğday tarlasına bağlamıştı." (Necati Cumalı)
-
[zarf]
Sabahleyin, sabah sabah
- KABARCIK
-
-
[isim]
İçi su, hava dolu ufak kabartı veya kürecik
- "Bardağın içindeki maden suyu kabarcıklarının pıtır pıtır söndüğü bile duyuluyordu." (Haldun Taner)
-
Vücutta oluşan sivilce gibi küçük şişkinlik
-
Kabartı
- "Köy, dağın ortasında, toprak kabarcıkları gibi dizilen evleriyle bir mezarlığa benziyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
Metal biliminde sıvı veya katıların içinde oluşan gaz hacmi
-
[isim]
İçi su, hava dolu ufak kabartı veya kürecik
- MURABAHA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir malı çok fazla kârla satma
-
Tefecilik
-
[isim]
Bir malı çok fazla kârla satma
- YABANCIL
-
-
[sıfat]
Uzak, yabancı ülkelerle ilgili, bu ülkelerden getirilmiş, egzotik
-
[sıfat]
Uzak, yabancı ülkelerle ilgili, bu ülkelerden getirilmiş, egzotik
- KABADAYI
-
-
[isim]
İyi dövüşen, korkusuz, kendine özgü namus kurallarının dışına çıkmayan kimse
- "Ramazan, sertliği, zulmü ile ün salmış bir kabadayı idi." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Yürekli
- "Doğrusu kabadayı çocuktur."
-
Bir şeyin en iyisi, başta geleni
- "Bunun en kabadayısı yüz bin lira."
-
[isim]
İyi dövüşen, korkusuz, kendine özgü namus kurallarının dışına çıkmayan kimse
- ALABALIK
-
-
[isim]
Alabalıkgillerden, soğuk ve duru sularda yaşayan, eti turuncu ve lezzetli bir tatlı su balığı (Trutta faris)
-
[isim]
Alabalıkgillerden, soğuk ve duru sularda yaşayan, eti turuncu ve lezzetli bir tatlı su balığı (Trutta faris)
- KALTABAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Namussuz
-
Şarlatan, yalancı, hileci
-
[sıfat]
Namussuz
- KABALİST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kabalacı (I)
- "Şair, âlim, mütefennin, feylesof, mutasavvıf ve kabalist olduğu kadar hayalperverdi." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Kabalacı (I)
- MADRABAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Hayvan, balık, sebze, meyve vb. yiyecekleri yerinden getirerek toptan satan kimse
-
[sıfat]
Hile yapan, hileci
- "... bunlar kusurlu, adi camlardır, köy evi camları! Madrabazlar böylelerini köylere satarlar." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Hayvan, balık, sebze, meyve vb. yiyecekleri yerinden getirerek toptan satan kimse
- KABARALI
-
-
[sıfat]
Kabara çakılmış olan
- "Erkekler kabaralı ayakkabılarıyla birer ikişer evlerine döndüler." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Kabara çakılmış olan